ERBAKAN HOCA’nın vefatından sonra “Erbakancılık” yapan Milli Görüşçülük türedi…
Nedir bu Erbakancılık..?!
Merhum Erbakan hocanın ortaya koyduğu İslami siyaset ilkelerini ve temel esasları ile onun ismini, hocanın vefatından sonra ortaya çıkanlar tarafından siyaset basamaklarını çıkmak için keyfi olarak eğip, bükmenin, esnetmenin, sulandırmanın ve içini boşaltmanın adıdır “ERBAKANCILIK”…
Yine Erbakan Hoca’nın vefatından sonra garip bir sloganist Milli Görüşçülük türedi…
Bu sloganist temelli yeni Milli Görüşçülüğü kendi sloganlarıyla değerlendirelim. Nedir bu sloganlar..?
“Erbakan’sız Saadet Olmaz..”
“Erbakan demek Milli Görüş demek…”
“Emanetin emanetimizdir HOCAM..” Öyleyse bu sloganları sorgulamaya ve değerlendirmeye başlayalım;
“Erbakansız Saadet olmaz” mı?
“Erbakan demek Milli Görüş demek” mi?
“Erbakan hocanın evlatları emanet” mi?***
“ERBAKANSIZ SAADET OLMAZ” mı?
Erbakan Hocanın “İslamsız Saadet olmaz” sözüne Erbakan Vakfı gönüllülerinin Sosyal Medya’da yayınladıkları Fatih Erbakan beyin resminin altına “Erbakansız Saadet olmaz..!!” yazarak yeniden yorum getirmiş olmalarını da Milli Görüş fikriyatının gelişiminde güdük kalma tehlikesinin işaretleri olarak görmekten dolayı gidişatlarını üzülerek izliyoruz.
“ERBAKAN DEMEK MİLLİ GÖRÜŞ DEMEK” mi?
Yine Sosyal Medya ağlarında Erbakan Vakfı Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın resminin bulunduğu“Erbakansız Saadet Olmaz” görselleri yayılmaya/yaydırılmaya devam ediliyor.
Bu slogan bazı sevenlerinin kulağına hoş gelebilir ancak en son yerel seçimlerde Erbakan ailesi mensubu Sabri Erbakan Fatih’te CHP’den aday olmuştu. Rahmetli Hocanın oğlu olmaktan, hocadan yaptığı ezbercilik ve taklitden öteye geçemediği süreçte ortaya çıkan bu yağız delikanlı terlemeden baş olmak istiyor. Bu zevatlar ise Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’a bakanlık verilmesini eleştiriyor ama lider olarak da hocanın oğluna adeta tapıyorlar. Bu ne yaman bir çelişki…
“ERBAKAN HOCANIN EVLATLARI EMANET” mi?
Son zamanlarda türeyen ama İslami ve Siyasi dayanaktan yoksun bu savunma refleksi hayli ilginçtir. Sosyal medya üzerinden Vakfın yapısallığını, teşkilatlarını ve gönüllülerin tavırlarına eleştirisel yorumlar getirenlere “o hocamızdan bize emanettir ona laf söyletmeyiz” diyorlar ve yine Sosyal Ağlar üzerinde yayınladıkları resimlerin bir köşesine Merhum Erbakan hocamızı diğer köşesine de Fatih Erbakanı koyup altına da “Emanetin emanetimizdir HOCAM” yazıp canhıraş paylaşım yapıyorlar.
Akil ve baliğ olan, evlenen, çoluk çocuk sahibi olan ve maddi durumu da iyi olan bir insan başka kimseye/kimselere emanet değildir. Emanet edildi savıyla birinin etrafında toplanmak/toplanılması için faaliyette bulunarak yola çıkmak eski dünya da kaldı. Yeni dünya da emanet edilenin etrafında değil, insanlığın kurtuluşu üzerine yeni proje ve yeni fikriyatlar etrafında toplanılır. İşte o zaman alternatif olurlar. Yoksa eski tarzla devam ederlerse marjinalleşirler.
Böyle bir “Emanetçi” içerikli paylaşımı gören ve okuyan biri “Erbakan Vakfı, Fatih Erbakan’ı koruma ve kollama yeri miymiş?” diye düşünebilir. Anlaşılan o ki; bu arkadaşların bunu tahmin edecek ve kavrayacak vasıfta olmadıkları aşikardır. Onun için böyle şeyler yazarken ve paylaşırken karşı taraf bunu nasıl algılar diye düşünmek lazım… Ama maalesef düşünmeden ve tartmadan sallamaya devam ediyorlar..
Sözün özü bu sloganlarda atıfta bulunulan Erbakan; Merhum Erbakan hocamız değildir. Bir başka Erbakan‘dır
Erbakan hocanın bu dava için ne dediğini bir daha hatırlayalım…
“Kimse bu davaya şeref katamaz, ancak katılanlar şeref bulur” diyen Erbakan Hoca bile ben bile bu davaya katılmakla şeref buldum demek isterken ve bu davayı kişilere endexlememişken, onun peşinden gittiğini iddia edenler bu davayı nasıl bir kişi üzerine endexleyebiliyorlar. “O olmazsa olmaz” manasına gelebilecek bu sözleri nasıl diyebiliyorlar? “Hepimiz Erbakanız” diyenlerin ne yazık ki; onu anlayamadıklarını görüyoruz. Yazık…. Çok yazık… Erbakan hocanın vefatının 5.sene-i devriyesinde İstanbul CRR’de düenlenen anma etkinliğinde atılan bazı uçuk yeni sloganlar da var tabi… Ama onları kalabalık ortamın heyecanına veriyoruz ve konu etmiyoruz şimdilik. Tanıtım çalışması adı altında “bir el” inşallah onları da görsellerle süsleyip/süslettirip Sosyal Medya ağlarında yaydırmaz…
Uzun süredir kendilerini uyarıyoruz ve yine uyarmak istiyoruz.
1-) “Erbakancılık” yapmaktan vazgeçin
2-) Kendinizi Milli Görüşün merkezinde sanmaktan vazgeçin.
3-) Hamaset dolu söylemlerden vazgeçin.
4-) İçi boşaltılmış slogancılıktan vazgeçin…
5-) Ezbercilik ve taklitden vazgeçin..
6-) Milli Görüşü sulandırmayın
7-) Güçlüyü sevmekten vazgeçin haklının yanında olun.
8_) Güçlünün haklı/haksız olup olmadığını önemseyin.
Şimdi bunları yazıyoruz diye bazı yeni yetmeler hop oturup, hop kalkıp “Erbakan düşmanlığı” yaptığımızı iddia edebilirler. Hatta içlerinden bazılarının daha da ileriye gidip bize “cehennemin dibi”ni de gösterenler olabilir. Bu gibi içi boş ithamlara alıştık. Ancak bu salvolar onların yaptığı yanlışa “doğru” dememize neden olmaz.
En küçük bir eleştiri ve ikazı düşmanlık olarak görmeleri aslında ne olmadıklarını tam olarak bilemediklerinden kaynaklanmaktadır.
Uyarılarımızın ne kadarını dikkate aldılar bilemiyoruz ancak “Erbakancılık” yapmanın dayanılmaz hafifliğinin verdiği zararın farkında olmadıklarını düşünüyoruz. Çünkü zemin kaybetmeye başladılar.
Bu yanlışlardan vazgeçmedikleri müddetçe zemin kaybı yaşamaya devam edeceklerdir.
Olanları üzülerek seyrediyoruz…
Sadi Özgül
İstanbul – 1 Mart 2016
