“Helal kazanmak ve Haramdan sakınmak”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Rahmân ve Rahîm olan Yüce Allah’ın (c.c.) adıyla…

Hamd âlemlerin Rabbi ALLAH (c.c.) içindir. Salât ve Selâm Peygamber efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v)’in, âli’nin ve ashâbının üzerine olsun inşaallah.

Muhterem Müslümanlar,

Bu haftaki yazımızda helal kazanç ve haramdan sakınmak ile ilgili iki konuyu istifadenize arz etmek istedik. Helal, dinen yapılması veya yenilip içilmesi yasaklanmayan serbest bırakılan şey demektir. Haram ise dinen yapılması ve yenilip içilmesi kesin olarak yasaklanmış olan şeylere denir.

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurdular : “Ey Enes! Helâl kazan, duân müstecâb olur. Zîra muhakkak bir kimse ağzına haram bir lokma götürürse, kırk gün onun duâsı kabul olunmaz.” buyurdular.

1) Helal kazanmak!

Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) helal kazanmak hakkında buyurdular:

“Hiçbir kimse kendi elinin emeğiyle kazanarak yediğinden daha hayırlı bir lokma yememiştir. Allâh’ın peygamberi olan Dâvûd Aleyhisselâm da kendi el emeğiyle kazandığını yerdi.” (Sahîh-i Buhârî)

Allâhü Teâlâ, Dâvûd Aleyhisselâm’a zırh yapma sanatını öğretmişti. Günde bir zırh yaparak onu altı bin dirheme satardı. Onun iki bin dirhemini kendisi ve âilesinin ihtiyaçları için harcar, dört bin dirhemini de sadaka olarak İsrailoğullarının fakirlerine dağıtırdı. 

Diğer bir hadîs-i şerîfte: “Beş vakit namazdan sonra en mühim farz, helâl kazanmaktır” buyurulmuştur.

Helal kazanmak için çalışan kimse dürüst olmalı, alışverişinde yalan ve hıyanetten uzak durmalıdır. 

Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurmuşlardır ki:

“Kazancın en temiz ve helâl olanı şu tüccârların kazancıdır ki onlar (alış verişlerinde) bir söz söylediklerinde -aslâ- yalan söylemezler. Kendilerine bir şey emânet edildiğinde; güvenildiğinde aslâ hâinlik etmezler. Va’dettikleri vakit vaadlerini bozmazlar. Aldıkları şeyi (fiyatını düşürmek için) kötülemezler. Sattıkları şeyi de (fiyatını yükseltmek için) aşırı methetmezler. Üzerlerinde bir borç olunca (ihmalkâr davranıp) onu ödemeyi geciktirmezler. Borç verdiklerinde de borçluyu çok sıkıştırmazlar.”

İşte bu şartlara riâyet eden tüccâr hakkında Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurmuşlardır ki: 

“Kendisine güvenilen ve doğruluktan asla ayrılmayan tüccar, (kıyâmet günü) peygamberler, sıddîklar ve şehîdler ile beraberdir.” inşallah. 

2) Haramdan sakınmak!

Aklı selîm bir insan yani akıllı bir kimse haram kazançtan ve haram yemekten son derece sakınmalıdır. Çünkü haram, maddî-mânevî cezâlara, acılara ve kıyâmet gününde de azâba sebep olur. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki: 

“Haramla gıdâlanan hiçbir vücut (cehennem ateşiyle temizlenmedikçe) cennete giremez. Haramdan beslenen her vücuda lâyık olan cehennem ateşidir.” 

Ancak Allâhü Teâlâ’ya tevbe edip hasımlarını râzı eden yahut bir şefâate nâil olan veya sırf Hazret-i Allâh’ın fazlıyla mağfiret olunan kimseler bu hadîsin şümûlü hâricindedirler.  

Âyet-i celîlede -meâlen-: “Ey insanlar! Yeryüzündeki nîmetlerin helâl, tertemiz olanlarından yiyiniz…” (Bakara Sûresi, âyet 168) buyurulmuştur.

Bu âyet-i celîle Huzâa, Sakîf ve Benî Âmir kabîlelerinin, Allâh’ın helâl kıldığı bazı şeyleri kendilerine haram kıldıkları vakit nâzil olmuştur ve Cenâb-ı Hak bundan menetmiştir. 

İbn-i Abbas (radıyallâhü anhümâ) dedi ki: 

Bu âyet-i celîle Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) yanında okundu. Sa’d bin Ebû Vakkâs (r.a.) ayağa kalkarak dedi ki: 

“Yâ Resûlallâh! Allâhü Teâlâ’ya duâ et de beni duâsı müstecâb (makbûl) kimselerden kılsın.” Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:

“Ey Sa’d, temiz ve helâlinden ye, duân makbul olsun. Muhammed’in nefsini kudretinde tutan Allâh’a yemîn ederim ki muhakkak bir adam haramdan bir lokmayı boğazına atarsa kırk gün onun hayırlı ameli kabul olunmaz. Hangi kul ki bedenini haramla ve faizle beslerse ona lâyık olan cehennemdir.”

Mûsâ Aleyhisselâm, gözyaşlarıyla secdeye kapanmış bir adam gördü. “Yâ Rabbi, şu kuluna rahmet etmez misin?” dedi. Cenâb-ı Hak buyurdu ki: 

“Ağlamaktan helâk olsa da ona rahmet etmem, çünkü onun yediği haram, giydiği haramdır.” 

Hazret-i Allah (c.c.) tüm Müslüman din  kardeşlerimizi helal kazanmaya muvaffak, tüm haramlardan ve günah işlemekten uzak eylesin, muhafaza buyursun. Hazret-i Allah (c.c.) cümlemizden razı ve memnun olsun insaallah. Âmin.

Vesselam.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.