Büyük Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un ünlü romanı Dişi Kurtun Rüyaları, doğanın milyonlarca yıldır tıkır tıkır işleyen döngüsünün insan tarafından yıkımını anlatır.
Doğayı sistematik olarak sömüren ‘avrupalı’ olduğundan, diğer türler gibi kurtlar da, Avrupa topraklarında soyları yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Aşırı avlanma, sanayileşme ve şehirleşme sebebiyle Batı Avrupa’da kurt popülasyonu neredeyse sıfırlandı.
Neyse ki, 1979 yılında alınan bir kararla, kurtlar doğa mirası kabul edilerek aşırı avlanmasının önüne geçildi.
100 yıl sonra Belçika’da ilk kurt
Belçika şu sıralar davetsiz bir misafiri konuşuyor. 100 yıldır topraklarında kurt görülmeyen Belçika, Naya isimli bir kurtun Limburg Bölgesinde iki kuzuyu öldürmesi ve birini yaralamasıyla gündemde.
Naya, 2 yaşında dişi bir kurt; henüz 6 aylıkken Almanya’da Dresten üniversitesinde kendisine bir çip takılıp doğaya salınmış. Geçen ekim ayında yaşadığı bölgeyi bir anda terk ettiği anlaşılıyor. Günde ortalama 50km yol yürüyerek Hollanda üzerinden Bekçika’ya geliyor.
Naya’yı takip eden kurt
İnsan aklının anlamadığı bir durumla karşı karşıyayız diyor uzmanlar. Naya’nın Belçika’da görülmesinin ardından bir başka kurtta aynı bölgede görüldü. Bu kurt Naya kadar şanlı değildi, otoyolda araç çarpması sonucu öldü. Uzmanlar ise bu kurtun Naya’yı aradığı ve çiftleşmek için onu takip ettiği konusunda hemfikirler.
Hayvan hakları dernekleri ve Doğa Enstitüsü, Naya için seferberlik ilan etti.
Belçika’da kurt avlamak yasak. Kurt avlayanlar, 1 yıldan 5 yıla hapis cezası ve 500 bin Euro para cezası ile cezalandırılıyor.
Bölgedeki hayvan sahipleri ise, eğer hayvanlara bir saldırıda bulunacak olursa Naya’yı vurmakta kararlı.
Aytmatov’un dişi kurtu bir doğa felaketi nedeniyle bölgesini terketmişti. Naya’nın neden Belçika’ya geldiğini ise bilmiyoruz. Umalım onun rüyası iyi sonla bitsin.