İNSAN HAKLARI İÇİN SES VERMEK

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Seçimlerin de yaklaştığı şu günlerde her şey koşturmaca. Bir yandan adayların hummalı hazırlığı diğer yandan ülke politikamızın karmaşası almış başını gidiyor.

Tabi tüm bunlar olurken biz sanat ve sanat severler oturmuyoruz. 22 Şubat İnsan hakları günü  farklı şehirlerden arkadaşların katılımıyla fotoğraf performansı gerçekleştirdik ve  insan haklarını işledik. Sabah saat 10:00’da Anvers’in en popüler meydanı olan Grotemarkt’ta Brabo heykelinin önünde buluştuk. Neden bu heykel? Bu heykel  insanlara yapılan haksızlıklara nasıl son verildiğinin simgesi olduğu için orayı tercih ettik.

(Silvius Brabo hakkında kısa bilgi verelim. Böylece Anver’se geldiğinizde bu ünlü heykeli tanımış olacaksınız. Brabo heykeli 1887 yılında heykeltraş Jef Lambeaux tarafından yapılmış. Bu heykelin yapılmasının nedeni bir destandır. Destana göre çok eskiden bir dev Anvers’te bulunan schelde nehrindeki geçişlerden haraç alırmış ve haraç vermeyenlerin de ellerini kesermiş. Silvius Brabo, yani heykele konu olan kişi bir roma askeridir. Dev’in insanlara yaptığı kötülüklerine bir son vermek üzere saldırır ve dev’in kafasını uçurmayı başarır. Dev’in elini kesip schelde nehrine fırlatır. Bu heykelde de görüldüğü gibi elinde dev bir el vardır ve fırlatmak üzeredir. Antwerpen de ismini bu olaydan almıştır).

Gelelim bize. Bu anlamlı heykelin bulunduğu meydanda toplandık ve insan haklarına dair işleyebildiğimiz konuları işledik. Grotemarkt’ı tercih etmemizin bir başka  nedeni ise bu konulara sokaktaki halkın da ilgisini çekmekti. Çocuk yaşta evlendirilen ufacık kızlar, kadına şiddet, töre cinayetleri, duyarsızlık, diyaloğsuzluk, adaletsizlik, yargısız infaz ve benzeri bir çok konuyu fotoğraflamayı başardık. Bundan sonraki amacımız tüm bu fotoğrafları tüallere geçirerek galerilerde sergilemek olacaktır.

Politika ve sanat harmanlandığında inanıyorum ki,  çok iyi sonuçlar elde edilecektir. Burda dikkat etmemiz gereken sadece bir nokta var. Sanatçı ile politikacı karıştırılmamalıdır. Sanatçının olaylara bakış açısı hep sanat penceresinden olur ve siyasetçinin ise siyaset penceresinden. Sanatçıların siyasetçilerin penceresinden bakmalarını beklememek gerekiyor. Siyasetçilerimiz varlıklarıyla sanatsal etkinliklere destek vermeleri ve işlenen konulara dikkat çekmeleri onların da politikadaki hedeflerine ulaşmalarını daha hızlandıracaktır. Dünyamızda yaşanan olumsuz şeylere hiç kimsenin kayıtsız kalmaması dileğiyle.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir