Kalemimle baṣ baṣa kaldığım zamanlarıma çok çok değer veriyorum.
Geçmiṣi bu günü yoğurup yarınlara çimento görevi yapma gayretinde mürekkebim. Kalınca surlar örüyor büyüklerimden dinlediklerim yarınlara, yıkılmasın istiyor yüreğim kıtalarda mısra mısra kafiyeleṣen yaṣanmıṣlıklar gelecek nesillerimeze hoṣ nidalarla.
Bu minval üzere çıktım bu ṣiir yolculuğuma Emirdağ köylerinin tamamına ṣiir yazmaya niyetlendiğim vakit.
Çok zaman aldı köylerimiz hakkında ṣiir’e konu olacak köyler ile örtüṣen pınar,kuyu,çeṣme,dağ,dere, yaṣanmıṣ bir sevda, evlilik ayrılık, zorbalık, yokluk, gurbet, cineyet,ihanet vesair bilgileri edindikten sonra randevu aldım kağıttan kaleme.
Gurbette olmam hasebiyle her köyden bilgi edinmek zor olsada Google’den Wikipedia dan ve ulaṣabildiğim köylülerden, dahada ileri hareket ederek telefon numaralarını elde ettiğim muhtarlardan her köy hakkında ṣiire katkısı olacak kadar nüans lar yakalamak nasip oldu.
Bu konuda yaṣadığım ilginç bir telefon görüṣmemi paylaṣmak istiyorum. İṣ sonrası istirahata çekildim ve köylerimiz hakkımda bilgi edinmeye devam ediyorum.
Belçika’dan Emirdağ’da bir köyümüzün muhtarını telefonla aradım, kıṣ ayı, saat 19 sularıydı hatırladığım kadarıyla.
Konuṣmamızı aynen aktarıyorum:
Muhtar; Alooo
Abdil; Selamünaleyküm muhtarım.
Muhtar; Aleykümselam
Abdil; Muhtar amca ben Güveçci köyünden Belçika da iṣciyim adım Abdil Göktekin, Babamın adım Değirmenci Ali.
Nacizhane ṣiir yazıyorum, Emirdağ’ın köylerinin tamamına birer kıta ṣiir yazmaya niyetlendim sizin köyede bir kıta ṣiirim olacak dolayısıyla köyünüze ait bir hikaye veya ünlü bir dere tepe kuyu ismi söylerseniz ṣiire konu edeceğim.
Muhtar; Yok öyle biṣey oğlum kapat. Ve telefonu yüzüme kapattı.
Tekrar aradım.
Abdil; Muhtarım size ismimi ve açık adresimi verdim isterseniz vereceğim ṣu telefonu arayıp hakkımda net bilgi edinebilirsiniz niye telefonu kapatıyorsunuz.
Muhtar; Len oğlum köyden bilgi alıyorsunuz sonra define gezmek için sağı solu deliyorsunuz kapat telefonu, deyip hanımına yüksek sesle bağırdı kız al ṣu telefonu baṣımdan ne diyo ısrarla bu adam.
Muhtar eṣi; Buyur yavrum derdin ne, ne ugraṣıyon adamla.
Abdil; Selamünaleyküm teyze deyip kendimi tekrar tanıtıp isteğimi yeniledim.
Muhtar eṣi; Oğlum demez o inatçıdır benide uğraṣtırma ṣununla sana eyü geceler…
Niyet ettiğim minval üzere edindiğim bilgiler doğrultusunda bazen hüzün bazen sevinç yaṣanmıṣlıkları kullanılan araç gereçleri kafileṣtirmek nasip oldu bitiṣikteki ṣiirimize. Yöremizin okurları kendi köylerini köy isimleri ve köyü anımsatan yerler, hikayeler vb özdeyiṣler ile köylerine ait kafiyelerde kendilerini bulabilirler. Buyrun Şiir ile öz öze göz göze bırakalım sizleri.
Afyonkarahisar Emirdağ köylerine
İlim Afyon, Köroğlubeli’m termalim var
Taşhan’ım sarsılmaz kalem saf lehçem var
Kaymağım sucuğum somunum tereyağım var
Zafer müzem mermerim bedesten çarşım var
Deli dedim ya deli gönül bir bir yazasım var işte.
Emirdağ’ım cihanda ünün tabandan oyunun var
Hikâye ettim kafiyelerde köyden yayladan anılar
Bitmiyor göç Avrupa’ya, Eskişehir’e akım var
Uzun çarşıda camin, pazarın kuyumcuların var
Deli dedim ya deli gönül Adaçal dan seyrim işte.
Aşağıpiribeyli,inli Höyük’te tuttu müfreze
Yirmi yıllıma sebep oldu gelin görümce
Tutamadım avukat anlaşılmadı dilekçe
Yoğudu suçum, kalsın hakkım ahirete
Deli dedim ya deli gönül iftiraya kurbanım işte.
Adayazı Deveci Gedik’inden esen yeller
İflah olurmu yavuklusun atıp da gurbete gidenler
Acım derindir, söndürmez sular, zehirler
Bihaber yiğidimden,ağalar beyler
Deli dedim ya deli gönül arar durur işte.
Doksanüç Harbi’nde kurduk Ablak köyünü
Attık tohumu diktik fidanı yetiştirdik ürünü
Çorap ördük hırka ördük koyun yününü
Çaldı edeler, kırk gün kırk gece ettik düğünü
Deli dedim ya’deli gönül kök saldık işte.
Ağılcık önünde kör kuyuya saldım maden kovayı
Sıvadım kolları, vurdum sofa-ya kireç sıvayı
Açmam dedim açtırdılar zorla takılan duvağı
Gönülsüz verdiler, ağlayı ağlayı kurdum yuvayı
Deli dedim ya deli gönül kara sevda oldum işte.
Ali beyim; Alibeyce köyünü kuran
Gönül evime sızdı kara bir yılan
Yok mu yarama panzehir olan
Ölürsem, yâr olsun cesedimi saran
Deli dedim ya deli gönül yâr der gezerim işte.
Aşağıaliçomak Davulga’dan firak
Gönül sevdi alamadı, gözden ırak
Görülen rüyanın hangisini hayra yorak
Uzat da Fadime’m kolların bi sarılak
Deli dedim ya deli gönül düşünde eylenir işte.
Aşağıkurudere’de helallaştık eş dost akraba
Dilini dişini bilmem ver elini Avrupa
İzmir’den bindik İtalya vapuruna
Yedi sene ağladım gelemedim vatanıma
Deli dedim ya deli gönül vatanın hasreti işte.
Gelin hele dostlar Ehmedin köyü Avdan’a
Tükendi nüfus ne gelin kaldı ne kaynana
Koydum sofrayı misafir beklerim aşıma
Âza yok bekçi yok, muhtarım bir başıma
Deli dedim ya deli gönül üç kişilik köy işte.
Aydınyaka ocağında sütlü biber, dızmana
Bayramda sizdeyiz selam söyle ablana
Koku sürdüm balkonda asılı yazmana
Sönmüyor gönül ateşi ne ettin bana
Deli dedim ya deli gönül seviyom işte.
Bademli de buldum Hititlerden kalma bir eser
Komşuya versem akrabam küser
Allah’a ısmarladık elveda dostlar
Emirdağ kesmez Eskişehir’den yer ver
Deli dedim ya deli gönül her pazara kuruldum işte.
Bağlıca’da kazdım hüyüğü daldım tarihe
Haber etmişler müzeye müdürlüğe
Umut vermiştim yâre, yarın zenginiz diye
Ödeyemem yâr başlık paran bekle seneye
Deli dedim ya deli gönül umut eder bekler işte.
Balcam derler Balcan Sultan’dır adım
Bir bakraç bal, bir çıkın yufka doydu ordum
“Fakih”Fakı oldu dillerde, cahilim anlamadım
Devleti Selçuklu’dan Sultan’a sofra açtım
Deli dedim ya deli gönül aslım astarım işte.
Başkonaklı saygıdeğer kayın validem
Sırlı rüyadan Güveççi’ye gelin giden
Genç yaşta erini kansere teslim eden
Sıladan gurbete kaval çalıp ağıt eden
Deli dedim ya deli gönül Burhan’ım göçtü işte.
Adını almış bir beyden,kök salmış Beyköy
Yurt tutmuş ovaya dağa, bölük bölük köy
Eş dost akrabadır nice oymak nice köy
Bin atına arabana seyreyle köy köy
Deli dedim ya’deli gönül seyrine doyulmuyor işte.
Rumeli’den mahmuzladım atımı Beyören’e
Direk dikip kiriş attım temizlediğim Ören’e
Bölüştüm ekmeğim şükrettim verene
Geçti ömür vara yoğa direne direne
Deli dedim ya deli gönül geldik gidiyoruz işte.
Burunarkaç’a saldım kuşlukta koyunu
Bilemedim ardımdan çevrilen oyunu
Çakallar pusu kurmuş, böler aslan payını
Tamah olma Ceylanım , kalır sanma dünya malını
Deli dedim ya deli gönül dünya malına gül geç işte.
Erzurum Horasandan göçtüm Büyüktuğluk’a
Türkmenem Dadaşam boynum eğri beyim buyruğa
Gezerim diyar diyar kök saldım Anadolu’ya
Alırım hain kellesini el uzattırmam bayrağa
Deli dedim ya deli gönül vatanıma temelim işte.
Camili derler köyümün adına
Beş vakitte yâri ekledim niyazıma
Kurbanlar adadım dönerse yoluna
Beni benden aldı, mukayet ol Allah’ım aklıma
Deli dedim ya deli gönül dualarımda işte.
Serin olur Çatallı, Mahmut Kuyusu suyu
Sordum soruşturdum güzelin soyu
Okuladım dostu düşmanı bütün köyü
Sonradan çıktı bilemedim türlü türlü huyu
Deli dedim ya deli gönül oğlanı yaktık işte.
Dandın Deresi’nde yıkadım tiftiğimi yünümü
Kavuştu karanlık kaybettim yönümü
Sevdim de doya doya koklayamadım gülümü
Çaykışla Havut Tepesi unutmam dünümü
Deli dedim ya deli gönül avunur durur dün ile işte.
Çiftlik düzü ile Ağzıkara ini arası
Belli değil göçten kalan itin melesi
Üstüme yürüse alırım yâri, yârin sülalesi
Her köyün bir delisi var, ben de buranın delisi
Deli dedim ya deli gönül aşıkların delisiyim işte.
Davulga’ya mahalle etmişler İncik’i
Koca tarlada kazdım laleyi cacığı
Sarı düveye taktım mavi boncuğu
Kaybettim eşimi ; doğururkan çocuğu
Deli dedim ya deli gönül büyütürüm öksüzü işte.
Dağılgan’da okudum ilk mektebi
İstanbul’da yaladım kültür mürekkebi
Unutmadım çocukluğum bindiğim merkebi
Ölürsem koca şehirde, köye götürün cenazemi
Deli dedim ya deli gönül çocukluğumu ararım işte.
Dağınık denmiş köye, şükür bir aradayız
Kış gitsek de gurbete, ABDİL yazın sıladayız
Ölüm var ölüm, bu gün yarın sıradayız
Paylaşamadık bahçeyi, gardaşla kavgalıyız
Deli dedim ya deli gönül felekle dönüyoruz işte.
Erişmez rüzgâr kuytudur Daydalı
Zehra Bacı yoğur pazarında her salı
Verseler derya dibinden çifte yalı
İstemem gurbeti bilirim oraları
Deli dedim ya deli gönül köyden aşağı gurbet işte.
Demircili’den Hacılar’dan mermer yüklenir
Yâr dediğim vurdu gitti, bilmem nerde saklanır
Ellerim duada umutla beklerim yollar
Yıkık örende rahiyalar saçar taze güller
Deli dedim ya deli gönül örenleri koklar işte.
Kıllıkuyu derler Dere köyde namlı
Yasak etmişler yâre mahalleyi, gönlü gamlı
Alırım der Satı’yı, olsam da kanlı bıçaklı
Ölesiye beklerim, ellerim koynumda saklı
Deli dedim ya deli gönül yolların gözler durur işte.
Eskiköy’den yönüm döndüm Aksırt’a
Köyneğim yamalı, hayâlim bol paça uruba
Kabul edin ağalar bende katılam sizin gruba
Olmasa da meteliğim, gönül vermekten yana
Deli dedim ya deli gönül ağalık eder kurulur işte.
Ekizce düzüne kurdum çadırı
Yârim için saydım düşman hatırı
İflah etmez bu dert beni bitiri
Yağlı urganda yâr canın yitiri
Deli dedim ya deli gönül dövünür durur işte.
Elhan çayırı, iğde fidanı dereden beslenir
Eli koynunda güzel direğe yaslanır
Yaslanma güzel, direk derde nasıl dayanır
Gönül evine kiriş olam, belki gönül uslanır
Deli dedim ya deli gönül kiriş olur direk olur işte.
Emirinköy’de yükledim göçü Yozgat’a
Deveyolu’nda bindim kır ata
Bıraktım kabirde ak sakallı ata
Unutmam dünüm üç İhlas bir Fatiha
Deli dedim ya deli gönül elveda der giderim işte.
Tükeniyor köyler Eskiakören’de sırada
Yuttu gurbet yavrularımı göremem bir arada
Aşık atamam kader ile, ne çıkarsa kurâda
Ben eremedim dostlar siz erin murada
Deli dedim ya deli gönül eriyip bitiyoruz işte.
Eşrefli’de oynanır oyunun hası
Kınalanmış gelinin eli, düzülmüş başı
Maganda kurşunu oldu ahâlinin yası
Yetiştirin bezi sarılsın kuzunun yarası
Kim vurduya gitti yatsı sırası
Deli dedim ya deli gönül suçluyu suçsuzu arar işte.
Gedikevi derler Karadağ’ın eteğinde
Bal verecek arıyı zehirlediler taze peteğinde
Yârim gelecek diye beklerim eşik önünde
Vurmuşlar ardından, yatar kanlar içinde
Deli dedim ya deli gönül yiğidime kıydılar işte.
Gelincik köyüne gelin mi gittin yaşın küçük
Nasıl sardı seni o aklı gücük
Çamdan oydum bebeğine ninni ile salla beşik
Olursa oğlun, adına ekle âşık
Deli dedim ya deli gönül aşkın ile yanar işte.
Geynik idi Gökçekaya oldu adı
Gülmedi güzelin yüzü, bozuk ağız tadı
Geldi geçti ömür ilk yâri aradı
Sırma saçına kara yazma bağladı
Deli dedim ya deli gönül saç telinde oyalanır işte.
İkiye böler düz ovanı, otoban, yeşil Gömü
Bellidir çalgıdan fakir zengin düğünü
Oturduk çay bahçene, yad ettik geçen günü
Özledim gardaş payı ettiğimiz dürümü
Deli dedim ya deli gönül geçip giderim işte.
Gözeli Samanlı Yaylası’na kurdum alaçığım
Hele gelsin harman sonu, anamı dünür salacağım
Unuttum sanma adını dağlara yazdım
Ünlerim türkü türkü, ağıt ağıt, deme ki duymadım
Deli dedim ya deli gönül türküsün ağıtsın işte.
Kar yatmaz Güney köyün yamacında
Ne hayâller kurduk meşe ağacının altında
Sil aklından beni Leyla, benim gözüm bacında
Dökülse tek tek saç kalmasa başımda
Deli dedim ya deli gönül bir sevda peşinde işte.
Güneysaray düğününe takısız varılmaz
Akçeşme’ye demir boru dayanmaz
Gül Fatma’m küsmüş can dayanmaz
Sevilirde yâr kapı ardına koyulmaz
Deli dedim ya deli gönül sevdiğini arar işte.
Güveçci ortasında Alocağı, sırtım çubuğa yasladım
Gönül boş değil çiğdem ile çiçek ile süsledim
Ömrümü hayal ile düş ile besledim
Çerkez’in taş, elmalı,kıvrım kıvrım yolların özledim
Deli dedim ya deli gönül taşa toprağa hasret işte.
Hamzahacılı yaz damında açtım çadırı
Ağ çayıra örs ledim çifte katırı
Aynalı beşikte yâr yavrusun yatırı
Sayfa sayfa gözyaşıyla yazdım her satırı
Deli dedim ya deli gönül, gönül beşiğin sallar işte.
Hisar’da kazı yapmış İngiliz’i Yunan’ı
Tütsü verip açmışlar kara kovanı
Çift sürerken gördüm kara yağız oğlanı
Meyil verdim, razı edemiyom zalim anamı
Deli dedim ya deli gönül vurgunum işte.
Karakuyu Davulga’ya oldu mahalle
Düşmüş asfalta salınır gider divane
Özüm içime ağlar söyleyemem bu dil ile
Boşaldı köyler vatandaş olduk gâvur eline
Deli dedim ya deli gönül gurbetten sılayı koklarım işte.
Karaağaç’ta ağaç dalına dilek ipimi bağladın
Bekleye bekleye kızarmış gözlerin çok mu ağladın
Cevap gelmedi mektubuma yanlış ele mi yolladın
Oyalı mendilini saklarım hiç kokuna doymadım
Deli dedim ya deli gönül kokunda derman arar işte.
Dert yükledim Karacalar üzüm sepetine
Yattım uyudum Gölcük Yaylası düzüne
Tavşan Tepesi’nden salını salını gelip girdi düşüme
Döne dursun felek, kadersizin felek ile işi ne
Deli dedim ya deli gönül hayal eder döner işte.
Karayatak köyü bağlık bayırında çalınan kornalar
Övülürken allı duvaklı gelin, ağlayan analar
Kıyamam kabristana basmaya, yüreğim sızılar
Yaşanmadı mı dünler bir haber getirin turnalar
Deli dedim ya deli gönül dövünür giderim işte.
Kılıçlar köyü adımla geldim Rusçuk şehrinden
Göçüm sırtımda belli değil mi halimden
Kabri cennet olsun kapı açtı Anadolu’mdan
Ecdada duam bağışlarım sevabımdan
Deli dedim ya deli gönül ahvalim işte.
Uzandım eremedim Kılıç Kavaklı’da kavağa
Telgraf geldi tez gel, baban yetişmez sabaha
Yıkılası gurbet şahit ol sinemdeki âha
Yokluk sardı haneyi, yelken açtım ayrılığa
Deli dedim ya deli gönül gurbeti mekan tuttum işte.
Kırkpınar’a vardım saman almaya
Zinciri kırmış it gelir havlaya havlaya
Eğildim de yere taş almaya
Geçtim candan, takıldı gözüm Fatma’ya
Deli dedim ya’deli gönül nasip kısmet işte.
Atlattım müfrezeyi sabah geçtim Kuruca’dan
Benlikuyu’da su içtim Sultan’ın kovasından
Dile gelse de dinlesen Yılankırkan Kışlası’ndan
Kurban olduğum aldın aklımı gittin başımdan
Deli dedim ya deli gönül nârında kavrulur işte.
Leylekli’den çıktım Ese dağına
Çektim havasını derman olsun diye canıma
Yetim büyüdüm hasretim anam kokuna
Kader vurdu bekçi emmi, sen de vurma bana
Deli dedim ya deli gönül öksüzlere anıt’ım işte.
Örenköy’de yedim yarpızlı sakalasarkan
Koyunçalı’nda biçtim arpayı vurdu tırpan
Anam ağıt eder, kuzum yoluna kurban
Ağlama anam kuzunda sana kurban
Deli dedim ya deli gönül harmana düven’im işte.
Özkan derler hem köydür hem yaylak
Zehir vermişler köpeğime haller muğlak
Kurttan kaçarken kuzuyu kaptı çaylak
Değişti zaman oğlak doğuruyor oğlak
Deli dedim ya deli gönül seyri alem işte.
Yenikapı Pörnek değirmen taşı yosun tutmuş
Sermiş bulgurun çifte benli, kışlığın kurutmuş
Uykular uzak gözden geceleri unutmuş
Sevda yaşlanmaz, kırkında on sekizlik umutmuş
Deli dedim ya deli gönül vuslatı bekler işte.
Salihler köyü Kocabayır’da güttüm öküzü
Uyku küs göze, sayarım gökteki yıldızı
Ayna tutup türkü ile çevirdim ak kızı
Kör Memedin Kara Kezban ayırdı bizi
Deli dedim ya deli gönül birinen eğlenmez işte.
Sığracık camimiz yakındır kabire
Aslı astarı yok küseriz emmimgille
Son demde ömür,titrer durur ibre
Yenemedim nefsim kapıldım kibire
Deli dedim ya deli gönül cahillik işte.
Soğukkuyu Kepez’de yattım baharda yatıya
Sabahınan el ettim komşu köyden Dudu’ya
Yeşil yazmasın asmış kurban olduğum çaltıya
Dayanmaz yürek ayrılık denen acıya
Deli dedim ya deli gönül acılarla yaşar işte.
Suvermez’den sürdüm atımı Çilli Çeşme’ye
Benden selam söyleyin, gelin Esme’ye
Çıkıp oturmasın eller içinde çelkeye
Saklasın gizemin, kurban keserim gamzeye
Deli dedim ya deli gönül gamzene hasret işte.
Tabaklar’da yetiştirdim bağı bostanı
Beklerim yolunu giydim allı fistanı
Şehit verdim erimi yazdım destanı
Ağlarım özümden duvarlara yaslanı yaslanı
Deli dedim ya deli gönül kaderin kurbanıyım işte.
Tepeköy Kesan Merası’nda üç ölü
Hacının Kuyu’dan suladım kır beygiri
Yana yana tutuldu gelinin dili
Dayanamadı koca nine büküldü beli
Deli dedim ya deli gönül hiç uğruna gittik işte.
Tez Yaylası’nda âşık garip çoban
Sarınmış sırtına çocuğu gelin abam
Özünde mi yaran diline kurban olam
Düştüm yollara delik deşik taban
Deli dedim ya deli gönül özüne kurban işte.
Bulgaristan göçmeniyim Toklucak Köylü
Çadır açtık ocak yaktık,analı kızlı,ağalı beyli
Aşağıdan gelir,seçilmez omzu heybeli
Kandırdı on beşlik kuzumu götürdü dilenci
Deli dedim ya deli gönül yanarım yavruma işte.
Topdere derler köyüme eski adı Saklı’dır
Arazide kavga, davacıda davalıda haklıdır
El insaf hakim bey sizde vicdan yok mudur
Çözemedim avukatı,aç mıdır tok mudur
Deli dedim ya deli gönül adliyede geçti ömür işte.
Türkmen Köyü malı önü, yolum üstü mezarlık
Hasta düşmüş sevdalı gelin, tütütürler üzerlik
Al al olmuş yanağı,yâr in şakağı nazarlık
Isıtma tuttu yüreğim,kız bu ne güzellik
Deli dedim ya deli gönül nazarım nazarında işte.
Türkmenakören Köyü’nden aldım koyun yoğurdu
Endamına kurban olam kız seni hangi ana doğurdu
Gördüğüm rüyayı hacı imam hayırlara yordu
Adını söyledim anama,arayıp soyunu buldu
Deli dedim ya deli gönül bir güzele vuruldum işte.
Dinledin mi Ümraniye’de Kurban Emmi’yi
Özü diline vurmuş, durdurur oynayan çengiyi
Türküdür ağıttır söyler bildiği ezgiyi
Nerde Kültür Bakanlığı sahiplenmez değerleri
Deli dedim ya deli gönül değerlere aşığım işte.
Veysel Köyü’nde okundu Cuma selası
Ahlak,kültür, oku,yazdı imamın vaazı
Kendin bilmek ne hoş, kapanmaz cahilin ağzı
Halisse niyet, şeker bilir bal bilirsin tuzu
Deli dedim ya deli gönül âlim susar cahil atar işte.
Yozgat ilinden geldik Yukarıkurudere’ye
An kavgasında mezar kazdık dere tarlaya
Tuz bastım gardaşımdan açılan yaraya
Toplanın da komşular gelin bir araya
Deli dedim ya deli gönül gardaş ile küs gittik işte.
Karataş eteğinde Yarıkkaya
Güllü’me giydirmişler kutnu saya
Hiç saygı kalmamış sevene sevdaya
Gelin etmişler yârim gider ağlaya ağlaya
Deli dedim ya’ eli gönül Arabatınburnu’ndayım işte.
Tevfikiye ‘e Yarımca dendi ne hikmet
Oynanır tarih ile uyutulur aziz millet
Dünü ile şanı ile ayakta kalır devlet Köyün adına bak Hakk’a şükret
Deli dedim ya deli gönül dünüm bu günüm işte.
Kesme taşlar tarihten izdir, Yavuz yolu
Gelin bacım yolum üstüne pazar kurdu
Kavunun karpuzun tadı damağımda kaldı
Gurbet gurbet gezerim anılar uykumu çaldı
Deli dedim ya deli gönül bağı bostanı koklar işte.
Yeniköy’e gelin ettim kızımı gülsün daim yüzü
Nasihatım; elden bırakma saygını,üzme bizi
Faniyiz cihanda,bin düşün sonra et sözü
Örnek ol,dost ol,silinmez bırak izi
Deli dedim ya deli gönül nasihatım işte.
Yüreğil yokuşu tırmandım Karadağ’a
Haber etmişler jandarmaya düştü ardıma
Söyleyin anama bacıma ağlamasın bana
Yandım dostun narına, sığınırım Allah’a
Deli dedim ya deli gönül sırrım döktüm işte.
Anadolu’ya sürdüm kır atımı tayımı
Yusufağa Çeşmesi’ne kurdum köyümü
Balkanlar’da verdim pusatıma suyunu
İskan-ı Muhacirin yasamla korudum soyumu
Deli dedim ya deli gönül kıta kıta dolaşırım işte.
Yılkılar kişneşir Emir Dede zirvesinde
Arıcılar çadır açmış ısıtma çeşmesinde
Kekik ile giliği kattım çay oldu demimde
Abdil’im hatıram kalsın Emirdağ köylerinde
Deli dedim ya deli gönül yazdıran Yaratan işte.
Abdil Göktekin
Emirdağ Toplam Köy Sayısı // 68