Evet, gazetemizin ikinci sayısına yine canla başla çalıştık ve siz okuyucularımızın karşısına yine dopdolu bir içerikle çıktık. Birinci sayının bize vermiş olduğu özgüven ve tecrübeyle, yolumuzun uzun olduğu kesin.
***
Birinci sayıda fark edildiği üzere, çok fazla siyasi konular yer aldı. Halbuki gazetemiz kesinlikle siyasi bir gazete değildir. Tam aksine, gazetemiz, ‘Topakev Media Kültür Folklor VZW’ çatısı altında yayımlanan, kültür, sanat ve sosyal üzerine konuları ele alan bir gazetedir. Ancak şunu da iyi bilmemiz gerekiyor. Siyaset, hayatımızın bir parçasıdır ve göz ardı edilemez bir gerçeğidir. Bu açıdan gazetemizde siyasete de yer vermemiz şart. Tabi bu arada gazetemizin seçim arifesinde çıkması tesadüften ibaret olduğu gibi seçim arifesinde de sadece dans ve folklor haberleri geçerek siyaseti dışlamak biraz etiğe aykırı olurdu.
Kısacası gündelik sosyal hayatımıza yön veren unsurların başında gelen siyaset, elbette gazetemizde hak ettiği yeri alacaktır.
***
Belçika’da yaşayan Türkler olarak son yıllarda Belçika siyasetine çok önemli isimler kazandırdık. Gerek belediyelerde gerekse parlamentolarda. Belediye meclis üyeleri, belediye başkan yardımcıları, milletvekilleri ve hatta bakan bile verdik. Şu sıralarda belediye seçimlerine hazırlanan üniversite bitirmiş yeni isimler de siyaset dünyasına adım atmanın heyecanını yaşıyorlar.
Belçika siyasetinde bu kadar iyi ivme kazanmamız toplumumuz adına güzel bir gelişme. Toplum olarak Belçika’ya ne kadar iyi uyum sağladığımızın bir göstergesidir. Öyle ya, şayet uyum sağlamamış bir toplum olsaydık, siyasetle ne işimiz olurdu, öyle değil mi?
Toplumumuza “Uyum sağlayamıyorsunuz” diyen mihraklara verilebilecek en güzel cevap bu olsa gerek.
***
Belçika’da seçim sistemi gerçekten çok acayip. Söz konusu seçim belediye seçimleri ancak gerek bakanlar gerekse vekiller belediye meclislerine girebilmek için canla başla mücadele ediyorlar. Sanki açıkta kalacaklar.
Halk ister istemez kendi kendine soruyor; “Bu seçimlerde bakanların ve vekillerin ne işi var?” diye. Öyle ya sanki hükümeti bırakıp belediye meclislerinde oturacaklar.
Kaldı ki, seçim kampanyası esnasında bir bakanın veya bir vekilin kampanyası ile belediye seçimlerine katılan sıradan bir siyasetçinin kampanyası arasında dağlar kadar fark olduğu kesin. Taraflar arasında haksız bir rekabet oluşuyor. Bakanlar ve vekiller tabir yerindeyse maça 2-0 önde başlıyorlar. Hem de her açıdan…
Kaldı ki, belediye meclisine giren bir bakan veya bir vekil belediyesine ne gibi bir fayda sağlayabilir? Hükümet mi önemli yoksa belediye mi? İnsanın aklına “Bir koltuğa iki karpuz sığar mı” sözü geliyor ister istemez.
Kısacası Belçika’daki seçim sistemine belli reformlar getirmek şart. Bakanların ve vekillerin belediye seçimlerine katılmamaları daha mantıklı olur. Tıpkı lig sistemi gibi. Alt ligde bulunan üst lige yükselebilmeli ve yerine yedekte bekleyen biri getirilmeli. Üst ligde bulunan birisi ise kendi isteği doğrultusunda alt lige, üst ligi bırakmak şartıyla inebilmeli. Onun da yerine yedekte bekleyen birisi gelebilmeli.
***
Her seçimde olduğu gibi yine Türklerin yoğun olduğu belediyelerde, Türk kökenli adaylar arasında gereksiz tartışmalar yaşanıyor. Bu seçimlerde ‘Afiş koparma’ konusu en meşhur tartışma konusu oldu.
Hemen hemen bütün siyasetçiler afişlerinin koparılmasından şikayetçiler. Her gittikleri yerde program konuşacakları yerde afişlerinin koparıldıklarından bahsediyorlar. Oysa koparılan afişler toplumun umurundan değil ki. Toplum icraat ve icraatı gerçekleştirebilecek insanları görmek istiyor. “Afişim koparılıyor” muhabbetlerinin artık sona ermesi hem siyasetçiler açısından hem de seçmenler açısından daha sağlıklı olur.
***
Seçimler yaklaştıkça mücadele hızlanıyor ve gün geçtikçe tansiyon yükseliyor. Kimi zaman kötü sözler sarf ediliyor, kimi zaman kalpler kırılıyor. Seçim biter konular ve tartışmalar son bulur. Belki ondan sonra sarf edilen kötü sözlerden ve boş yere kırılan kalplerden dolayı pişmanlıklar yaşanır. Herkes geri döner birbiriyle sarılır ve kucaklaşır.
Her belediyede bir heyecan var. Anlatılmaz. “Acaba kimler kazanacak” heyecanı.
Her zaman için kimin kazanacağını önceden kestirmek zor. Ancak seçimleri kimler kazanırsa kazansız, gerçek anlamda kazanan daima toplum olsun.
Hayırlı seçimler…