HALİS KÖKTEN: “BELÇİKA’DA EN ÖNEMLİ YABANCI TOPLUM TÜRKLERDİR”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Belçika’da siyaset yapan Türk kökenli siyasetçiler arasında en eskilerden olan ve halk arasında duayen siyasetçi olarak bilinen Halis Kökten yine iddialı konuştu.

14 Ekim yerel seçimlere Sosyalist Parti’nin listesinden girecek olan eski CDH’lı, kendine seçim listesinin 18. sırasında yer buldu. Her zaman olduğu gibi polemiklerden korkmayan renkli kişilik, kendisiyle yaptığımız röportajda, “Belçika’da en önemli yabancı toplumu Türklerdir” diyerek yabancıların yaşadığı mahallenin varoşlaştırıldığını dile getirdi.

İşte Halis Kökten’le yaptığımız röportajın ayrıntıları:

Halis Kökten kimdir?
H.K.: Belçika’ya ilk gelen neslin evladıyım. Aslen Emirdağ’lıyım. Evli ve dört çocuk babasıyım. On iki yıldır eğitimle uğraşıyorum. Sosyal ve kültürel alanlarda yirmi beş yıldır hizmet ettim. 2000 yılında belediye meclis üyesi olarak görev yaptım.

Eğitim seviyeniz?
H.K.: Yüksek okul dahil olmak üzere tüm eğitim seviyemi Belçika’da yaptım.

Seçimlerde hedefleriniz nelerdir?
H.K.: Biliyorsunuz, Schaerbeek’te önemli bir Türk nüfusunun yaşadığı Belçika’nın en önemli belediyelerinden bir tanesidir. Yılların vermiş olduğu bütün noksanlıkları yani mevcut iktidarın topluma yönelik içerisinde bulunmuş olduğumuz belediyeyi iki boyutlu bir belediye durumunu getirdiğini bilerek, yukarı ve aşağı Schaerbeek’ten oluşturulduğunu bilerek ve maalesef yabancıların en yoğun olarak yaşadığı semt şu anda varoşlaşmış bir semt. Bizim hedefimiz yabancıların yaşadığı semt içerisinde yaşam kalitesini yükseltmek ve topluma yönelik belediyelicikte ilk hizmet sektörünü en olumlu en şeffaf en açılımlı bir hizmet anlayışını yansıtmaktır.

Seçildiğiniz takdirde projeleriniz nelerdir?
H.K.: Malum biz ekip ruhuyla çalıştığımız için ilk önce Sosyalist Partisi’nin yaklaşık bir yıldan bu yana halkın nabız yoklamasını yaptık. Bu nabız yoklamada yaklaşık on iki tema sunduk halka. Ve her temada yaklaşık otuza yakın halk tarafından dilek ve temennileri olmak üzere mahallelerde yaşanan sıkıntıları ve konuları ele aldık. Bunları bir ummalı çalışmalardan sonra sıkıntıların başında gelen eğitim konusu olduğunu gördük. İlk etapta bu eğitim konusu üzerine yoğun bir tempoyla çalışmamız gerekiyor. İkinci etapta güvenlik sorunu var biliyorsunuz sonra da ulaşım ondan sonra da çevre düzenlemesi geliyor. Tabi çevre düzenleme derken, bütün arabaların park sistemi büyük bir sorun oldu. Bunun yanında ulaşım büyük bir sorun oldu. Bu konuları teker teker ele alıp çözümler üreteceğiz.

Sosyalist Parti’nin Türklere bakış açısı nasıl?
H.K.: Sosyalist Partisi parti zihniyeti olarak çoğulculuğu, farklılığı ve bütün insanları toleranslı bir şekilde kapsayan bir partidir. Federal ve bölgesel hükümetlerde Sosyalist Partisi en ağır kanat ve bu kanadın oluşumuna baktığımızda zaten Belçika siyaset tarihini ele aldığınızda Sosyalist Partisi’nin diğer milletlere en açılım yapan bir parti olduğunu görüyoruz. Belçika’nın en önemli yabancı toplumlarından olan Türklerin de bu parti de yer bulmalarından dolayı bu partide gerektiği bir şekilde kabul edildiklerine inanıyorum. Buna referans olaraksa şu anda Belçika’nın başbakanı İtalyan asıllı bir insan. Aynı zamanda bu şahıs Sosyalist Parti’nin genel başkanlığını yapmıştı. Bizim Türkler açısından Belçika siyasetine en bakanlık mertebesine yükselme şansını tanıyan yine Sosyalist Partisi olmuştur. Yine Sosyalist Partisi sayesinde milletvekilliği yapan arkadaşlarımız var.

Seçmenlere vermek istediğiniz mesaj nedir?
H. K.: Malum belediye seçimlerinde yaklaşımlarının insanlarımızın günbe gün sıkıntılarına karşı yönelik akıllı bir şekilde oy kullanmaları çok önemlidir. Oy kullanırken bazı partilerin tuzaklarına düşmemeleri lazım. Çeşit çeşit adaylar var neticede. Bu adaylar içerisinde kaliteli adayların seçilmeleri çok önemlidir. Adaylar içerisinde ekip ruhu taşıyan birbiriyle kenetleşmiş adayları tercih etmeleri gerekiyor. Bu konuda biz çok rahatız çünkü biz arkadaşlarla beraber çalışıyoruz. Halk nazarında da kabul gördüğüne inanıyoruz. İnsanların bilinçli oy kullanmaları ve bu bilinçaltında da yaşamış olduğumuz belediyenin bir araya gelmiş küçük partiler tarafından idare edildiği bir gerçektir. Bu küçük partilerin de halka yönelik somut projeler yapamadığı apayrı bir gerçek. Biz sosyalistler olarak Schaerbeek Belediyesi’ni en yoğun grubunu oluşturuyoruz. Muhalefette olmamıza rağmen bu belediyeye rüştümüzü ıspatlamak için bazı yatırımlar yaptık. Bu yatırımlarıda zaten somut olarak her insan görmüştür mutlaka. Örnek olarak Crossing Stadı’nın yenilenmesi, Josaphat Parkı’nın düzenlenmesi ve onun yanındaki mahalle kontratlarının oluşturulması. Elbette bunlara maddi imkanlar gerektiğine inanıyoruz. Schaerbeek’in bütçesinin en son bütçe oylamasında sıfırlandığını gördük. Hatta sıfırın altına düştüğünü ve kurtarılma operasyonlarının başlatıldığına şahit olduk. En basit örnek memurların emeklilik kasasından bütçeye para ayrılması gibi. Bizler bunların farkındayız. Onun için vatandaşlarımızın bu konulara çok hassas yaklaşmalarını istiyoruz. Ve bu hassasiyette Sosyalist Partisi olarak bizim verimli bir parti olduğumuzun altını çizmek istiyorum. Çünkü belediyecilik yönetimini devletin para mekanizmasına karşı bir yönetim sergilenmemesi gerekiyor. İster federalda olsun ister bölgede olsun kaynaklar Sosyalist Partisi’nden geçer. Bu yüzden biz de diyoruz ki Schaerbeek Belediyesi Sosyalist Partisi yönetimine teslim edilmesi gerekiyor. Vatandaşlarımız da bunun bilincinde olması gerekiyor.

Röportaj / Foto: Cafer Yıldırımer – Şükrü Sağlam

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.