Rahmân ve Rahîm olan Yüce ALLAH’ın adıyla…
Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH (c.c.) içindir. Salât ve Selâm Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v)’in Âli’nin ve Ashâbının üzerine olsun.
Hazreti Allah (c.c.) Kur’an-ı keriminde meâlen söyle buyuruyor:
“Bir gece, kendisine bazı âyetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir.” (İsra suresi)
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Miracda Allâhü Teâlâ tarafından şöyle nidâ olundu: Muhakkak ben farzımı (namazı beş vakit olarak) sâbit kıldım ve kullarımdan (elli vakti) hafiflettim. Ve ben iyiliklerin karşılığını on (misli) veririm. (Yani beş vakit namaza elli vakit sevâbı veririm).” (Sahîh-i Buhârî)
Muhterem Müslümanlar,
Yüce Rabbimizin yaratmış olduğu biz kullara rahmetinin bolca tecelli ettiği, bağışlanmak için tövbede bulunanlar için tövbe kapılarının açıldığı, dualara icabet edildiği yeni bir kandil gecesine Miraç Kandiline kavuşmuş bulunmaktayız. Bu sebeple bizi bugüne kavuşturan Allah’u Tealaya hamd ediyoruz.
Miraç kandili Receb-i Şerif ayının 27. gecesidir. Hicretten bir buçuk yıl kadar önce vuku bulmuştur. Hz. Peygamber (s.a.v) bir gece Kâbe’nin çevresinde uyku ile uyanıklılık arası bir durumda iken Cebrail (a.s.) gelmiş onu Burak adlı, bizce mahiyeti bilinmeyen bir binite bindirerek, önce Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürmüş, oradan da göklere yükseltmiş “Sidretü’l-Müntehâ” denilen en üst makama ulaştırmıştır. Hz. Peygamber bu makamı da geçerek Cenabı Hakk’ın, Hazret-i Allah’ın (c.c.) huzuruna erişmiştir.
Bu gece Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) şahsında “Miraç Mucizesi” olarak gerçekleşen, İsra ve Mirac olarak iki bölümden oluşan olayın ortak adıdır. İsra, gece yürüyüşünün yani Peygamber Efendimizin bir gece Mescid-i Haramdan yani Mekke’den Mescid-i Aksaya yani Kudüs’e gidişinin, Miraç ise Efendimizin Mescid-i Aksa’dan semaya yükselişinin adıdır.
İsra olayı Kur’an-ı Kerimde Miraç olayı ise Sevgili Peygamberimizin hadislerinde bizlere bildirilmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de: “Bir gece, kendisine bazı âyetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescid-i Harâm’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir.” (İsra suresi)
Sevgili Peygamberimizin birçok hadisinde Miraç hususu bizlere aktarılmıştır. Bu hadislerin en meşhuru ise şöyledir.”
Bir kerresinde ben Beyt’in (yânı Ka’be’nin) yanında uyurla uyanık arası bir hâlde bulunuyordum”. Peygamber burada iki kişi arasındaki adamı (kasdederek) zikretti ve şöyle devam etti; “Derken bana içine hikmet ve imân doldurulmuş altından bir tas getirildi. Göğüsten karnın alt tarafına kadar yarıldı. Sonra karın Zemzem suyu ile yıkandı. Sonra hikmet ve îmân ile dolduruldu. Ve bana katırdan küçük, eşekten büyük beyaz bir hayvan getirildi ki, o Burak’tır. Akabinde ben Cibril’in beraberinde gittim. Nihayet alt semâya vardık.
— Kim o? denildi.
— Cibril’dir, dedi.
— Yanındaki kimdir? denildi. Cibril tarafından:
— Muhammed’dir, diye cevap verildi.
— Ona buraya gelsin diye (da’vet) gönderildi mi? diye soruldu. Cibril:
— Evet, dedi.
— Merhaba gelen Zât’a Bu gelen kişinin gelişi ne güzeldir! denildi. Hadis-i Şerifin devamında Efendimiz Rabbimiz tarafından gönderilmiş olan Peygamberlerle buluştuğunu dile getirmiş, namazın farz kılınışını bizlere aktarmıştır.
Miraç hadisesinde Sevgili Peygamberimize O’nun vesilesi ile bizlere çok büyük müjdeler verilmiştir.
Bu müjdelerden bazısı şöyledir.
İlk olarak verilen ve ümit var olmamıza ve imanımıza sahip olmamızın ne denli önemli olduğunu vurgulayan müjde “Hz. Peygamberin ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların Cennete gireceği” dir. Müslüman hataya düşebilir, günahlar içinde olabilir, asla imani konularda inkara gitmemeli Allah’ın emir ve yasakları inkar etmemelidir. Çünkü günahı işlemek günahı, günahı inkar etmek inkarı gerektirir.
Müminler için bir başka önemli müjde namazdır. Namaz müminler için bir göz aydınlığıdır. Müminlerin günahlarını silen onları fuhşiyata düşmekten koruyan bir ibadettir namaz. Namaz kulu Allah’a yaklaştıran, müminin miracıdır. Namaz sevenin sevdiğiyle buluşma vaktidir. Namaz kulun kendisini Allah’a arz etme zamanıdır. Namaz ile kalbimiz nurlanır, gönlümüz şenlenir, muhabbetimiz derinleşir, imanımızın lezzetini alır hataların bizlere vermiş olduğu hoşnutsuzluğu gideririz.
Miraç hadisesi Efendimizin şahsında vuku bulmuş bir mucizedir. O’nun ümmeti olarak Miraçta kendisine verilenlere tabi olmakla bizlerde kendi miracımızı gerçekleştirebiliriz.
Namaz günde beş vakit Yüce Rabbimizle buluşma vaktimizdir. Secde anı Rabbimize en yakın olduğumuz andır.
Kadelerde okuduğumuz tahiyyat Efendimizin Miraç anını yaşama zamanımızdır. Tahiyyat’ın anlamı şöyledir.
et- Tahiyyâtü lillahi: Senâ, selam ve merhaba sana ey yüce Allahım!
Ve’s-salevâtü: Niyaz, dua, yalvarış sana ey yüce Allahım!
Ve’t-tayyibât: Arınmışlığın ve güzelliğin en hoşusun. Senden güzel, senden hoş ve arınmış olamaz.
es-Selâmü aleyke eyyühe’n-nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtüh: Bu selâm, rahmetim ve bereketim ilâvesiyle senin üzerine olsun ey sevgili Peygamberimiz!
es-Selâmü aleynâ ve lâ ibâdillahi’s-sâlihin: Yâ rabbi! Bu selâm bizim ve salih kullarının üzerine de olsun.
Aziz Müminler,
Ülke ve Millet olarak çok büyük bir deprem yaşadık. Büyük acılar ve büyük kayıplar verdik. Kalbimizin gönlümüzün buruk olduğu şu günlerde Rabbimiz bize Rahmet olarak Miraç kandilini birkez daha yaşamayı ve idrak etmeyi nasib etti. Miraç kandili vesilesiyle Hz Allah, depremde vefat eden kardeşlerimize Rahmet eylesin. Rabbim yaralı kardeşlerimize acil şifalar versin. Enkaz altında kurtarılmayı bekleyen kardeşlerimize tez kurtulmayı nasib eylesin. Rabbim Devletimize ve Milletimize güç ve kuvvet versin. Rabbim yapmış olduğumuz tüm yardımları en güzel şekliyle kabul eylesin. Rabbim Vatanımıza Milletimize bir daha büyük acılar yaşatmasın inşaallah. Peygamber Efendimizin (s.a.v) şefaati biz Ümmetinin üzerinde olsun inşaallah. Miraç kandilimiz mübarek olsun. Hayırlı Cumalar Hayırlı kandiller dilerim.
Vesselâm.
Nihat Gülal