“HADİ ORDAN!” DERLER ADAMA…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Başımıza bir iş gelmeyince Devlet erkanına sövüp sayacağız. Başımıza bir hal geldiğinde de ‘Nerede bu Devlet?’ diye feryadı basacağız! Öyle mi??

Hatırlayalım ki, kendileri hayattayken;

Ne (Başbakan olmasına rağmen) darbeyle hükümeti düşürülüp, daha sonra daracağına çıkarılmadan önce çırılçıplak soyulan Merhum Adnan Menderes’den, ne çeşitli tehditler, süikastler atlatan, daha sonra (Cumhurbaşkanı olmasına rağmen) zehirlenen Merhum Turgut Özal’dan, ne senelerce zindanda eziyet gören, daha sonra karda kışta helikopteri düşürülüp ölüme terkedilen (Milletvekili) Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’ndan, ne dört kez partisi kapatılan, daha sonra (Başbakan olmasına rağmen) darbeyle hükümeti düşürülüp, siyaset yasağı alan Merhum Necmettin Erbakan’dan, ne de vakti zamanında (belediye başkanı olmasına rağmen) 10 ay mahkum edilip 3 ay hapis yatan Recep Tayyip Erdoğan’dan, hatta daha düne kadar (emekli Orgeneral olmasına rağmen) ‘ömür boyu hapis’ cezasına mahkum edilen ve daha sonra beraat eden İlker Başbuğ’dan DEVLETE HAKARET duymadık, işitmedik, okumadık..

Şimdi kim oluyor birileri de;
‘Basın özgürlüğü’ adı altında, ‘Fikir hürriyeti’ adı altında Devlete, Millete, Devlet Erkanı’na pervasızca hakaret/küfür etmeyi kendine bir ‘vatandaşlık hakkı’ kabul edebiliyor??

‘Hadi ordan!’ derler adama, en terbiyeli tabiriyle..

Elbette siyasi olarak, ideolojik olarak veya sadece insani olarak bir şeylere kızabilir, muhalefet edebilir, tepki gösterebiliriz. Bunu usulunce elbette yapmalıyız da! Fakat, bunun yolu küfür ve hakaret değil… Yol var, yordam var! Kanun var, nizam var arkadaş!

İster sevin, ister sevmeyin.. Fakat, kimseye ‘devlete hakaret etmeyi’ bir HAK olarak görecek kadar küçülmeyin!”

Sevgiler,
Fetih

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.