(AA) – Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, Türkiye-Çin Hükümetler Arası İş Birliği Komitesi 1. Toplantısı ve Türkiye-Çin Dışişleri Bakanları İstişare Mekanizması 1. Toplantısı hakkında “Kısa süre içinde bu iki üst düzey mekanizmanın ilk toplantılarının üst üste düzenlenmesi, hem ilişkilerimizi geliştirmeye yönelik samimi iradeyi, hem de ikili ilişkilerimizin yüksek seviyede olduğunu gösteriyor.” dedi.
AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Vang, geçen yıldan bu yana Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üç kez görüştüğünü ve birçok konuda mutabakata vardığını hatırlatarak iki liderin Çin-Türkiye stratejik iş birliği ilişkisinin gelişmesini güçlü bir şekilde hızlandırdığını kaydetti.
Vang, bir hafta önce Çin Başbakan Yardımcısı Vang Yang’ın Türkiye’ye geldiğini ve Çin-Türkiye Hükümetler Arası İş Birliği Komitesi 1. Toplantısı’na katıldığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben de Ankara’da Bakan Çavuşoğlu ile ülkelerimizin Dışişleri Bakanları İstişare Mekanizması 1. Toplantısı’na eş başkanlık ettim. Söz konusu iki mekanizmanın kurulması Devlet Başkanımız Şi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vardıkları mutabakatın sonucudur. Kısa süre içinde bu iki üst düzey mekanizmanın ilk toplantılarının üst üste düzenlenmesi, hem ilişkilerimizi geliştirmeye yönelik samimi iradeyi, hem de ikili ilişkilerimizin yüksek seviyede olduğunu gösteriyor.”
“Türkiye, bölgede önemli ve etkili bir İslam ülkesi”
Bu yılın Çin ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkinin kurulmasının 45. yıl dönümü olduğunu anımsatan Vang, ikili ilişkilerde olgun ve istikrarlı bir aşamaya ulaşıldığının altını çizdi. Vang, Türkiye’nin bölgede büyük bir ülke, etkili bir İslam ülkesi, önemli bir yükselen piyasa ekonomisi ve G20 üyesi olduğunu ifade ederek aynı zamanda Türkiye’nin, Çin’in “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı” inisiyatifinde önemli bir yeri bulunduğuna dikkati çekti.
Çin ve Türkiye’nin büyük rüyaları ve parlak gelişme perspektifleri olduğunu vurgulayan Vang, “Kendi rüyalarımızı gerçekleştirme sürecinde karşılıklı güvenimizi güçlendirebilir ve iş birliğimizi derinleştirebiliriz.” ifadesini kullandı.
Türkiye-Çin demiryolu iş birliği
Son yıllarda Çin ile Türkiye arasındaki somut iş birliğine örnek olarak, yüksek hızlı tren alanındaki ikili iş birliğinin gösterilebileceğini belirten Vang, “Ankara-İstanbul yüksek hızlı demiryolunun ikinci etabı, Çinli işletmelerin yurt dışında inşaatına katıldığı ilk yüksek hızlı demiryoludur.” dedi. Vang, bu demiryolunun, Türk tarafından takdir kazanırken diğer yandan Çin tarafının inşaat verimliliği, teknik düzey, proje niteliği ve fonlama konularındaki kapsamlı avantajlarını tam olarak gösterdiğini vurguladı.
Şu an Çinli işletmelerin Türk tarafıyla Edirne-Kars Demiryolu Projesi üzerindeki iş birliğini görüştüğüne işaret eden Vang, bu projenin Çin’den Londra’ya giden Demir İpek Yolu’nun kurulması için büyük önem taşıdığını kaydetti. Vang, Çinli işletmenin müteahhitliğini üstlendiği Tuz Gölü Yeraltı Depolama Projesi’nin de pürüzsüzce ilerlediği ve projenin zamanında tamamlanmasının öngörüldüğü bilgisini verdi.
Çin’de 2018 yılı “Türkiye Turizm Yılı” olacak
Vang, Türkiye’nin köklü tarihi, güzel manzaraları ve zengin turizm kaynaklarıyla Çinli turistler için büyük bir çekim gücüne sahip olduğunu belirterek “Geçen yıllarda, Çinli televizyon kanallarının Türkiye ile ilgili yaptığı programlar popüler oldu ve Türkiye’nin turizm ve kültür açısından tanıtımında oldukça olumlu etkiler yarattı.” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’ye gelen Çinli turistlerin sayısının 2015’te bir önceki yıla göre yüzde 57 artış göstererek 310 bini geçtiğini ifade eden Vang, sayının fazla olmasa da artış hızının çok yüksek olduğuna dikkati çekti.
Son dönemde güvenlik gibi nedenlerden dolayı Türkiye’ye gelen Çinli turistlerin sayısının azaldığını söyleyen Vang, şunları kaydetti:
“Bunun sadece geçici bir durum olduğuna inanıyorum. Türkiye eşsiz bir turizm potansiyeline sahip ve Çin vatandaşlarının Türkiye’ye seyahat konusundaki ilgileri azalmayacaktır. Bundan üç hafta önce taraflarımız arasında konsolosluk istişarelerinin yeni turu düzenlendi. Çeşitli konsolosluk konularında etraflı ve samimi bir şekilde iletişim ve koordinasyon sağlandı. Çin tarafı çözüme yönelik bazı gerçekçi ve esnek önerileri ileri sürdü. İki tarafın vatandaşlarının gidiş-gelişlerini kolaylaştırmak ve ulusal güvenliği güvence altına almak arasında bir denge noktasının kesinlikle bulunacağına inanıyorum.”
Bakan Vang, Çin vatandaşlarının Türkiye’yi tanıması ve anlaması için Türkiye’nin 2018 yılında Çin’de “Türkiye Turizm Yılı” düzenleme talebini Çin’in olumlu karşıladığını belirtti.
Çin’deki yatırım olanaklarına da değinen Vang, Çin’in 23 yıldır gelişmekte olan ülkeler arasında doğrudan en çok yabancı yatırım çeken ülke olduğunu hatırlattı. Vang, Çin’in yabancı yatırım sistemindeki reformlara devam ettiklerini ve ticari ortamı iyileştirmekte olduklarını vurgulayarak böylece Türk işletmeleri dahil olmak üzere Çin’de bulunan yabancı işletmelerin eşit bir şekilde söz konusu ticareti kolaylaştırıcı önlemlerden yararlandığını ifade etti.
“Hem Çin hem de Türkiye terörün mağdurudur”
Çin ile Türkiye’nin güvenlik alanındaki iş birliği ve Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Çin’deki faaliyetlerinin sorulması üzerine Vang, “Hem Çin hem de Türkiye terörün mağdurudur ve iki ülke de terörün her türlüsüne kararlılıkla karşı çıkmaktadır.” dedi.
Çin Devlet Başkanı Şi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ulusal güvenlik ve terörle mücadele konularında önemli bir mutabakata vardıklarını hatırlatan Vang, iki tarafın da bu mutabakatı ciddi bir şekilde uyguladığını, güvenlik ve terörle mücadele konularındaki iş birliğinde çok önemli mesafe katedildiğini ifade etti.
Vang, “Her iki taraf, kendi ülkesinde karşı tarafın ulusal güvenliği ve istikrarını zedeleyecek faaliyetlerin meydana gelmesine müsaade etmiyor. Bu konuda herhangi bir kuruluş veya kişiye tolerans göstermeyeceğiz. Çin, Türkiye’nin kara gün dostudur.” diye konuştu.
Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından Çin’in, Dışişleri Bakan Yardımcısı Cang Ming’i Türkiye’yi ziyaret etmesi için görevlendirdiğini söyleyen Vang, bu vesileyle Çin’in Türk tarafının ulusal güvenliğini korumasına verdiği desteği ve ikili ilişkilerin gelişmesi konusundaki samimiyetini tam olarak gösterdiğini vurguladı.