1855 yılında Bulgaristan’ın Tırnova şehrinde doğan Ertuğrul, Rüşdiyeyi bitirdikten sonra medreseye devam etti ve Arapça ve Farsça öğrendi. Yazısı güzel olduğundan on altı yaşında iken vâridât mukayyitliğine tayin edildi.
İsmail Fenni Ertuğrul, şiir ve musikiyle de ilgilendi. Tırnova’da Karaoğlan Dimitriof’tan kanun ve Pamukoğlu’ndan keman dersleri aldı. İstanbul’a geldikten sonra da Kemânî Aleksan Ağa, Tanbûrî Ali Efendi, Hacı Fâik Bey ve bestekâr Şevki Bey gibi mûsiki üstatlarının öğrencisi oldu.
1880 yılında Mekteb-i Mülkiye’ye kaydolan Ertuğrul, bu okuldan 1884 yılında mezun oldu. Mezuniyetinden sonra çeşitli memuriyetlerde bulundu. 1911 yılında emekli oldu.
Emekliye ayrıldıktan sonra şiir, musiki ve felsefe ile ilgilenmeye başlayan Ertuğrul, birçok eser kaleme aldı. Eserlerinden bazıları şunlardır:
- Lügatçe-i Felsefe (Felsefe Sözlüğü (1927)
- Maddiyyûn Mezhebinin İzmihlâli (1928)
- Vahdet-i Vücûd ve Muhyiddîn-i Arabî (1928)
- Kitâb-ı İzâle-i Şükûk (1928)
- Küçük Kitapta Büyük Mevzular (1934)
- Hakîkat Nurları, Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye İstanbul 1949
İsmail Fenni Ertuğrul, 29 Ocak 1946 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Eyüp Sultan Mezarlığı’na defnedildi.
Mirasçısı bulunmadığından, tüm mal varlığını, basılmamış eserlerini ve bütün kitaplarının basım hakkını Darüşşafaka’ya bağışladı. 9050 ciltlik kütüphanesini ise Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ne vakfetti.
Ertuğrul, fikir dünyasını oluşturan temel öğelerin başında Materyalizmin reddi, vahdet-i vücûd düşüncesinin anlaşılması/savunulması ve oryantalistlerin İslâm’a yönelik saldırılarını ve ithamlarını bertaraf etme düşüncesi yer almaktadır.