“Emirdağ’a iskân edilen Suriye Türkmenleri”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

1516-1918 yılları arasında Türk egemenliğinde kalan Suriye, bizden koparıldıktan sonra da yoğun bir Türk varlığını içinde yaşamıştır. 1900’lü yıllardan başlayarak Şam, Beyrut, Yemen ve Filistin’de Arapların İngilizlerin kışkırtmasıyla bizi arkadan vurmuşlardır. 1924’te Şam ve Halep devletlerinin birleşmesiyle bugünkü Suriye kurulmuştur.

Osmanlı devleti zamanında çoğunluğu Türk olan Halep; Maraş, Gaziantep, İskenderun, Antakya, Urfa ve Rakka sancaklarının vilayet merkeziydi.

9 Aralık 2024’te başlayan devrimle de Esad hanedanı yıkılarak HTŞ (Heyet-i Tahrir eş-Şam) ülke yönetimini kısmen ele geçirmiştir. Ülkede halen bölücü ve ayrılıkçı PKK/PYD güçleriyle mücadele edilmektedir. SMO (Suriye Milli Ordusu) bu mücadelede etkin operasyonlar yapmaktadır.

Suriye’nin pek çok yerleşim merkezinde Türk kitlesi çoğunlukta olup 5.5 milyon nüfusuyla Araplardan sonra en kalabalık millettir. 22.5 milyon nüfusa sahip olan Suriye’nin yaklaşık yarısı diğer ülkelerde sığınmacı durumundadır. Bugünlerde sığınmacı kitleler ülkelerine dönmeye başlamıştır.

Anadolu’nun doğal bir uzantısı olan Suriye’de Türkmenler; ülkenin Halep, Lazkiye (Bayır Bucak), Golan,Hama, Humus, Golan, Şam, Tartus, İdlip, Dera ve Rakka kent merkezlerinde ve köylerinde yaşamaktadırlar. Türkmenlerin tamamı Oğuz boylarından olup Yörük ve Azerbaycan ağzıyla konuşmaktadırlar. Suriye Toluoğulları, Selçuklu, Memlûk ve Osmanlı dönemlerinde şekillenerek bölgedeki Türk varlığıyla özdeş bir tarihe sahiptir.

24 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı , 20 Ocak 2018’de Zeytin Dalı ve 9 Ekim 2019’da Barış Pınarı operasyonları hem Türkmen soydaşlarımızı hem de sınırlarımızı PKK/YPG yapılanlarına karşı korumak amacıyla başarıyla yürütülmüştü. 9 Aralık 2024 harekatında SMO’nun kararlı ve cesur tavrı düşman niyetlerini alt üst etmiştir. Öte yandan Türk devlet yetkililerinin terör örgütlerinin yok edilmesiyle ilgili demeç ve eylemleri kamuoyunda takdirle karşılanmaktadır. Terör örgütleri adım adım bertaraf edilmektedir.

Sözü buradan Suriye’den Emirdağ’a yerleşen oymaklara getirmek istiyorum. Emirdağ kuruluş aşamasında Türk coğrafyasının her tarafından getirilen oymaklar iskan edilmiştir. Bu yazımızda Suriye’den Emirdağ’a iskan edilen Boynuyoğunlu ve Golan-Şam oymaklarını konu edineceğiz. Emirdağlı olarak bizim Suriye Türkmenleriyle bağımız, Oğuz boyundan oluşumuzun yanında oymak akrabalıklarımızın da bulunmasıdır.

Emirdağ İnkılâp Mahallesinde bulunan Halepli Sokağı Suriye Türkmenleriyle kan ve gönül bağımızın somur bir örneğidir.

Adı Başkonak olarak değiştirilen Golanşam köyümüzün kökü, Golan-Şam Türkmenlerine dayanmaktadır. Yüzyıllardan beri Golan Tepelerinde yaşayan Türkmenler, 1967 İsrail işgali altına alınmışlardır. Bölgede yaşayan 300 bin Türkmen’in bir kısmı bölgeyi terk etmiş, bir kısmı ise halen İsrail işgali altında yaşamaktadır. Bayat, Avşar, Beğdili ve Salur boylarına mensup olan Golan Türkmenlerinin 60 bine yakın nüfusu Suriye’nin farklı yörelerinde yaşamaktadır. İsrail işgali altındaki Golan’da Türkmen köyleri en verimli araziler ve su kaynakları üzerinde bulunmaktadır. Dillerini ve kültürlerini idame ettiren Golan Türkmenleri işgalden kurtulacakları kutlu günleri sabırsızlıkla beklemektedir.

Emirdağ ve Çiftlere bağlı Boynuyoğunlu köyleri; Safracık (Sığracık), Geynik (Gökçeyaka), Alibeyce, Manohoz- Menoğuz- (Gözeli), Kılıçlı-Kavlaklı,Burun, Kulaklı, Bağlıca,Sarıkavak, Kuyruklu, Gedikevi, Arslanlı, Dikilikaya,Kırkpınar, Burunarkaç, Kadıkapısı (Çifteler’e bağlı) (Kadıkuyu), Büngeşik (Çifteler’e bağlı) (Çatmapınar) da Rakka’dan gelmişlerdir. Oğuz’un Beydili boyuna mensup olan Boynuyoğunlu oymağı , 1714 Mahalli İskan Fermanıyla Emirdağ’a yerleştirilmişlerdir.

2012 yılında adları değiştirilen köylerimiz için ‘’Adımı Geri İstiyorum.’’ Başlığıyla bir kampanya başlatmıştım. Bu köyler; Adayazı (Firikli), Başkonak (Kolanşam), Gökçeyazı (Geynik), Gözeli (Manohoz-Menoğuz), Tepeköy (Kuyruklu), Yavuz (Horan), Yenikapı (Pörnek)’ti. Ancak köy muhtarlarımızdan gerekli desteği alamamıştım. Oysa değiştirilen köy adlarının hepsi soya dayalı kavramlardı. Bunların unutulması halkın sosyal bilinç kaybına yol açacaktı. Kampanyamız en azından yazılı ve görsel basın ile kitaplarımızda kayda alınmıştı.

106 yıl önce elimizden çalınan Suriye, tarihin tekerrür etmesi ve orada yaşayan Türkmen kardeşlerimizin varlığı sebebiyle tekrar gündemimize girdi. Onların haklarını korumak, ülkemize oradan gelecek tehlikeleri önlemek amacıyla tarih Türkiye’yi göreve çağırdı.

Kutsal görev şuurunu aklında , gönlünde yaşatan ve uygulayan serdengeçtilere selam olsun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir