Uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden gazeteci Uğur Mumcu, ölümünün 21. Yıldönümünde Belçika Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından düzenlenen bir programla anıldı. Programa konuşmacı olarak CHP Tunceli milletvekili Kamer Genç katıldı.
Mustafa Kemal Atatürk,araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu ve Demokrasi şehitleri için yapılan bir dakikalık saygı duruşunun akabinde salonda bulunanların hep birlikte söylediği İstiklal Marşı nın söylenmesi ile başlayan programın açılış konuşmasını TGB Belçika Başkanı Deniz Küçük yaptı.
Küçük konuşmasında, “Bu cinayete faili meçhul deniliyor. Fakat bizce faili mechul cinayet yoktur. Adaleti mechul cinayet vardır. Bu salondakilere baktığımda Uğur Mumcu’nun Atatürk’çü bir insan Kemalist bir birey nasıl olmalıdır söyleyişini hatırlıyorum. Kendisine Atatürkçüyüm diyen insan emperyalizme, kapitalizme karşı koyar. Uşak olmaz. Kuvvayı milliye ruhuna sahip olur. Bunları yaparken de başı dimdik olur. Tam bağımsızlık için mücadele eder Atatürk ilkeleri için İnkılâp demez, Devrim der.” Diyerek Cumhuriyet şehitleri için yoklama yaptı. Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, A.Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Apti İpekçi, Ali Gaffar Okan, Kubilay, Mustafa Kemal Atatürk isimlerini saydığında salondan “Burada” cevapları alkışlar arasında geldi. Konuşmasına değerli halkımızda bu yürek var olduğu sürece hangi şartta olursa olsun. Bu ülke için, bu vatan için daima kocaman bir umut var demektir diyerek sözlerini tamamladı.
ERDOĞAN ÖZTEMUR: “EY TAYYİP SEN TARAFSAN BİZ DE TARAFIZ”
Belçika Atatürkçü Düşünce Derneği başkanı Erdoğan Öztemur ise yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan’ın ‘Ya taraf olursunuz, Ya bertaraf’ sözlerine atıfta bulunarak; “Biz tarafız arkadaşlar tarafız. Biz Atatürk devrimciliğinden, Laik demokratik Türkiye’den yana tarafız. Sonuna kadar da taraf olacağız. İsrail madalyalı, siyonis tasmalı Erdoğan da taraf. Avrupa’nın başkenti Brükselden kendisine seleniyoruz.” Ey Tayyip; Sen tarafsan, bizde tarafız. Senin kıblen Amerika, Bir zamanlar ortak olduğunuz Amerikadaki zat ile Türkiyeyi bu hale getirdiniz. Kan döktünüz, soydunuz, soğana çevirdiniz. Artık aranızda kardeşklik bitti. Karataş oldunuz. Birbirinizi yiyorsunuz. Yiyin bitirin. Bir gün gelecek Atatürk!ün askerleri gelecek tepenize balyozu vuracak. Bu önümüzdeki seçimlerde sizi sandığa gömecek” ifadelerini kullandı.
Atatürk Kültür Merkezi Toplantı salonunu dolduran yaklaşık ikiyüz kadar katılımcının alkışları arasında kürsüye gelen CHP Tunceli milletvekili Kamer Genç” Türkiye’den geliyorum sizlere memleketten güzel haberler getirdim diyemem. Çünkü memleket hakikaten çok zor durumda. Tam Faşist bir diktatör gelmiş. Türkiyenin başına konmuş. İnsan hakları, demokrasi, yargı yok ediliyor. Tamamen diktatör bir kişilik var. Şimdi hemen bu günün manası sevgili Uğur Mumcu’yu anmak üzere buraya toplandık. Uğur Mumcu gerçekten büyük mücadele adamı, laik Türkiye’ye ve Atatürk ilkelerine candan bağlı Atatürk devrimlerinin gerçek manalarını anlayan nadir arkadaşlarımızdan birisiydi.” diyerek Ozan Ali Erbay’ın Uğur Mumcu’yu anlatan şiirini okudu.
Konuşmasına 17 Aralıkta Türkiye’de yaşanan olaylarada kendi üslubunca değinen CHP Tunceli milletvekili Kamer Genç’in konuşmasından satır başları
*4 tane bakan istifa etmek zorunda kaldı. Anayasaya göre bir bakanı azletmek önemli. Azledilen bir bakan yüce divana gönderilmelidir. Bir memleket’te hakim, savcı, yargı yoksa yaşamak mümkün değildir. Sizin güvenmediğiniz bu mahkemelerin kararıyla yüzellibine yakın tutuklu ve hükümlününde dışarıya çıkma taleplerine hak doğar.
*Eskiden eşkiyalar gücü yetince işi olan kişiden tehditle para alıyorlardı. Şimdi de Tayyip’in bakanı (Binali Yıldırım) Dolar Ali devletten büyük ihaleler alan şirketlerden usulsüz şekilde paralar almışlardır. Belçika’da böyle bir olay olsa bir gün o makamda oturabilirmi? Bir gün sokakta gezebilirmi? Devletin hazinesine ait çok büyük ve değerli araziler alınan rüşvetler karşılığı bu şirketlere ucuz şekilde peşkeş çekildi.
*Devlete ait Denizbank 69 milyar dolara bir holdinge satıldı. 6 ay sonra bu banka 2,4 milyar dolara satıldı. Bu el değiştirmeden mutlaka birileri pay aldı. Bu devleti yönetenler bu kadar eşek değil ya komisyonlarını alıyorlar.
*Siz bu kadar yolsuzluk ve usulsüzlüklere rağmen temiz olduğunuzu iddia ediyorsanız. Buyrun gelin bir komisyon kuralım. Mütahitlerden bu paralar alınmışmı? alınmamışmı?
*Fatih Belediye başkanı Sit alanı içerisinde büyük bir yurt yapıyor. Onu Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kurduğu TÜRGEV vakfına 25 yıllığına bedavaya veriyor. Bu yurt’ta yüzün üzerinde oda bulunuyor. Bir odada 4 öğrenci kalıyor. Senede bir kişiden aldığı para 14.500 Türk lirası. 11 Tane belediye bu TÜRGEV vakfına muazzam bir bağışta bulunmuşlar.
* Tayyip Erdoğan bana darbe yaptılar diye yakınıyor.Sen yolsuzluklarında suç üstü yakalanmışsın. Sana kim darbe yapmış. Bunların hepisi numara.
*Şimdi çıkmış paralel devlet yapılanması var. Daha düne kadar onlarla beraberdin. Daha düne kadar Bülent Arınç , F.Gülen’nin elini ayağını öpmüyormuydu? Sen yalvarmıyormuydun? Şimdi ne oldu? Şimdi de bir hesabı var.
* Hani diyordu ya ’Demokrasi bir tarmvaydır, amcımıza ulaştıktan sonra ineriz.’ Bazı hakim ve savcıları kullanmak suretiyle Askeri çökertti. Asker’den korkusu kalmayınca Fetullah Gülen’i bahane ederek; Türkiye’de diktatörlük kurmaya çalışıyor. Yargıyı ortadan kaldırıyor. Bir memlekette yargı yoksa, zaten o devlet bitmiştir. Şimdi AKP kökenli hakim ve savcı atamaları yapıyorlar. Kendileri bir suç işlediklerinde gidip orada kendi adamları tarafından beraat edecekler. Muhalefetten gidenler olunca mahkum edecekler.
*Tayyip Erdoğan benimle ilgili bir gün konuşmasında ” Ben O’na ne adam derim, Ne milletvekili derim. O edepsizdir, çukurdur”gibi ağır hakaretlerde bulunuyor. Ben kendisi hakkında dava açıyorum. Hakim bu davada hakaret yoktur diyerek tazminat vermiyor. Ben ise Fatma Şahine bir gün “Çanakkale savaşını kazanan Atatürk’tür neden bunun ismini ağzına almıyorsun? Atatürk’ün kadınlara getirdiği bu haklar verilmeseydi sen bugün o makamda oturabilirmiydin? Antep’i Fransızlar işgal etmişlerdi. Eğer Antep kurtulmasaydı. Sen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olurmuydun? Atatürk Laik Türkiye Cumhuriyeti rejimini getirmeseydi, Osmanlıdaki gibi sokakta başı fesli bir erkek arkasında karaçarşaflı 4 tane gider dedim.” Bundan dolayı mahkemede aleyhime yüz milyonluk tazminat davası açıldı. Mahkeme masrafları ile 35 milyon liralık bana icra geldi.
*Bunların bir hedefi var. Atatürk’ün kurduğu laik Cumhuriyeti ortadan yok etmek. Eğitimi, çağdaşlığı, moderniteyi yok etmek. Batman’da kız çocukları 4 yıl eğitim yapmışlar. Kuran kursunu bitirmişler.İşte bu diploma töreni. Türkiye’de kadını bunların getirmek istedikleri durum bu. Kara çarşafa sokuyorlar.
*4+4 eğitim sistemini hileye başvurarak milli eğitim komisyonundan bizim itirazlarımız dikkaete alınmadan, müzakeresiz geçirdiler. 4+4 siteminde kız çocuğunu okula beş yaşında alıyor. 8 yaşında okuldan artık ayırıyor. Bu uygulama sonucunda Doğu ve Güney Doğu’da 260 bin kız öğrenci okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Mısırdaki Mursi kardeşleri gibi bu gidişle 9 yaşındaki çocuklar için evlilik getirecekler, Böylelikle Türkiye’deki nesli, Atatürk’ün getirdiği devrimleri tek tek yok edecekler.
*Şimdi de Milli Eğitimde Dersaneleri kapatırım bahanesi ile tüm bürokratların görevlerine son veriyorlar.
*Birileri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den keramet bekliyorlar. Abdullah Gül, Tayyip’in emrinde. Ondan korkar. O’nun en ufak bir hareketine karşı çıkamaz.
*Bakın şu an önüne gelen yeni İnternet yasası’nı veto edemez. Kaldı ki etse de pek fazla bir önemi kalmadı; ama edemez. Bazıları Abdullah Gül’ü çok demokratmış, İnsan haklarına saygılı bir insanmış diye lanse ediyorlar, değil.
*Demokrasi talan ediliyor, hukuk yok ediliyor, böyle bir ülkede bizim hepimiz çok büyük tehlike ile karşı karşıyayız. Yaptırdıkları kamu oyu yoklamalarında hala iktidarda kalacaklarını söylüyorlar. Peki bu millette hiç mi vicdan yok. Hepimize burada görev düşüyor. Eğer bunlara 30 Mart seçimlerinde gerekli bir darbe vurulmazsa adam çıkıp diyecek ”Bak halk beni tasvip etti. Benim yaptığım hırsızlık değil, bağış almışım, bu bağışıda halk kabul ediyor.”
CHP Tunceli milletvekili Kamer Genç’in konuşmasının sonrasında Ozan Ali Erbay ve Atatürkçü Düşünce Derneği müzik grubu tarafından verilen konser ve ikramlarla program sona erdi.