Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron başta olmak üzere, hükümet üyelerinin “ayrılıkçı ideoloji” şeklinde nitelemeleriyle bir süredir İslam’ı hedef gösterdiği Fransa’da, öldürülen öğretmen Samuel Paty’nin bir meslektaşı, ülkede aşırı sağın yükselişiyle İslamofobinin artmasından dert yandı.
Felsefe öğretmeni Alexis Dayon, Fransız Mediapart internet sitesinde yayımlanan blog yazısında, Paty gibi lisede düşünce özgürlüğü derslerine girdiğini belirtti.
Paty’nin öldürülmesinden sonra her türlü iletişim ağında, radikalleşmenin çözümünün aşırı sağcılıkta olduğuna dair bir kanaat paylaşıldığını ifade eden Dayon, peçeli bir kadın görünce korkuyla dolmayan ya da helal reyonlarını terör aracı olarak görmeyenlerin, sağcılar tarafından “İslamo-solcu” olarak nitelendirildiklerini kaydetti.
Dayon, kendisinin bu gibi toplulukların varlığına inanmadığını, Müslümanlara bakınca haklarına saygı gösterilmesi ve işlemedikleri suçlardan sorumlu tutulmamaları gereken vatandaşlar gördüğünü aktardı.
Müslümanların sözlerinin ya da eylemlerinin kendi belirttiklerinden başka anlamı olmadığına dikkati çeken Dayon, “Bir kadın, Tanrı’yı sevdiği için peçe taktığını söylerken, siz onun erkek baskısı sonucu peçe giydiğini belirtiyorsunuz. Tüm peçe takan kadınların Müslüman ataerkilliği savunduğu düşüncesiyle de kendinizde bu kadınlara karşı cadı avı başlatma hakkı görüyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
Dayon, anayasadaki 1905 tarihli laikliğin İslamo-solcuları rahatsız etmediğini, aksine sağcılar tarafından değiştirilmek istendiğini vurguladı.
“Size uymadığı için yasayı yeniden yazmak istiyorsunuz, bu durumda kim ayrılıkçı? İşin gerçeği, peçe giyen bir kadın, helal reyonlar ya da İslamofobi’ye karşı çıkan bir yürüyüşün görüntüsü sizi kızdırıyor.” ifadelerine yer veren Dayon, düşünce özgürlüğü derslerinde öğrencilerine, özgür yaşamanın başkalarının özgürlüğünü tolere etmekle başladığını öğrettiğini vurguladı.
Dayon, aşırı sağcılar ile fanatik bireylerin hoşgörüsüzlüğünün birbirinin yansıması olduğuna işaret ederek, “Onunki köktenci terörü, sizinki ise aşırı sağcı terörü besliyor. Nihayetinde ikisi de silahlanıyor, bu savaş sizin ortak girişiminiz oluyor.” yorumunu yaptı.
Kendisinin hem İslamofobi karşıtı olduğunu hem de Charlie Hebdo’ya destek yürüyüşlerine katıldığını kaydeden Dayon, “Karikatürcülerin çizebildiği, inananların öldürülmeden ibadetlerini yapabildiği bir ülkede yaşamak istiyorum.” ifadesini kullandı.
Dayon, “Teröre rasyonel çözümün Müslümanlara yönelik ulusal bir şüphe oyunu organize etmek olmadığını düşünen bizler, ‘terör eylemlerinin doğrudan ortağı olarak’ olmasa da ‘korkak’ ya da ‘kayıtsız’ olarak tanımlanıyoruz, katilleri silahlandırdığımız söyleniyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Ülkeyi geçen haftadan bu yana ırkçı bir sapıklığın sardığını anlatan Dayon, bir öğretmenin öldürülmesinin ardından, terör ve aşırıcılıkla kanuni bir mücadeleye girmek yerine, aklını kaybederek kamusal özgürlükleri kısıtlama, OHAL kanunlarını benimseme, anayasayı değiştirme ya da Müslümanlara şüpheyle bakma yönelimi olduğunu aktardı.
Dayon, “Küçük ayrılıkçılar, onları yaratanlar sizsiniz, çünkü retoriğiniz ayırıyor.” diyerek, sağcıların aşırıcıları kendi zehirleriyle beslediğine vurgu yaptı.
