1935 – 1936 yıllarında Emirdağ Hamzahacılı Köyü civarı Pınarbaşı mevkiinde Emirdağ’a bağlı 99 köy ve 3 bucağın iştirakiyle Ziraat Vekâleti Tarım Bakanlığının izniyle yaklaşık 200 dekarlık alanda ‘’ Köyler Ortak Fidanlığı’’ adı altında bir fidanlık tesis edilmiştir. Bu fidanlık halk arasında ‘’Millet Bahçesi ‘’olarak anılırdı. Türkülere de konu edilen bu fidanlık için Emirdağ türkü yakıcılardan Nuri Demir (Seyrekbasan)’den şu dörtlüğü söylemiştir.
“Millet bahçesi de ne aman bağlık
Yâr bana islemiş bergüzar yağlık
Eğer Allah bana verirse sağlık
Ben seni kötüye yâr mi ederim”
Fidanlık, yöre halkına örnek olarak gösterilecek, halkın da bu sayede özel bahçeler kurması sağlanacaktır. Bu bakımdan fidanlıkta üretilen aşılı meyve fidanı ve bağ çubuğu halka dağıtılmıştır. Emirdağ halkı, fidanlıktan aldıkları fidan ve çubukları özel mülklerine dikerek meyve ihtiyaçlarını sağlamaya çalışmıştır.
Bunun için köy bütçelerine önemli miktarda tahsisat konulmuş, Pınarbaşı suyundan açılan bir kanalla fidanlığın su ihtiyacı karşılanmıştır.
Emirdağ yöresi için çok iyi düşünülerek kurulmuş olan bu fidanlık, birkaç sene içinde ihmale uğrayarak terk edilmiş, kullanılamaz bir hâle gelmiş ve bakımsızlık yüzünden tahrip edilmeye başlanmıştır.
Posoflu Âşık Zülali’nin oğlu Osman Kökten,Emirdağ Ziraat Memuru olarak görevlendirilmesiyle ‘’Millet Bahçesi’’ yeniden ihya etmeye çalışılmıştır. Posoflu Âşık Zülali de fidanlığa koruma görevlisi yapılmıştır. Bu görev, 1939-1940 yıllarında devam etmiştir.
Âşık Zülali, 11 dörtlükten oluşan ‘’ Emirdağ Fidanlığı’’ şiirinde adı geçen yerin bakımsızlık ve ilgisizlikten dolayı bozulan durumuna üzülerek Emirdağ Ziraat Memuru oğlu Osman Kökten ile hasbihal eder. Şiirin son dörtlüğü şöyle bitmektedir:
“Der Zülali gel bu bağı görelim
Kitabın aç, oku fenne girelim
Fidanlığa taze hayat verelim
Gülünç olmayalım ağyara oğul”
Emirdağ Millet Bahçesi’nin durumu Emirdağlı milletvekili Süleyman Kerman tarafından TBMM’de de soru önergesiyle dile getirilmiştir. Afyon Karahisar Mebusu Süleyman Kerman’ın, Afyon Karahisar Vilâyeti Emirdağı Kazasının Pınarbaşı mevkiinde tesis edilmiş bulunan ‘’Köyler Ortak Fidanlığı’’nın tahripten kurtarılması ve tekrar ihyası hususunda ne düşünüldüğüne dair sorusuna, Tarım Vekili Nedim Ökmen , TBMM Seksen dokuzuncu Birleşimde 29 Mayıs 1953 Cuma günü cevap vermiştir: ‘’ Sual sahibi arkadaşımızın suallerinde tebarüz ettirildiği veçhile bu fidanlık 1935 – 1936 senelerinde mahallî bir teşekkül olarak kurulmuş olup hususi muhasebenin idaresine terkedilmiştir. Tarım Vekâletiyle bir alâkası yoktur. Yalnız bu fidanlığın 175 dekarlık sahası Hamzahacılı Köyünün mânevi şahsiyetine ait topraklar üzerindedir ve on senelik bir mukaveleye bağlanmıştır. On sene geçtiği için Hamzahacılı Köyünün ihtiyar heyeti bu toprağın iadesi için mahkemeye müracaat etmiştir. Şayet neticede arazi, fidanlığa tahsisi için serbest bırakılırsa, Vekâlet olarak orada bir şey yapmayı düşünürüz.’’
Bunun üzerine Süleyman Kerman TBMM Seksen sekizinci Birleşimde şu konuşmayı yapmıştır : ‘’ Sayın Ziraat Vekilinin verdiği izahattan dolayı kendilerine teşekkür ederim. Takrir münderecetında da keyfiyet arz ve izah edildiği veçhile 1935 – 1936 seneleri zarfında Emirdağı’nınHamzahacılı köyü civarında Pınarbaşı nam mevkiinde Emirdağı ilçesinin 99 köy ve üç bucağının iştirakiyle takriben 200 küsur dekarlık köyler ortak fidanlığı namiyle ve Ziraat Vekâletinin müsaadesiyle bir fidanlık tesis edilmiş binlerce amele-i mükellefe çalıştırılmak suretiyle fidanlığın su ihtiyacı da Pınarbaşı suyundan bir kanalla temin olunmuştur.
Fidanlık kısa bir müddet içinde faydalı ve verimli bir hale gelerek bir kaç sene köylüye aşılı meyva fidanı ve Amerikan asma çubuğu tevzi etmiş ise de fidanlığın tesisinde itina ve ihtimamla çalışan İlçe Ziraat Memuru’nun, başka kazaya nakli memuriyet etmesi ve idare âmirlerinin de fidanlığa alâka göstermemeleri yüzünden tedricen ihmale uğrıyan fidanlık elyevm metruk ve muattal bir halde bulunmaktadır.1935 – 1936 senelerinden beri köy bütçelerine konulan ve elyevm de konulagelmekte olan tahsisatlarla idare edilmekte olan ve oldukça mühim para ve emek sarfiyle meydana gelen fidanlıktaki kıymetli ağaçlık, meyva ağaçlarının ve bağ çubuklarının bakımsızlık yüzünden harap olmaya başladığı gibi son senelerde fidanlık arazisininbir kısmına, fidanlık idaresi tarafından gayesinden ayrılarak arpa ekilmeye başlanması üzerine fidanlık arazisini, fidanlık idaresine terk etmiş olan Hamzahacılı köyü ihtiyar heyeti tarafından fidanlığın gayesinden ayrıldığı ileri sürülerek fidanlık idaresi aleyhine dâva açıldığı ve bu dâvanın derdesti rüyet bulunmakta olduğu doğru ise de fidanlığın kuruluşunda Hamzahacılı köyü fidanlık arazisini fidanlık idaresine muvakkat bir zaman için vermiş değildir. Fidanlık arazisi köyler ortak fidanlığı bir noter senediyle terk ve teberru edilmiştir. Teknik ziraat mıntıkasına dâhil bulunan bu ilçede elyevm müteaddit mütehassıs ziraat memur bulunmaktadır. Bir hayli para ve emek sarfiyle meydana gelen bu eserin tahripten kurtarılmasını ve tekrar ihyasını Sayın Ziraat Bakanı’ndan arz ve rica ederim.’’
Bütün bu çabalara rağmen Emirdağ Millet Bahçesi ihya edilemedi. Şimdi Pınarbaşı’na piknik yapmaya gidenler, yabanileşmiş meyve ağaçlarını görecekler, durumu bilenler üzülecek, bilmeyenler ise bakımsızlıktan şikayetçi olacaktır. Çok iyi niyetlerle başlatılmış olan bu girişim, maalesef ihmal, ilgisizlik yüzünden başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Ahmet Urfalı