87 Ülkede Faaliyet Gösteren Global ‘Site (The Society Of Incentive And Travel Executives) ‘ Derneği’nin Türkiye’deki Temsilcisi Site Türkiye (Motivasyon Etkinlikleri Turizmi Yöneticileri Derneği), Turizm Sektöründe Daha Güçlü Bir Gelecek İçin Aylık Periyodlarda Organize Ettiği Panellerinden Bir Diğerini; Gezi Olayları sebebiyle yaşanan iptallerde ‘Turizm Acentalarinin Ve Otellerin Haklari Ve Hukuki Yaklaşimlar’ Olarak Belirledi.
Site Türkiye’nin Ev Sahipliğinde Turizm Sektörünün Önde Gelen Avukatlarından Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi İlker Ünsever’den ‘İptaller ve Hukuki Yaklaşımlar’ İle Force Major (Mücbir Sebep) Konusu; Sektörün Önde Gelen Firmaları İle İstanbul Ritz Carlton Otel’de yapılan buluşma ile tartışıldı.
Site Türkiye; düzenlediği panelde daha güçlü bir geleceğe doğru, Turizm Sektörünün ilgililerini bilgi ve bilinçle desteklemek üzere her yönüyle Hukukla ilişkisini ve hakları değerlendirmeye açtı. Panelde, Boğaziçi Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu, Turizm İşletmeciliği Bölümü Öğretim Görevlisi Avukat İlker Ünsever; Hukuki İşlemler ve Haklar, Toplumsal Olaylar ve Turizm Etkinliklerine etkilerini, sektör ilişkilerinde kullanılan Sözleşmeler ve olaylar karşısında durumunu, Force Major (Mücbir Sebep) Nedir, Nasıl Yönetilir, Turizmde Hukuk Enstrümanı ve Hakları, Sektörel İlişkiler ve Etkileri konusunda Direnişin Türk Turizmi’ndeki etkisini, olumlu ve olumsuz yönlerini paylaştı.
İlker Ünsever konuşmasında;
“Hukuk hava gibidir. Yaşam varsa o da mutlaka vardır ve bizler onu mutlaka kullanırız. Farkındalığımız ‘o’ bozulduğunda veya yok olduğunda ortaya çıkar… Aynen havasız kalmanın değerini, yoksun kaldığımızda anlamamıza benzer. Günlük faaliyetlerimizde hukukun vücut bulmuş hali: Sözleşme’dir. Turizm ekonomisi bir yönetim faaliyetidir ve ortada olan entelektüel sermayedir. Turizmi ticari hatta endüstriyel faaliyet olarak yapılabilir hale getiren, böyle bir endüstrinin yaşama geçirilebilmesindeki en önemli etken ‘Sözleşme’dir. İleriye dönük planların ticari olgular içinde yer alabilmesi ve Turizm ticareti aktörlerinin krizlerde kendilerini koruyabilmelerindeki en önemli etken doğru Sözleşmeyi yapmış olmaları ve bu sebeple sözleşme konusunda hukuki eğitimi almalarıdır.” dedi.
Esprili yaklaşımı ile konuşmasına devam eden Ünsever’in;
Etkinlik ve Turizm için yaptığı benzetmede; Turizm acentası ve firma arasındaki ilişkiyi, anlaşma öncesi görüşmelerin sıklığından dolayı
‘YOĞUN FLÖRT’, ilişkilerin sağlam oluşturulması ve iletişim başarısının yakalandığı dönemi ‘ATEŞLİ AŞK’a, gerçekleştirilecek organizasyona kadar olan süreci; ’UZUN NİŞANLILIK’a ve organizasyonun gerçekleştiği süreci de ’KISA EVLİLİK’e benzetmesi; sürecin Turizm acentaları için ne kadar uzun ve yoğun olduğu kadar ne kadar risklere açık olduğunu da göstermektedir.
Hukuk ve Etkinlik Turizm’inde en önemli sıkıntı bu faaliyetteki uzun hazırlık sürecindeki olumsuz ihtimallerin çokluğudur. Grubun iptali, Uçakların kalkmaması, Havanın kötü olması (sel veya fırtına gibi), Oda veya paketlerin satılamaması, en güncel örnek olarak; Suriye’de iç savaş olması…
Bu riskler yönetilebilir mi?
Gerçek risk yönetilemez!
Gerçek riske göre önlem alınabilir. Riski satılabilir, yönlendirilebilir. Burada sigorta devreye girebilir. Sigorta şirketleri Turizm’deki bu risk hesaplamalarına göre reel hesaplama yapamadıklarından Turizm’de maliyetler yükselmekte ve bu sigorta uygulanamamaktadır. Oysa; İhtimal görülen olumsuzluklar sözleşmede yönetilebilir; paylaşılabilir veya devredilebilir.
Risk yönetiminde tek enstrüman Hukuk’tur. Risk yönetimindeki araçlar ise; Planlar-Sigortalar-Mali Önlemler-Sözleşmeler’dir.
Sözleşmeler mutlaka hangi ülkede yapılıyorsa o ülkenin orijinal lisanında olmalıdır. Ünsever açıklamasında, sektörde yer alan “yabancı dilde sözleşme” alışkanlığına dikkat çekerek; “Her iki tarafın da Türkiye’de olduğu durumlarda sözleşmeyi yabancı bir dilde yapmak hem çeviri nedeniyle oluşabilecek sorunları ortadan kaldırmak hem de ulusal anlamda kişilikli bir duruş için önemli ve gereklidir ve çeviriden kaynaklı anlam kaybı yaşanabilir.” dedi.
Risk gerçekleşirse ne olur?
Turizm’de Risk Kavramı: Tüketici (turist) mekan değişiminde riski daha fazla artıyor. İnsanların hareket halinde olmaları, günlük yaşam dışında, alışkanlıkları dışında yaşamaları risk olasılığı arttırıyor. Toplu hareket ve toplu yaşam risk olasılığını arttırıyor. Eğlenme ve dinlenme kavramı risklere karşı hassasiyeti arttırıyor. Örneğin; Bayram’da hiçbirimiz Mısır’da tatil yapmayı planlamadık. Riskin tamamı Turizm sektörüne yüklenemeyeceği için bizler hukuku iyi kullanırsak daha az riski alabiliriz.
FORCE MAJOR – MÜCBİR SEBEP
Gelişimi öngörülmeyen, objektif nedenlerle ifayı imkansız kılan, sonuçları zarar doğuran olaydır. Doğadan gelebilir; Deprem, doğal afet, yangın, sel gibi. İnsan odaklı olabilir; Ayaklanmalar, savaşlar, terör ve kazalar gibi…
Yedek Hukuk Kuralları kural ne derse desin acentanın anlaştığı ve kendi aralarında koyduğu kurala göre yani sözleşmede ne varsa yazılan uygulanır olmasıdır. Kanunda yazılan uygulanmaz bu ‘sözleşme serbestliğidir’. Kanun ne derse desin, sözleşmede yazan geçerli olur. Hukuk kurallarının tamamı soyuttur. Öngörülemez ve önlenemez olduğunda taraflardan biri görevini yerine getiremeyebilir.
TURİZMDE FORCE MAJOR
Objektif olmasa da ifayı imkansız kılan ve zarara yol açan her türlü gelişmelerdir;
Toplumsal Olaylar, Hastalık, Dedikodu, Askeri Müdahale, Hava Muhalefeti, ve benzeri durumlar pek çok zaman öngörülemez…
Kanunlar ile pratikte olan farklıdır. İstanbul’un, o da belli olan bir bölgesinde gerçekleşen olaylar Antalya’da bile iptalleri yaşattı. Hukuk yaşayan bir olgudur. Hukukta mevcut kararların tümü daha evvel olan kayıpların uğraşımı sonunda kazanımlardır.
Bu durumda Kanun ne diyor?
Panelin son bölümünde “risk” kapsamındaki olayların hukuktaki karşılıklarına değinen Ünsever, mücbir sebep (force major) kavramını ve bu kavramın sınırlarının ve unsurlarının taraflar arasında nasıl belirlenebileceğini açıkladı.
Borçlar Kanunu’ndaki düzenlemeleri aktardıktan sonra: “Borçlu ifanın imkansızlaştığını alacaklarıyla gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları giderlerle yükümlüdür. Özetle; siz sebep olmadıysanız, elinizde değil ve kontrol edebileceğiniz bir durum değilse; gerçekleşen force major hareketini önlenemez ve önceden bilinemez olduğundan dolayı; sözleşme ve sigorta iş birliği ile firmalar gezi direnişi gibi durumlarda iptallere karşı kendilerini koruyabilirler…” şeklinde konuşan Ünsever, katılanlara önerilerini sıraladı.
“Turizm İşletmeciliği’nde Risk Yönetimi’nin başlıca üç önemli kilit noktası; Seyahat Organizatörünün Sorumluluğu, Sorumluluğun hizmet sunanlara devri ve Sorumluluğun sigortalanmasıdır. Riskin ticari bir enstrüman olarak kullanımının hukuka etkisi-katkısı oldukça önemlidir. Sigortacılık, riskin ve sonrasındaki zararların ölçülmesi, öngörülmesi kadar maddi giderin kurallarının oluşması açısından da hukuka ihtiyaç duymaktır. Mutlaka sigorta brokerlarına risk çok iyi ifade edilmeli ve etkinlik sigorta edilmelidir.”
İlker Ünsever, İ.Bülent Çelik’in bu panel için çizdiği karikatürler ve Ahmet Başar tarafından temin edilen özel Gezi Parkı Eylemine dair fotoğraflarla zenginleştirdiği panelde “ilişkilerde ana temel olan sözleşmedir. Fakat Asıl olan hayattır …’’ diyerek konuşmasını tamamladı.
SİTE TÜRKİYE’nin mesajı: Turizm Sektörü’nde, Force Major (Mücbir Sebep) durumlarında, Tacirler (Acentalar, Oteller, Servis Sağlayıcılar, vs..) arası ilişkilerde objektif kararların verilebilmesi için bir platform oluşturulmalıdır. SİTE TÜRKİYE’nin de ana hedeflerinden biri budur. Doğru bilgi, risk yönetimi ve doğru risk yönetimi ile sigortalanmış sözleşmelerle Turizm Acentaları Gezi Direnişi gibi tüm ülkeyi etkisine alan olaylarda kendilerini korumalıdırlar.
Karikatür: İ. Bülent Çelik, Fotoğraflar: Ahmet Başar