Anvers’te, Belçika Eğitim Gönüllüleri Derneği Bilgilendirme Paneli Düzenledi.
Belçika Eğitim Gönüllüleri Derneği’nin Başkanlığını Zülbiye Ayaz’ın yaptığı derneğin yönetiminde Dr. Orhan Ağırdağ (Başkan Yardımcısı) Özlem Koçak(Sekreter) ve Ufuk Demir(Sayman) yer alıdığı panel’e konuşmacı olarak emekli öğretmen Kemal Cengiz, Dr. Orhan Ağırdağ ve Şener Uğurlu katıldı. Başkanlığını Zülbiye Ayaz’ın yürüttüğü derneğin, düzenlemiş olduğu bilgilendirme panelinde, Türkçe dil eğitiminin ilkokul çağı ve gençlerimiz üzerindeki yararları ve Türk dilinin ana dil olarak, konuşulmasının psikolojik etkileri konuşuldu.
Eğitim Müşaviri Sinan Ada’nın panelde yaptığı konuşması şöyle: Buradaki vatandaşlarımız, doğaldır ki, hangi dilin baskısı altındaysalar, o dili kullanmak zorundalardır. Fakat tabi ki kişi özünü, dilini, kültürünü de sahiplenmek zorundadır. Tavsiyem, dilimizi konuşurken yabancı kökenli kelimelerin Türkçeye katmadan konuşulmaya çalışılmasıdır. Bunun dışında, velilerimize de büyük görev, özveri düşüyor, Türkçe dil dersleri verilen kurum, kuruluş, lokallere çocuklarının ellerinden tutarak götürmek ve gidip almak zorundalar. Çocuklarının iyiliği için bu özveride bulunmalarını da tavsiye ediyorum dedi.
Panele konuşmacı olarak katılmış olan sayın Dr. Orhan Ağırdağ’ın konuşmasında, Belçika da uygulanan asimilasyona yönelik eğitimde tek dilliliğin bilinçli olarak savunulduğunu ve yıllarca uygulandığına dikkat çekti. Sayın Dr. Orhan Ağırdağ ayrıca, Avrupa da doğmuş, büyümüş olan gençlerin Türkçe dil eğitimi yetersizliğinden dolayı, birinci nesil olan ebeveynlerinden öğrendiklerini ve bunu bildikleri, yoğun olarak kullandıkları dil olan Flamanca ile harmanlayıp, kendilerine özgü bir dil yarattıklarını, bu dile de Avrupa Türkçesi denebileceğini vurguladı. Avrupa Türkçesi kullanan gençlerimizin, standart Türkiye Türkçesi kullanan kişiler tarafından küçümsendiğini ve bu davranış da gençlerde kompleks geliştirdiğini de ayrıca belirtti.
Panel’e katılmış olan hocalarımızdan bazılarının görüşleri de standart Türkçenin öğrenilmemesi ve bunun kullanılmasından yanaydı. Standart Türkçenin öğrenilmemesi durumunda, gençlerimizin en büyük sıkıntıyı kendi ülkelerine gittiklerinde çektiklerini vurgulayan eğitimcilerimiz, bu sıkıntıların gençler üzerinde yukarda da değinildiği gibi komplekslere ve benzeri vahim durumlara yol açtığını vurguladılar. Bu sorunun giderilmesinin tek yolu ise ana dilde eğitimdir. Belçika Eğitim Gönüllüleri Derneği gibi derneklerin ki, ‘şu an bu anlamda tek bir dernek var’ çoğalması ve desteklenmesi gerekmektedir.
Belçika Eğitim Gönüllüleri Derneği başkanı Zülbiye Ayaz ise konuşmasında, çocuklarımızın daha parlak gelecekleri olsun istiyorsak, ana dilde eğitime çok büyük önem vermeliyiz ve bunu zaruri bir ihtiyaç olarak algılamalıyız. Ana diline hakim olamayan çocuklarımızın başarı oranı, ana diline hakim olan çocuklarımıza göre epey düşüktür. Bundan da anladığımız şey, ana diline hakim olamayan çocuğun başka dile de hakim olamayacağı gibi, belli bir başarı da kat edemeyeceğidir. Toplumumuzdaki bazı başarılı kişileri örnek almalı ve toplumumuzun çizgisini o seviyeye çekmek için çabalamalıyız. Bunu yapabilmemizin tek bir yolu var o da çocuklarımızı eğitmektir. Belçika Eğitim Gönüllüleri Derneği olarak geleceğe, kendi ana diline hakim ve başarılı gençler yetiştirmek umuduyla bu derneğe canla başla emek koymaktayız ve herkesten bu anlamda , çocuklarının geleceklerine destek olabilmemiz için, bize yardımcı olmaya davet ediyoruz dedi.
Panel’e konuşmacı olarak katılmış olan emekli öğretmen Kemal Cengiz ise, yapmış olduğu konuşmada, ilk okul çağı öncesi, çocuğun ebeveynleriyle olan sağlıklı diyaloğundan bahsetti. Aile’nin çocuk üzerindeki rolü, çocuğun kişilik oluşumu üstündeki olumlu veya olumsuz etkileri ve okul çağındaki çocuğun, ilk sınıfa girdiği gün vermiş olduğu psikolojik tepkileri üzerinde durdu. Emekli öğretmen Kemal Cengiz, anne, baba ve eğitmen arasındaki sağlıklı diyaloğun, çocuğu anlayıp, gelişmesinde ve problemlerini çözmede en etkili yöntem olduğunun altını önemle çizdi.
Şener Uğurlu’nun yapmış olduğu panel konuşmasında, Avrupa’daki çocuklarımızın standart Türkçe konuşması beklentisi olmamalı ve burada yaşayan çocuklarımızın Türkiye de yaşayan, standart Türkçe konuşan çocuklarla kıyaslanmaması gerekmektedir dedi. Türkçe dil derslerinin yanı sıra, farklı derslerin de verilebileceğinin iyi olacağını vurguladı, yapmış olduğu panel konuşmasında.
Dernekle ilgili ayrıntılı bilginin 0497 43 33 84 nolu telefondan edinebilirsiniz