Çin’in Doğu Türkistan’da yıllardır uyguladığı baskıcı politika, Avrupa’nın başkenti Brüksel’de protesto edildi.
Belçika İslam Federasyonu tarafından organize edilen etkinlik, Brüksel’deki Çin Halk Cumhuriyeti elçiliği önünde gerçekleşti.
Kötü hava şartlarına rağmen etkinliğin yapıldı alana toplanan yaklaşık 250 kadar Türk ve Uygurlu vatandaşlar, Çin hükümeti tarafından uygulanan baskıcı politikaların ve zulmün son buşmasını istedi.
Çin zulmünü protesto eden vatandaşlara seslenen Belçika İslam Federasyonu Başkanı Muhammed Ünal, konuşmasının başında, artık bütün dünyanın Sincan eyaletinde din özgürlüğünün kısıtlandığını ve milyonları bulan Uygur asıllı insanın özel eğitim kamplarına istekleri dışında gönderildiklerini bildiklerini ifade etti.
Muhammed Ünal, “En son; “Eşleştir Aile Ol” veya “Kardeş Aile Projesi” denilen bir uygulama ile her Uygur ailesine bir veya birkaç Çin asıllı kisiler yerleştirilerek, Uygur Türklerinin Çinlileştirilmesi hedeflenmektedir. Bu uygulama ile aynı zamanda Uygurlara, Çin geleneklerine ve değerlerine göre yaşama şartı getirilmiştir. Burada mesela, yemek yemeye besmele ile başlamak, kadınların başlarını örtmeleri, evde yabancı bir erkeğin bulunmasından rahatsız olmak, içki içmemek gibi Müslümanlara ait kültürel özellikler Çin değerlerine muhalefet olarak kabul edilmektedir. Bu sözde muhalefet suçlarını işleyen Uygurları ise hapis cezası beklemektedir.” dedi.
Zorunlu eğitim kamplarında Çin Komünist Partisi’nin ideolojisi öğretildiğine dikkat çeken Ünal, “İslam dini ise aşağılanmaktadır. İslam dininin aşağılanmasını kabul etmeyen Uygurlara işkence edilmektedir. Herhangi bir ihbar sonucunda göz altına alınıp, kendisinden haber alınamayan binlerce Uygur bulunmaktadır. Gözaltına alınanları takip eden yakınları da tutuklanabilmektedir. Avukat ya da savunma için başka bir hukuki güvence de bulunmamaktadır. Güvenlik birimleri işkenceyi sistematik bir şekilde uygulamaktadır.” diye konuştu.
Çin hükûmetinden, Uygurların en temel haklarını korumasını talep ettiklerini belirten Muhammed Ünal, “Din ve vicdan özgürlüğünü içeren tüm insan hakları garanti altına alınmalıdır. Din eğitimi ve ibadetlerin yerine getirilmesindeki engelleme ve kısıtlamalar kaldırılmalıdır. Memurların ve çocukların din özgürlüklerine saygı gösterilmelidir. Toplu ve zorunlu eğitim kampları kapatılmalıdır. Zorunlu “Kardeş Aile Projesi” ve bu projeyle birlikte yürütülen her şeyi paylaşma uygulaması iptal edilmelidir. Yüz tanıma ve barkod sistemleri ile insanların takip edilmesi uygulamasına son verilmelidir. Sincan’ın demografik yapısı zorunlu göç ve iskân ile bozulmamalıdır. Bölgede çıkarılan yer altı kaynaklarının gelirleri bölge halkının refahı için kullanılmalıdır.” Çin hükümetinin yapması gerektiğini söyledi ve Avrupa Birliği ülkeleri ile Türkiye ve Rusya gibi önde gelen ülkelerin de Çin’in bu baskı politikalarından vazgeçmesi ve Uygurların en temel insan haklarını garanti altına alması için Çin hükûmeti nezdinde girişimde bulunmaları gerektiğini bildirdi.
Belçika Uygurlar Birliği Başkanı İmerov Abdilmutalip ise Müslüman ülkelerin kendilerina sahip çıkmadıklarını söylerken, sadece Türk halkı ile Endonezya halkının kendilerine sahip çıktıklarını belirtti.
Protesto eylemi, Mustafa Öztürk hoca tarafından okunan dua ile son bulurken, protestocular olaysız bir şekilde dağıldılar.
İslam Toplumu Milli Görüş teşkilatı tarafından alınan karar doğrultusunda düzenlenen etkinlik, Avrupa’nın 13 ülkesi olmak üzere, 20 farklı şehrinde gerçekleştirildi.
Cafer Yıldırımer
