Geçen yazımızda Eskişehir-Emirdağ İlişkileri 1 başlıklı yazımızda genel bir değerlendirmede bulunmuştuk. Bu hafta Eskişehir-Emirdağ ilişkilerinin “yol durumu”nu değerlendirmeye çalışacağız.
Sivas-Ordu karayolunun açılışında “Gidemediğin yer senin değildir” sözü Halil Rifat Paşa tarafından söylenmiş, daha sonra da kültürel hayatımıza yerleşmiştir. Bu söz, devletin varlığı ve gücü açısından ifade edilmiştir. Devlet, insan toplulukların yaşadığı her yerde olmalı, vergisini toplamalı, halkın ihtiyaçlarını karşılamalıdır. “Her yol Roma’ya çıkar.” sözü de aynı anlamı taşır. (Burada kastedilen Roma’nın İstanbul olduğu bilinir.)
Tarihte; ticaret, kültür, medeniyet, askerlik gibi alanlarda en önemli yapısal varlık olarak “yol” kabul edilmiş, devletler hem ülke içinde hem de ülkeler arasında yol inşa etmişlerdir. İpek yolu, Kral yolu, Baharat yolu gibi tarihi yollar bu işlevleri yerine getirmiştir.
Eskişehir – Emirdağ ilişkileri köklü bir geçmişe dayanmaktadır. Salnamelerde; Emirdağ’ın Eskişehir’e bir şoşe ile bağlı olduğunu ve yaya olarak 18 saatlik mesafede bulunduğunu yazmaktadır. Bu yüzyılda Emirdağ; Afyon’a, Eskişehir’e ve Eskişehir üzerinden 48 saatlik mesafe ile Bursa’ya şoşe ile bağlanıyordu. Yine salnamelerde, bölgenin en kaliteli buğdayının Emirdağ’da yetiştirildiğini, emsallerine göre daha fiyatlı olduğunu, Eskişehir’e kağnılarla taşındığı belirtiliyordu. Keza İstanbul-Ankara demiryolunun Eskişehir’den geçmesi ile Emirdağ’dan getirilen tahıl fiyatlarının arttığı ifade ediliyordu: “Elyevm Dersaadet’den Ankara’ya temdîd idilmekde bulınan şimendüfer hattının kazanın ticâretce irtibât-ı teması olan Eskişehir’e takrininden beru zehâir fiatınca terakki görülmekdedir.”
Emirdağ halkı 17. yüzyıl başlarında Bozulus fermanı ile Emirdağ’a iskân edildikten hemen sonra Eskişehir’le ticari bağlar kuruyordu. Buna dayalı olarak, Emirdağ’dan Eskişehir’e sürekli olarak damızlık, kasaplık koyun ve sığır getiriliyordu.
1960’lı yıllarda Emirdağlı, otobüsçüler, kamyoncular, besiciler, sebzeciler, inşaatçılar Eskişehir’e yoğun olarak yerleşmeye başlıyordu. Bu yıllarda Eskişehir’de çok canlı bir ticaret hayatı kendini göstermeye başlayınca Emirdağ’da insanlar bir an önce bu ticaretten pay almak amacı ile yoğun bir göçe hazırlanmaya başladı.
Haziran 1892’de Anadolu-Bağdat Demiryolu Hattı’nın Eskişehir’e ulaşması, Emirdağ’ın mevcut olan ticaret bağlantısının Eskişehir’e daha da yoğunlaşmasını sağlamıştır. Buna bağlı olarak Eskişehir Sancağı, 1915’ten başlayarak Emirdağ’ın Eskişehir’e bağlanması konusunda İstanbul nezdinde girişimde bulunmuştur. Bu durum, Eskişehir ve Afyon arasında büyük tartışmalara sebep olmuştur. Her iki sancak da Emirdağ’ın yol ve ticaret konumlarının kendileri lehine olduğunu yazışmalarla belirtmişlerdir. Afyon Mutasarrıflığı, Emirdağ’ın Eskişehir istasyonu yerine, kazaya 5 saat mesafede bulunan Çay istasyonunu kullanılmasının daha uygun olacağını ifade etmiştir.
Bu hususlar salnamelerde şöyle geçer:
1893 Aziziye; Karahisar’a 12, Eskişehir’e 18, Bursa’ya (Eskişehir üzerinden) 48 saat uzaklıktadır.
1907 Aziziye; Karahisar’a 18, Bursa’ya 76 saat mesafededir. Aziziye, Eskişehir ve Karahisar’a bir şose ile bağlıdır.
Emirdağ’da üretilen mal; deve ve arabalarla Dinar istasyonuna, oradan İzmir’e, Eskişehir, Küplü, Bilecik, Bursa istikametine karayoluyla ulaştırılır.
1928 yılında Emirdağ Ticaret Odası, Eskişehir- Emirdağ arasına bir dekovil hattı kurulmasını istemiş, bu konunun ısrarlı takipçisi olmuştur.
Eskişehir’de Sakarya Gazetesi yazarı Faruk Şükrü, 20 Şubat 1928 tarihli “İktisadi Yollar”, adlı başyazısında Emirdağ ve Mahmudiye’nin yol durumunu ele almıştır;
“Aziziye ile Mahmudiye büyük bir zahire ambarı oldukları hemen anlaşılır. Vasatî ve hatta asgari hesaplar neticesi bir senede iki milyon kileye yakın hububat yetiştireceği tahakkuk eden bu iki istihsal merkezinin muntazam şoselerle merkeze raptı kıymetli semerelerin iktizasına vesile olacaktır.”
Emirdağ’ın Eskişehir yönüne doğru olan en güzel caddesi, “Eskişehir Caddesi”dir. Emirdağ; ticaret, eğitim, yerleşme, kültür ve ulaşım bakımlarından Eskişehir’le bütünleşmiştir. Eskişehir’in hava yolu bağlantısı Emirdağlılar sayesinde devam etmektedir.
1930’lu yıllarda motorlu karayolu taşımacılığı ülke genelinde ağırlık kazanmıştır. Buna bağlı olarak Emirdağlılar kamyon ve otobüs işletmeciliğine yönelmişlerdir. Kamyonlar Eskişehir’e canlı hayvan, tahıl ve başka tüketim malları taşırken otobüsler de akın akın insan getirmişlerdir. Eski Yıldız Otelindeki garaj, Emirdağ’dan gelen otobüslerle dolup taşmıştır.
Sağlam, Emeksiz (1966), Çıldır (1968), Emirdağ Birlik (1968), Es Turizm, Yüksel (1973), Buzlu (1998) adlarını taşıyan aile firmaları, kooperatif ve şirketlerdir.
2008’de Emirdağ Otobüsçüler Kooperatifi olan Yüksel Turizm, faaliyetlerine son vererek Buzlu Turizme katılmıştır. Böylece Emirdağlı otobüsçüler yıllarca Eskişehir merkezli çalışarak milyonlarca insanı, Kutsal Topraklara, Marmara’ya, Akdeniz’e, İç Anadolu’ya taşımıştır.1970-1980 yılları arasında Emirdağlıların yoğun olarak yaşadıkları Belçika, Hollanda, Fransa gibi Avrupa ülkelerine de kesintisiz seferler yapılmıştır.
Eskişehir- Emirdağ bugün için ulaşımını mevcut karayoluyla yapmaktadır. Şehirlerarası ulaşım, Eskişehir Otogarı bağlantılıdır. Hava ulaşımı ise Eskişehir Hasan Polatkan Hava Limanı yoluyla Avrupa ülkelerine yapılmaktadır.
Ahmet Urfalı