Basında geçen hafta bir yazı okudum, bilmiyorum sizlerin dikkatini çekti mi ama ,geçtiğimiz yıl British Museum, depolarında tutulan bazı eserlerin kaybolduğunu, çalındığını veya hasar gördüğü açıklandı. Bu açıklama doğal olarak dünya çapında büyük bir yankı yarattı. Çünkü 1753 yılında kurulan British Museum, dünyanın birçok yerinden eserleri bünyesinde barındırıyordu. İstanbul’da kurulan müzeden daha eski bir müze Brisith Museum. Habere göre, British Museum’un yaklaşık sekiz milyon eserden oluşan devasa koleksiyonundan sadece yaklaşık seksen bin tanesi sergileniyor, geri kalanı ise depolarda tutuluyordu. Depolardaki bu eserlerin bir kısmı ise tekil olarak kataloglarda kayıtlı değil. Şimdi ise ikibin objenin kayıp ya da çalındığı açıklandı.
Aradan geçen süreçte soruşturmanın ilerlemesiyle, hırsızlık olayının iyice derinlerine inildi. Eserleri satın alan kişilerle iletişime geçilmesi, daha fazla ipucunu gözler önüne serdi. Bir PayPal makbuzu, satıcının isminin Peter Higgs olduğunu ortaya çıkardı. Bu kişinin PayPal hesabındaki e-posta adresi ise “Bodrum1966” idi. Zira British Museum’da çalışan bu kişinin uzmanlık alanı aslında Türkiye’de yer alan Bodrum’daki antik Halikarnassos heykelleriydi. Hatta Peter Higgs, daha önce British Museum’da Halikarnassos Mozolesi hakkında konuşmalar da yapmıştı.
Bu bilgiyi niye verdim sevgili okurlarım, UNESCO’nun Mayıs 2020’de yayınladığı ilk rapora göre dünyada yaklaşık 95 bin müze var. Ve bu müzelerin hemen hemen yüzde 80’ine yakınında Türkiye’den ve Osmanlı coğrafyasından kaçırılan eserler yer alıyor. Bizler ülkemizde bulunan eserlere maalesef sahip çıkamıyoruz. Özellikle yazımı buraya kadar okuyan siz değerli dostlar, okurlarım, ileride okuyacak olan okurlarım tarihi eserlerimize sahip çıkalım. Bu tarihi eserler sadece bizim değil gelecekteki neslin bize emanetidir.
Çalınan eserler geri geliyor mu?
Peki, dünyanın dört bir yanından eserler barındıran bir müzedeki hırsızlık ve kaybolma skandalı sadece British Museum’u mu ilgilendiriyor? Tabii ki hayır. Birçok farklı ülke, British Museum’da yaşanan bu skandaldan sonra seslerini yükseltmeye başladı. Eserlerinin orada korunamadığına işaret ederek iadelerini isteyen ülkeler arasında Yunanistan, Çin ve Nijerya gibi ülkeler var. Bu ülkeler, eserlerinin artık güvende olmadığını da öne sürerek iadelerini talep ediyor ve kamuoyu oluşturuyor.
Çin merkezli Global Times gazetesindeki bir başyazıda, müzenin “yabancı ülkelere ait kültürel varlıklara” gereken özeni göstermediği savunuldu ve British Museum’daki Çin’e ait tüm kültürel eserlerin “ücretsiz” olarak geri verilmesi istendi. Uzun süredir Elgin Mermerleri’nin iadesini isteyen Yunanistan da bu olaydan sonra çağrısını yeniledi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, bu hırsızlık olayının, Elgin Mermerleri’nin kesin iadesine yönelik taleplerinin haklılığını gösterdiğini söyledi. Nijeryalı yetkililer ise hırsızlık olayından endişe duyduklarını belirterek Benin Bronzları’nın iade edilmesini istedi.
Ve Türkiye’den kaçırılan eserler
Değeril okurlarım, British Museum’da Anadolu’dan da binlerce eser var. Bunlar arasında belki de en ünlüleri Ksanthos Antik Kenti’nden çıkarılan Nereidler Anıtı ve Payava Lahdi, Knidos Antik Kenti’nden çıkarılan Knidos Aslanı, Satala Antik Kenti’nden çıkarılan bronz Aphrodite büstü, Halikarnassos Mozolesi Kalıntıları, Aççana Höyük’ten çıkarılan İdrimi Heykeli gibi eserler var.
Ülkemizde halen birçok kaçak kazı devam ediyor
Türkiye’nin birçok yerinde yapılan sayısız kaçak kazılar devam ediyor. Kaçak kazılarda bulunan eserler ya parçalanıyor ya da kaçırılıyor. Hele hele Anadolu’da hala definecilik adeta bir sektör haline gelmiş durumda. Definecilik ve kaçakçılık faaliyetlerini engellemenin en etkili yolu, tarihimiz sevdirmek. Tarihi eserlerin ekonomik değil kültürel boyutunun önemine dikkat çekerek bunun kültürel miras olduğunu anlatmalıyız. Burada yazılı, sözlü, görsel medyamıza da iş düşüyor.
Fahri Sarrafoğlu