İnsanlık; avcılık-toplayıcılık, tarım-hayvancılık toplum yapısından sanayi ve bilgi toplumuna uzun süreçler yaşayarak geçebilmiştir. Tarım ve hayvancılığa dayanan toplum yapısı on bin yıl sürmüş, 18.yüzyıl başlarında sanayi devrimiyle birlikte farklı bir kimliğe bürünmüştür. Tarım, yerleşik hayatı gerektirdiği için toplumlar ılıman iklim havzalarında yaşamaya ve bu arada bitkileri kültürleyiphayvanları da evcilleştirerek yeni bir düzen kurmuşlardır.
Tarım toplumunda çeşitli aletler icat edilerek topraktan daha fazla verim elde edilmiştir. Ehlileştirilen hayvanların da gücünden yararlanmak tarım toplumu insanları kendi ihtiyaçlarından çok üretim yapmışlardır. İlk toplumlarda takasla başlayan alışveriş, paranın icadıyla ticarete dönüşmüştür. Kentlerinden oluşmasıyla ticaret çehre ve yön değiştirmiştir. Tüccar, esnaf, pazarcı, üretici gibi pek çok meslek ortaya çıkmıştır.
Alıcı ve satıcıların ticaret için belli zamanlarda toplandıkları üstü açık kamu alanı anlamındaki bazar kelimesi Türkçe’ye pazar olarak geçmiştir. Pazarlar her hafta belli günlerde kurulur. İki pazar sokağının kesişmesiyle oluşan dört yol ağzına çarşı denilmektedir. Çarşılar sürekli açık tutulan pazarlardır (çar şu: dört taraf).
Emirdağ, kuruluşundan itibaren çarşı ve pazarıyla yörenin en hareketli cazibe merkezi olmuştur. Emirdağ; Cırgın 1691, Muslucalu 1740, Aziziye 1886 tarihi süreçlerinden geçerek günümüze gelmiştir.
Emirdağ’da haftalık pazarın kurulma günleri, 1878’de cumartesi, 1893’ten itibaren pazartesiydi. Pazarda çok miktarda alış-veriş yapılırdı. 1893’ten 1908’e kadar işyeri sayısı aynıdır. Bunlar; 1 hamam, 2 han, 4 kahvehane, 4 fırın, 82 dükkândır.
Arazi verimli ve tarım uygun olduğu için çok miktarda tahıl elde edilir. Buğday, arpa, burçak, afyon, pamuk,nohut, mercimek. Mısır, haşhaş, afyon sakızı üretilir. Orman ürünlerinden palamut ve keresteönemli bir geçim kaynağıdır.
“Emirdağ Buğdayı” Anadolu’nun en birinci mahsulâtından olub ayrı dâneleri sarı ve ufak dâneli Beyaz ve Topuz nâmlarıyla iki nevi olarak develerle Bursa’ya nakliderler. Pek makbuldür.” Emirdağ buğdayı Eskişehir, İstanbul, İzmir ve Bursa’da pazarlanmıştır. (1906)
1906 yılında Aziziye Kazası’nda ipek böcekçiliği, arı beslenerek bal ve bal mumu üretiminin yapıldığı ve Aziziye balının pek nefis olduğu belirtilmiştir
Koyun, keçi, tiftik keçisi, sığır, at, eşek ve deve yetiştiriciliğiçok yüksek seviyededir.
Elde edilen tiftik ve yapağı, tüccarlar vasıtasıyla İzmir ile İstanbul’a gönderilirdi.
Önemli bir geçim kaynağı da halı, kilim, seccade ve heybe dokunmasıdır. Bu ürünleri almak için pazartesi kurulan dokuma pazarına farklı yerlerden tüccarlar gelirdi. Emirdağ kilimleri her tarafta tanınmaktaydı.
Emirdağ’da 1881’de Ticaret Odası, 1901’de Ziraat Odası kurulmuştur.
1898’de yeni idari yapılanmasında Aziziye’ye bağlı nahiyeler ve köy sayıları şöyledir:
Aziziye Merkez Nahiye 20
Bayat Nahiyesi 8
Hanbarçın Nahiyesi (Han) 8
Manahoz Nahiyesi 11
Salihler Nahiyesi 15
1906 tarihli Salnamede Aziziye Kazasının nüfus durumu: 39.952 kişidir. Bu nüfus, 2020 nüfusuyla yaklaşık olarak aynıdır. 1906’da Emirdağ’da 114 Rum, 74 Ermeni bulunmaktadır. Emirdağ’da dokumacılık, demircilik, bakırcılık, dikiş-nakış, keçecilik, ağaç işleri, koşumculuk gibi el sanatları başlıca geçim kaynaklarıydı.
Yukarıda izah etmeye çalıştığımız Emirdağ halkının bu üretim faaliyetleri, kurulan pazarın ne kadar hareketli olduğunun göstergesidir. Üretici, tüketici, esnaf ve tüccar bu pazarın paydaşları olarak Emirdağ ekonomisinin ana yapıcılarıydı. Üretim sadece iç tüketimde değil, ülke çapında rağbet görürdü.
Ahmet Urfalı