Kısa bir süre önce kendi sınırları içerisinde bulunan kahvehanelerin açılış ve kapanış saatlerine yeni bir düzenleme getirme kararı alan Schaerbeek belediyesine yönelik tepkiler devam ediyor.
Kahvehane sahipleri bu konuda tepkilerini dile getirebilmek için sosyal medyayı araç olarak kullanırken, İstanbul 76 kahvehane sahibi Hakan Balkan, bugüne kadar en büyük tepkiyi gösteren isim olarak öne çıktı.
Yaklaşık 14 yıldır Schaerbeek’in en eski Türk kahvehanelerinden birini işleten evli ve iki çocuk babası 83 doğumlu Hakan Balkan, bir yerel medyada çıkan haber yüzünden tepki gösterneye karar verdiğini ifade etti.
Kahvehanesine gelen müşterilerin, bu yeni düzenleme yüzünden diğer belediyelerdeki kahvehanelere gidebilecekleri için çok sayıda müşteri kaybedecekleri yönünde endişelerini dile getiren Balkan, Schaerbeek’teki kahvehaneciler olarak kendi aralarında birlik oluşturacaklarının altını çizdi.
Hakan Balkan ile bu konuda yapılan röportajın tamamı:
Kısa bir süre önce Schaerbeek belediyesi kahvehanelerle ilgili bir karar aldı ve sen buna tepki gösterdin. Bununla ilgili neler söylemek istersin.
H.B.: “Kahvehane işleten birisi olarak verdiğim tepkiler gayet doğaldır. Çünkü burada kendi işyerlerimiz söz konusu. Yeni çıkan kararnameye göre kahvehanelerimiz hafta içi saat 1’de, hafta sonu ise saat 3’te kapanacak. Bunu çok saçma sebeplerle çıkardıklarını düşünüyorum. Bu yapılanlara tepki gösterdim çünkü biz her işyeri sahibi gibi vergilerimizi, kiramızı, fatularımızı ve işçilerimizi ödüyoruz. Ama bu tür kısıtlamalarla kahvehanelerin ne kadar ayakta kalabileceklerini merak ediyorum. Zaten bundan birkaç sene önce uygulamaya geçirilen sigara yasası ile kahvehanelere ağır darbe vurmuşlardı. Şimdi bu yeni kanunla kahvehaneleri iyice baltaladıklarını düşünüyorum.”
Yeni kanunun kahvehaneler ekonomik açıdan sıkıntıya sokacağını düşünüyor musun?
H.B.: “Şu durumda hiçbir şey bilmiyoruz. Açıkcası sıkınıya sokabilir de sokmayabilir de. Ancak büyük ihtimalle sıkıntıya sokacağı kanaatindeyim. Zaten bu şekilde düşüncelerimiz olduğu için tepki gösterdik.”
Bu yeni düzenleme sizi müşteri kaybına uğratır mı?
H.B.: “Gece saat 1’den sonra kahvehanenin kapanacak olması demek, müşterinin buralardan kalkıp başka belediyelere gitmesi demektir. Bu şekilde müşteriler, Schaerbeek dışındaki geceyi geçirebilecek kahvehanelere alışacaklar. Bu konuşulan kanun sadece Türkler için geçerli değil. Bu bütün kahvehane sahipleri için geçerlidir. Mesela Chaussee de Haecht üzerinde bir kahvehane var. Ama hemen karşı kaldırımda Saint-Josse belediyesi sınırları içerisinde yer alan bir kahvehane var. Schaerbeek’teki kahvehane kapanınca Saint-Josse’taki kahvehane açık kalacak. Bu bana göre çok saçma bir durum. Vatandaş Schaerbeek’teki kahvehaneden kalkıp saat 1’den sonra mutlaka diğer belediyelerdeki kahvehanelere gidecektir. O saatten sonra eve girmek istemeyen girmeyecektir. Bu durum kahvehanaleri kapatarak önlenemez.”
Schaerbeek belediyesindeki diğer kahvahane sahipleri bu konuda ne düşünüyor?
H.B.: “Kahvehane sahipleri olarak birbirimizle irtibata geçiyoruz. Bu durum yaşandıktan sonra bir ‘Kahvehaneciler Birliğimizin’ olmadığını farkettik. Şimdi bu çalışmanın alt yapısını kurmak üzere çalışmalara başladık. Yakında bu birliği kuracağız. Şu anda Schaerbeek’te bulunan yaklaşık 350 kahvehane sahipleri ile tek tek görüşmeye çalışıyoruz. Bu konuda ciddi projeler yapmayı planlıyoruz.”
Sence bu yapacağınız çalışmalardan bir şeyle çıkar mı?
H.B.: “En azından bu şekilde sesimizi çıkarmış oluruz.”
Sanal medyada bu konuda en büyük tepki senden geldi. Bu konuda bazı siyasetçiler sana tepki gösterdi. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersin?
H.B.: “Ben çok tepki göstermiş olabilirim ama bu konuyu birinin tetiklemesi gerekiyordu. Ben bu şekilde tetiklediğimi düşünüyorum. Siyasetçilere gelince, benim bu kadar tepki göstermem, onların yerel bir gazetede vermiş olduları demeçlerden dolayı oldu. Çünkü o gazetede “Kararımızın arkasındayız” adı altında yayınlanan haberde yazılıp çizilenleri çok saçma buldum. Bu kararın arkasında duran siyasetçilerin evet oyu kullandıklarını zaten biliyorduk. Gerçi orada sadece Türk kökenli siyasetçiler evet oyu kullanmadılar. Belçikalı siyasetçiler de evet dediler. Ancak Belçikalı siyasetçilere bu konuda hiçbir tepki göstermedim çünkü hiçbiri çıkıp, “Biz bu kararın arkasındayız” diye herhangi bir gazeteye demeç verdiklerini görmedim. Doğal olarak sanal ortamda ve yerel medyada tepkimi dile getirdim. Bu konuda ben kendimi haklı görüyorum çünkü o söz konusu başlık çok kışkırtıcıydı. Böyle bir kışkırtıcı başlığa bu tepki gerekliydi diye düşünüyorum.”
Seçimlerde siyasetçiler kahvehanelerimize giremezler diye bir ifade kullandığın biliniyor. Bunu biraz açıklar mısın?
H.B.: “Kendi adıma konuşuyorum. Önümüzdeki seçimlerde hiçbir siyasetçiyi kahvehaneme almam. Diğer arkadaşlar nasıl bir tepki verirler bilmiyorum ama bu konuda da büyük bir örgütlenmeye doğru gideriz. Bunu topyekün başarabilirsek ne mutlu bize. Buraya artık hiçbir siyasetçi uğramasın.”
Röportaj/Fotoğraf: Cafer Yıldırımer