Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Genel Başkanı Oğuzhan Kılıç, Türkiye-Hollanda diplomatik ilişkilerinin 400.yılı çerçevesinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Hollanda’ya yaptığı devlet ziyaretinin ilk aşamasını değerlendirdi.
Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) gibi toplumda ağırlığı olan,Türk gençliğini temsil eden önemli bir sivil toplum kuruluşunun Genel Başkanı olarak Cumhurbaşkanı Gül’ün “ilk aşama temas ve etkinlikleri nasıl değerlendirdiniz?” Sorusuna Kılıç: “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün Hollanda’ya gerçekleştirdiği devlet ziyaretini bizde Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu olarak Sayın Gül’ün bulunduğu birçok toplantı ve etkinliğe davet edilerek canlı tanık olarak takip ediyoruz, katkıda bulunuyoruz, tarih yazıyoruz. Bu çerçevede Sayın Gül ile 17 Nisan 2012 Salı günü düzenlenen ‘Hollanda-Türkiye İş Forumu’nda kısa da olsa ayaküstü görüşme imkânımız oldu. Bakanlar ve forumda, Hollanda’nın AB’yi araya katarak her boyutta Türkiye’nin karşısına çıkarttığı engellerden ötürü Hollanda’yı yerden yere vuran, her cümlesine katılabileceğim bir konuşma yapan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ile de
sohbet etme imkânımız oldu” dedi.
Irkçı lider Wilders’in açıklamalarını nasıl okumak gerekir? Sorununsa Kılıç; “Bundan ayrı olarak; birçok basın organında yer aldığı üzere, 150 kişilik parlamentoda 23 sandalyesi bulunan Irkçı, İslamofob ve Türk düşmanı Özgürlük Partisi PVV’in lideri Geert Wilders, yapılan ziyareti kınayarak Cumhurbaşkanımız Gül hakkında “Kürtlerin döven kişi” (Koerden mepper) olarak tarif etme terbiyesizliğine düşmüş, basında dikkat çekmek için elinden geleni yapmıştır. Kendilerini ‘masum ve ezilen’ insanların sözde sivil toplum örgütleri olarak lanse eden Hollanda’da sığıntı olarak bulunan eşkıya terör örgütü PKK ve bu çeteye destek çıkan bir takım solcu geçinen ancak esasında görevli olup paradan başka bir şeyi düşünmeyen ve emperyalizmin oyuncağı olmuş yardakçılarının ırkçı Wilders’ı itiraz edecek sesi duyulmamıştır. Bundan evvel özellikle Mart ayında Nevruz’da güvenliği ve kamu düzenini hiçe sayarak sokak eylemleri ve saldırılar düzenleyen ilgili eşkıya grupta varsayoksa provokasyon ve huzur bozmaya yönelik kışkırtmalar içinde. Ancak şu durum çok net bir şekilde anlaşılmıştır ki; Kürt ve Hollanda ırkçıları her zaman ittifak içinde oldukları gibi ‘Türkiye ve Türk Düşmanlığı’nda da ittifak içindedir.” şeklinde yanıt verdi.
Hollanda’da var olan PKK terör örgütü ve Türk düşmanı Ermeni öğeleri tehdit sıralamasında, Türk ve Türkiye düşmanlarının her türlü fili eylemlerine karşı alındığı düşünülen güvenlik önemlerine nasıl bakıyorsunuz? Sorusuna Kılıç; “Devlet güvenlik konusunda umarız gerekli önlemleri almaktadır. Güvenlik üst düzeyde; devlet töreninin yapıldığı Dam meydanına bir cadde yakınlıkta bulunan HTGF Genel Merkezimize, semt sakinleri ve işyerlerine belediyeden gelen mektup yazıldığı kadarıyla camların açılması ve balkona çıkılması yasak. Güvenlik barışla koşuttur. Güvenlik sadece şu zamanlarda değil her daim, her zaman; hukuk çerçevesinde ve doğru bir şekilde yapılmalıdır. Bundan azade; her şeye rağmen 17 Nisan 2012 Salı günü sabahı, devlet töreninin yapıldığı Dam meydanında iki ülkemizin şerefli iki bayrağı dalgalanmaktadır. Bu bizim gibi Hollanda’da doğan ve büyüyen bir nesil Türk gençliği için tarihi bir anıdır; Türk bayrağı Dam meydanındave Kraliyet Sarayının üzerinde tüm şeref ve güzelliğiyle dalgalanmaktadır. Bu durumu arzulamayan ve ittifak halinde olan Kürt ve Hollanda ırkçılarının tüm engelleme gayretlerine durum değişmemiştir. İki ülkemizin bayraklarının dalgalandığı şeref tablosu karşısında bu görüntüyü bozmaya çalışan şerefsizler utansın.” şeklinde konuştu.
