Adayların nasıl hazırlandıkları, neler yaptıkları, haftalarca süren kampanyanın nasıl organize edildiği dışarıdan bakılınca pek anlaşılmıyor. Yeni Vatan olarak “Bir adayla bir gün” haberiyle sis bulutlarını az da olsa dağıtmayı hedefliyoruz. “Bir adayla bir gün” haberi çerçevesinde, 14 Ekim 2012 yerel seçimlerinde St Joss belediyesinde, CDH Partisi’nin adayı Mustafa Alperen Özdemir’le 27 Eylül günü bir araya geldim. Mustafa’yla sabah erken saatlerde buluşup sabah kahvaltısı yaptıktan sonra güne başlıyoruz. Kahvaltı yerinden evine doğru yol alırken, günün programı konusunda beni bilgilendiriyor.
Kaldığı yere vardığımızda, bürosunun girişinde, yerlerde asılmak üzere afişlerin durduğunu görüyorum. Öğleden önce asılacaklarını söylüyor. Hazırlamakta olduğu ve iki dilde yayımlanacak olan seçim broşürü üzerinde son retuşlarını yapmak üzere bilgisayarının başına geçiyor. Mustafa son retuşları yapaken, ben de masası ve etrafta duran kitaplara bakıyorum. Siyaset bilimci (U.L.B’den mezun) olması kitap tercihlerine de yansıdığını düşünüyorum. Ağırlıkta siyasete ilişkin kitaplar bulunuyor. Onun dışında tarih ve tasavvufla alakalı kitaplar var. Eski bir kitapçıdan aldığı Saint Josse belediyesi tarihinin anlatıldığı kitabı gösteriyor. Belediyenin yüz yılları aşan bir tarihi olduğunu öğreniyorum. “Siyasette referans kaynağım bu” diyerek “Kutadgu Bilig” (Yusuf Has Hacip) isimli kitabı uzatırken ayrı bir tebessüm beliyor yüzünde. Sosyal medyada ara sıra kitaptan bölümler paylaştığını da ekliyor.
Kitapta en çok beğendiği bölümlerden birini soruyorum. Gösterdiklerini tek tek not ediyorum: “Bütün işlerinde doğruluk göster. Halka kanunu doğru ve dürüst uygulamalısın ki, kıyamet günü sevinenlerden olasın. Sen halkını kötülüklerden, belâdan, zulümden koru. İyilik yap; elinle, dilinle onların sevindir. Sağlığında iyi ol, kendine iyi dedir. Yöneticisi iyi olan ülkenin halkı da iyi olur. Malınla ve paranla hayır yap. Yedir, içir, giydir. Cömert ol, cömerdin adı ebedî kalıcılardandır. Göç yükünü önceden gönder.”
Bu arada Mustafa broşür çalışmasını tamamlıyor, öğleden önce asılacak afişleri aldıktan sonra güne başlamadan her sabah gazetelerde gündem taraması yaptığını söylüyor ve beni kaldığı dairenin karşısında ki kafede bir kahve içmeye davet ediyor. Yanında getirdiği gazetelerin özellikle Belçika ve Brüksel’e ilişkin bölümlerini okuyor. Seçimlere giden Belçika’da siyasi partiler ve adaylarala alakalı onlarca haber okumak mümkün. Bir yanda aktüaliteyi tararken, diğer yanda gelen telefonlara ve mesajlara cevap veriyor. Gündem taramasının ardından Saint Josse sokaklarında bir yürüyüşe davet ediyor.
Beraberinde getirdiği afişleri asmak üzere adım adım ilerliyoruz. Afiş asma işi iki bölümde gerçekleşiyor. Önce mekan sahibine aday kendini tanıtıyor, adaylığı konusunda bilgiler veriyor ve ancak ikici bölümde afişini asmak için izin istiyor. Gün boyu astığı afişlerden el alışkanlığı kazandığını gözlemliyorum. Kampanya döneminde, bir aday için zaman çok önemli, her bir anı doğru değerlendirmek gerekiyor. Bu ziyaretlerimiz içinde bir tanesi var ki anlatmadan geçemiyeceğim. Bir kafede bizleri Silistreli Huriye Hanım karşılıyor. Mustafa afişini asarken, Huriye Hanım Bulgaristanlı Türkler olarak çektikleri sıkıntıları anlatmaya başlıyor. Bunların içinde en önemlisinin “cenazeler meselesi” olduğunu söylüyor. Kendi içlerinde bir şekilde toparladıkalrı yardımlarla yardımcı olmaya çalıştıklarını ifade ediyor; ancak bunun zorlukları olduğunu da hatırlatıyor. Hangi şartlarda cenazelerini gönderdiklerini ve sağlık sigortası olmayanların hastanalerde yaşadıkları zorlukları anlatırken gözleri doluyor.
Afişleri astıktan sonra, hazırlamakta olduğu broşür için matbaayla görüşmeye gidiyoruz. Yol boyunca seçmenlerin elini sıkıyor, kendini tanıyor, kartını vertiyor, soruları cevaplıyor. Sorular ağırlıklı olarak sosyal ve ekonomik içerikli. Mustafa’nın üniversite yıllarından bu yana üzerinde durduğunu ifade ettiği “gençler” konuşmalarımızda da sık sık gündeme geliyor. Gençlerin kendi kaderlerine terk edildiklerini ve bunun kabul edilemez olduğunu söylüyor.
Programın öğleden sonra ki bölümü için başlattıkları yeni bir seçmene ulaşma yöntemi konusunda beni bilgilendiriyor. Saint Josse’un CDH adaylarının gruplara bölündüklerini ve kapı kapı gezip programlarını anlattıklarını söylüyor. Mustafa, CDH liste başı Eric Jasin, Sabahat Mazıbaş Urfalı ve diğer üç adayla birlikte bu çalışmaya katılıyor. Matbaadan çıktıktan sonra benden bir kaç dakikalığına izin isteyip öğle namazını kılmak için camii’ye gidiyor. Vakit namazlarını kaçırmamaya büyük özen gösteriyor. Cemaatlerin de sorunları olduğunu ve kulak vermenin gerekli olduğunu ifade ediyor.
Camii’de namazını kıldıktan sonra grup arkadaşlarını ulaşmak için otobüse biniyoruz. Yolculuğumuz sırasında öğrenim konusunu konuşmaya devam ediyoruz. Saint Josse’ta yaşanan işsizliğin de bununla bağlantılı olduğunu söylüyor. Eğitimden sorumlu encümenin altı yıl içinde çalışmlara yeterli düzeyde katılmadığını da ekliyor. Öğrenim kalitesinin artırılması gerektiğini ısrarla vurguluyor. ”Gençlerin ufuklarını genişletmek lazım, “çöp işi” rol model gösteriliyor, bunun değişmesi gerek” diyor.
Place Saint Josse’a ulaştığımızda arkadaşlarının olduğu sokağa hızlı adımlarla ilerliyoruz. Rue Breamt’ta, üste ifade ettiğim isimlerle el sıkıştıktan sonra Eric Jassin ile bu yeni uygulama hakkında bilgi alıyorum. Kapı kapı gezme işinin çok uzun zamanlar önce terk edildiğini ve tekrar gündeme getirerek her bir eve mesajlarını ulaştırmayı hedeflediklerini söylüyor. Bu sayede ulaşılamayan seçmenlere de ulaşmış olacaklarını düşünüyorlar. Sokağın bir yanında bir grup, diğer yanında ikinci grup çalışmaya başlıyor. Bazen birini, bazende diğerinden takip etmeye çalışıyorum. Grupta görülen kaynaşma genel atmosfere de yansıyor. Genellikle gündeme gelen başlıklar sosyal evler, temizlik ve işsizlik.
Akşamüstüne kadar süren bu çalışmanın ardından Mustafa’nın adaylarla akşam saat 19’da bir toplantıya katılacağını öğreniyorum. Haftada bir gerçekleştirilen bu toplantının amacı: çalışmalar hakkında fikir alış verişinde bulunma, genel prensipleri hatırlatma ve grup motivasyonunu artırma. Toplantı başkanlığını Eric Jassin yapıyor. Bu toplantıda, dillendirilenden geriye “sosyal evler, temizlik ve işsizlik” sözcükleri beliriyor. Bir buçuk saat süren toplantının ardından Mustafa’yla Place Houwaert’ta doğru hareket ediyoruz. Yolda gördüğümüz çöp birikintilerine dikkatimi çekiyor. Bunun gibi çok farklı noktalarda hoş olmayan görüntüler görmek mümkün. Meydanda ki kahvehanlerin birinde soluklanıyoruz. Günün yoğunluğunun ardından, bu yoğun tempoda, stres atmak için ne yaptığını soruyorum. Spor yaptığını söylüyor. Hafta bir kaç dafa spora gidiyor. Krav-maga yapıyor. Laf spordan açıldı; ancak hızla daha farklı konulara yayıldı.
Bu uzun ve yağmursuz günün ardından, yağmur bir anda bastırıyor. Mustafa babası gile bir kaç dakikalığına uğraması gerektiğini söylüyor ve evine davet ediyor. Babası Hasan Bey’le tanışıyorum. Çocuklarından söz ederken, yüzünde beliren mutluluğu anlatmam güç. Siyasetin ve bilginin önemi üzerine vurgular yapıyor. Hasan Bey, gitmeye hazırlanırken, akşam yemeğine kalmamızı teklif ediyor. Yaptıkları nazik teklifi kabul ediyorum. Yemekten önce, Mustafa’nın annesi Güler Hanim, ablası Mahinur Hanım ve eşi Rahmi Bey’le de tanışıyorum. Hep birlikte yemeği yedikten sonra izin isteyip ayrılıyoruz. Mustafa tren istasyonuna kadar beni uğurluyor. Dönüş yolunda, trende, notlarımı tekrar okurken, CDH’nın Saint Josse adayı Mustafa Alperen Özdemir’le geçirdiğim bir günün yoğunluğunu, konuşulanlarını, gençlerini, Saint Josse’u ve sorunlarını düşünüyorum.
Röportaj / Fotolar: Selim Öztürk