Kimliği belirsiz saldırganlar, geçtiğimiz hafta sonu Paal/Beringen Belediyesi’nde ikamet eden Türk ailenin evine kundaklama girişiminde bulunmuştu. Olayın medyada ve kamuoyunda haddinden fazla yankı uyandırdığını düşünen Aile bireyleri, basında yalan yanlış bilgilerin yer almasından dolayı duydukları rahatsızlığı dile getirdiler.
Yenivatan’a konuşan aile reisi S.K., konuyla ilgili verdiği röportajda, olayın büyütüldüğünü ve her iki toplum arasında tansiyonun yükseltilmeye çalışıldığını iddia etti.
Konunun çok büyütülmemesi gerektiğini ifade eden S.K., herkesi sakin olmaya davet ederken, bu olayın Belçikalılara mal edilmemesi konusunda görüş belirtti.
S.K., ayrıca evinin fotoğraflarını, adresini ve kimliklerini açık bir şekilde yayınlayan basın organlarını mahkemeye verebileceğini söyledi.
BELÇİKALILAR İYİ İNSANLARDIR
“Herkes sakin olsun. Her toplumda kötü insanlar olduğu gibi bu toplumda da kötü insanlar olabilir. Biz bunu normal karşılıyoruz. Biz zaten yaklaşık yirmi yıldır burada yaşıyoruz ve Belçikalılar’da iyi insanların ağırlıkta olduğunu çok iyi biliyoruz. Karşımızdaki Belçikalı komşumuz bu olaya çok büyük tepki gösterdi ve bu süreçte bize her zaman destek oldu.”
SAĞDUYU ÇAĞRISI
“Bu bize yapılan hareketin tamamen bizi korkutmak amacıyla yapıldığını düşünüyoruz. Şayet bizim canımıza kast etmiş olsalardı, içeriye kadar giren şahıs yukarıya çıkıp kapının ağzına da benzin dökebilirdi. Ancak amaç belli, sadece korkutmak. O yüzden buradaki kapının ağzına dökülmüş.”
BASINDA ÇIKAN HABERLER
“Biz bu konuyla ilgili açıklama yaptığımızda kimseye Belçikalıları kötülemek amacıyla açıklama yapmadık. Çünkü yıllardır aralarındayız ve gayet iyi seviyede ilişkilermiz var. Neticede Belçikalı’nın işinde çalışıyorum ve bu vesileyle çoluğuma çocuğuma bakıyorum. O yüzden bu insanları kötülemek bana yakışmaz. Ayrıca bazı basın organları, yaptıkları haberlerde evimizin fotoğrafını, adresimi ve isimlerimize varasıya her şeyi eklemişler. İstersem bunu yapan basın organlarını mahkemeye verebilirim.”
PROFESYONEL İŞİ DEĞİL
“Ben hep gece postasında çalıştığım için o gece saat 3’e kadar salonda oturdum. O ara karnım acıktı. Mutfağa gittim ama hiçbir şey gözümü açmadı. Arabama atladım ve buradan dört kilometre uzaklıkta yer alan bir benzinliğe vardım. Orada ufak bir pizza yaptırdım. Sonra saat 4’e 10 kala geri eve geldim. Dış kapıyı açar açmaz içeriden benzin kokusunun geldiğini hissettim. İçeri girdim ve her yerin duman içerisinde olduğunu gördüm. Mutfakta küçük bir halı vardı, halı da tutuşmuş ve yarıya kadar yanmış. Ama Allah’tan benzin başka hiçbir yere tutuşmamış. Halbuki benzin hemen yanar. Ama Allah o gece bizi esirgemiş. Halının üstüne basarak halıyı söndürdüm. Zaten polisin söylediğine göre bu iş profesyonel işi değil. Bu yüzden bu olayın fazla abartılıp büyütülmesini istemiyorum. Zaten bu konu yüzünden ailecek tedirgin olduk.”
AYRIMCILIK GÖRMEDİM
Biz bu konuda Belçika polisine güveniyoruz ve bir şeyler yapacaklarına inanıyoruz. Ben yaklaşık yirmi yıldır bu insanlardan hiçbir şekilde bir ayrımcılık görmedim. Açıkcası görmüş olsam gördüm derim ama görmedim. Bu olaydan sonra Belçikalı iş arkadaşlarım bana “Yardıma ihtiyacın var mı?” diye sormak için beni aradılar. Hatta Belçikalı patronum beni tam üç sefer aradı ve bana bir hafta evde kalmamı söyledi.
Haber/Fotoğraflar: Cafer Yıldırımer