Belçika’ya ilk 1960 yıllarında ekonomik nedenlerden dolayı işçi olarak göç edilmiştir. 1970 yılından itibaren ise Belçika vizeli uygulama başlatmıştır. 1980’li yıllarla birlikte Belçika’ya ekonomik sebeplerle göç edilmesinin engellenmesi için çeşitli hukuki yaptırımlar ortaya konmuştur. Keza bu dönemden sonra Belçika’da oturum alabilmenin tek yasal yolu aile birleşimi olmaya başlamıştır. 1960 yılında ben henüz doğmamış olduğumdan. Belçika’ya göç etmiş insanlarımızın o dönemde hem kendi ülkelerinde hem de yabancı bir ülkede nasıl koşullar altında yaşadıklarını bilemiyorum. Sadece o dönemde ülkemizin içinde bulunduğu zorlukları okuyarak göç etmiş insanlarımızın hallerini tahmin edebiliyorum. Türkiye’den ayrı yaşanan onca yıl, bir başka ülkede yani Belçika’da oluşan ve yetişen nesiller var artık. Ülkeden ayrı kalınan 50 yıl sonrası bizim ülkemizden neler değişmiş, 50 yıl önce neler vardı, neler yoktu. Türkiye’deki vatandaşlar Avrupa’daki vatandaşları her yönüyle tanıyorlar mı? Kafamda buna benzer sorular dolaşıp duruyor. Bunun nedeni Belçika’da 23 yıldır bulunmama rağmen ülkeme gittiğim zaman ne ben ne de Avrupa’da yaşayan diğer Türklerin anlaşılmadığı, yabancı kaldığımızdır. 50 yıl önce gelmiş olan insanlarımız 50 yıl içerisinde şöyle veya böyle bir yol mutlaka kat etmişler. Yeni nesil daha da ileriye gitmiş iş adamlarımız ve başarılı bir çok vatandaşımız oluşmuştur. Yabancı bir ülkede oluşumuz değerlerimize daha fazla sahip çıkmamızı sağlamış, onurumuzu, gururumuzu hiç bir şeyle değişmemizi sağlamış. Para bizim için bir araç olarak kalmış. Peki tüm bunlar geldiğimiz ülke insanımız için geçerli mi? Ben gerçekten Belçika’da veya Avrupa’nın her hangi bir ülkesinde yaşayan vatandaşlarımızı bu konudaki fikirlerini merak ediyorum. Umarım bu yazı ile birlikte bana bu konuda fikirlerini yazarlar. Yıllar geçtikçe her şey değişiyor. Zorunlu göçmen olarak Belçika’ya gelmesem dahi ben de ülkesinden uzak bir insan olarak en azından burda olan diğer insanlarımızı çok daha iyi anlıyorum. Buna rağmen şöyle düşünüyorum. Bizler bir birimizi anlıyoruz. Güzel bir ahenk içerisinde paylaşımlarda bulunuyoruz, dostluklar kurmuşuz, bir birimize gerektiğinde destek oluyoruz ve daha bir çok şey paylaşıyoruz. Vatandan uzak olmamız bizi yakınlaştırmış. Artık yurtdışında kendi vatanımızı yaşıyoruz. ‘Benim kendi düşüncem nedir?’ Diye soracak olursanız. Ülkemizin hızla değerlerinden uzaklaşarak Amerikan vari bir hale büründüğünü ve kapitalizimi benimseyip parayı her şeyin üstünde tuttuklarını bununda insanlarımızı kirliliğe götürdüğünü düşünüyorum. Ne zaman büyük bir özlemle ülkeme dönsem bu dediğim şeyleri görüyor,yaşıyor,hissediyorum. Bu konuda yazmak istediğim çok şey var fakat makale olduğundan şimdilik burda bitirmek zorundayım. Bir sonraki makalemde ülkemizin 50 yıl öncesini ve Belçika’nın 50 yıl öncesini yazarak bir nebze olsun burdaki insanlarımızın daha iyi anlaşılacağını diliyorum.
DAHA İYİ ANLAŞILMAYA DAİR
Paylaş