“Kovid hikayesinde yeni bir dönem mi başladı?”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Korona hezeyanın ikinci senesi kapanmak üzere ve yığılan haberlere rağmen sağduyulu insanlar çoğalan çelişkileri farketymeye başlamıştır. Zira, bir kaç zamandır Fransız devletin ve dünya çapında resmi bilim adamlar tarafından anlatının bazı ögeler sorgulanıyor.

Anlatı dediğmizde bir veya bir kaç olayın belli bir görüş veya değer yansıtan sunma şeklini kastediyoruz.

Nitekim, mayıs ayından beri sözkonusu olan virüsün Vuhan’dan kaçması uzun zamandır “komplo teorisi” ne indirgendikten sonra yeniden göz önünde bulunduruldu. Çin hükümeti halen kesin olarak itham edilemesede, bu geriye dönüş kayda değer.

Ancak, yakın zamanda çelişkili haberler çoğaldı, Fransız kamu doktoru ve epidemiyolojist olarak sunulan Martin Blachier’nin ki ile başlayalım. Ağustos ayında Cnews kanalında aşının virüsün yayılmasına karşı etkisini düşmeye başladığını savunuyordu.

Ekim ayında miyokardit gibi yan etkileri ifşa etmişti. Bundan temmuz ayındaki bir makalede bahsetmiştik, böyle bir şey uzun bir süre gizlenemezdi.

Kasım ayında bir patlama yaşandı ve kullanılan aşılar vaka sayısına etkisi olmadığını itiraf etmişti ve bu da Pascal Praud isimli spikeri çileden çıkarmıştı. Doktor Blachier aynı zamanda aşısızlar salgından sorumlu olmadığını ileri sürüyordu, bu da ana akım medyaların söylemine zıttı. LCP kanalında pandemi en kuvveytli olduğu 2020 yılında covid virüsü hastaneye yatırmaların 5%’ine ve yoğun bakımda yatırmaların 2%’ine ulaştığını ifşa etmişti, akabinde bir infial yaşanmıştı. LCİ kanalında omicron varyantın tehlikeliği ve ona bağlı olan tedbirleri sorgulamıştı.

Aynı zamanda temmuz ayında söylediğmiz gibi aşılıların hastaneye yatırmaların rakamları bir takım ana akım medyalarda ifşa edilmeye başlamıştı.

Aralık ayın başında Cnews kanalında Fransız covid-19 kurulunun başkanı Jean-François Delfraissy’yı eleştiriyordu, bu şahıs covid belgesi kimseyi korumadığını ve aşısızları zorlamak için kullanıldığını itiraf etmişti (!). LCP kanalında Martin Blachier aşı dozların çoğalmasına ve çocukların aşılamasına karşı net durmuştu. En son yine Cnews kanalında omicron varyantı aşılılarda daha çok rastladığını tespit eden Danımarkalı bir araştırmayı sunmuştu ve BioNTech başkanı Uğur Şahin’in son açıklamaları aktarıp 3ncü doz virüsün bulaşmasını engellemeyediğini savunmuştu .

Yaşlılara zorunlu aşı gerektiğini gibi resmi söylemle aynı hızada olan bazı görüşleri olsada bir çok kez karşı durduğunu kayda değer.

Psikolog olan eşi Marie-Estelle Dupont bir kaç kez de itiraz etmişti, nitekim medyalar korku pompaladığını ve çocuklara dayatılan baskıya karşı çıkmıştı. Okulda onlara maske zorunluğu dayatmak ve hastalığımız için sorumlu tutmak suç olduğunu söylemişti. Covid belgesi “ahlaken ve felsefi açıdan” çok yanlış olduğunu ifade etmişti.

Pandeminin idaresini hastalıklara karşı önlemleri ve dürüst hekimlerin susturulmasını eleştiren eski Macron’un millet vekili Martin Wonner’i de örnek alabiliriz.

Paris Cochin isimli hastanenin üroloji bölümün şefi Michaël Peyromaure 14 aralık tarihinde çocukların covidi yakalama riski sıfır olduğunu ileri sürerek onlara aşı dayatılmasına karşı çıkmıştı.

Fransa’nın yüksek sağlık kurulu (HAS) ABD’li Merck şirketinin yararlı sunulan molnupiravire karşı çıkmıştı ve aynı zamanda Türk bilim kurulunun temsilcisi Mehmet Ceyhan Japonya’lı Toyama şirketin favipiravir ilacı çocuklara verilmesine karşı uyarmıştı.

Belçikada üst düzey gelişmeler gerçeklendi, nitekim CHWapi (Centre Hospitalier de Wallonie-Picardie) sağlık çalışanlarına aşılama zorunluğunu kaldırdı ve “Notre Bon Droit” (doğal hakkımız) derneği Valonya bölgesinde CST’ye (Covid Safe Ticket-covid belgesi) açtığı davayı kazandı. Namur şehrin birince derece mahkemesi onu “yasadışı” hükmetti ve dava Brüksel-başkent bölgesine götürülecek, umarız Flemenk bölgesine de. Daha önce Belçika devleti yasadışı covid önlemleri için Brüksel’in birinci derece mahkemesi tarafından yargılandığını hatırlatalım.

Aynı zamanda ABD’de bir kaç eyalet ve kurumlar başkan Biden’ün zorunlu aşı polikalarına karşı çıkıp hükümsüz kıldılar. Önceki makalemizde tanıttğımız ABD’li kardiyolog Peter McCullough aşılara karşı çokça durdu örneğin miyokardit risklere değinip.

Japonya’da artık bu miyokardit riskini RNA aşılar üzerine yazmak ve aydınlanmış onay getirmek zorunlu kılındı. Artı kamu sektörde aşıyı reddedenleri ötekileştirmek yasak kılınmış.

Moderna’nın yönetim kurulu başkanı Stéphane Blancel aşıların etkililiği ve tehlikesizliği değerlendirmesi için yetenince müddet geçmediğini ve birinci faz (güvenlik fazı) atlatıldığını itiraf etti.

Makalemizi aşı yanlısı futbolcu Sergio Agüero’nun kalp sorunları gibi sağlık durumu yüzünden emeklilik ilanı ile bitirelim. Doktorları covid veya aşılama ile ilgisi olmadığını iddia ettikleri halde aşılamaya karşı olanlar daha kararlı oldular ve tereddüt edenlere endişe getirildi. Profesyonel sporcularda kalp hastalıklar ve kalp krizlerin çoğaldığını hatırlatalım.

Dünya çapında söylemler aşağı yukarı aynı olsada bazı gerçekler süresiz saklanamaz ve bu da tam vakitlidir çünkü olası kapanma sonsuz aşılamalar ve sokağa çıkma yasakları gibi önlemlerin sıkılaştırılmanından söz ediliyor.

Umarız bu sıkıntılı zamanlarda dünya halkar anlaşmazlıkları aşıp yeniden diyalog kurmak ve gençlere ve en zayıf kişileri korumak için bir araya gelirler.

Özler Atalay Yüksekoğlu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.