22 Mart terör saldırıları sonrasında Zaventem Havaalanına ve Brüksel’e yeni yolcu çekmek amacıyla Federal Milletvekili Veli Yüksel (CD&V) Brüksel’e uçan çeşitli havayolu şirketlerine havaalanı vergisinde yüzde 30’a varan indirim uygulanmasını önerdi.
Uçakla seyahat eden yolcular Brüksel’den uçuş için 26,22 euro ve Brüksel üzeri transit uçuşlar için 16,60 euro havalimanı vergisi ödüyorlar. Brussels Airlines, Türk Hava Yolları ve Thomas Cook gibi havayolu şirketleri bu vergileri bilet fiyatlarına dahil ederek, satılan bilet başı vergileri Brüksel Havalimanına aktarıyor.
22 Mart saldırılarından sonra havayolu şirketlerinin desteğe ihtiyacı olduğunu belirten Yüksel, “Böyle bir indirimin en az altı aylık bir süre için uygulanmasını öneriyorum. Bu müdahale ile Brüksel’e birçok yolcunun gelmesi ve dolayısıyla havayolu şirketlerinin ihtiyaç duydukları desteği sağlamış olacağız. Zaventem yolcu sayısında her geçen gün artış gözlemlenmekte ama bu her şeyin tozbembe olduğu anlamına gelmez. Ayrıca, yolcu sayısındaki artışın kaynağı ‘transit yolcu’ dediğimiz aktarma seferlerinden oluşan yolculardır. Transit yolcular Brüksel’i ziyaret etmiyor, konaklamıyor ve bu nedenle yerel ekonomiye hiçbir açıdan katkıda bulunmuyorlar. ”
Bu öneri Brussels Airlines tarafından olumlu tepki gördü. Saldırılardan sonra havacılığı teşvik edecek bütün önerilere açık olduklarını belirten Brussels Airlines sözcüsü Geert Sciot sözlerine devam etti: “Havaalanı Vergileri uluslararası rekabette önemli bir silahtir. Aynı zamanda Brüksel havaalanı yeterli gelir elde etmek etmek zorunda olduğunu unutmamak gerekiyor.” Brussels Airport Havalimanı işletmecisi milletvekili Yüksel’in bu önerisinin değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı ve havalimanının terör saldırılarından sonra desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi.
Partisinin havacılık uzmanı milletvekili Yüksel havalimanı vergisi gelirlerindeki olası kaybın yolcu sayısındaki artış ile telafi edileceğini aktardı.
Ayrıca Federal ve Bölge Hükümetlerinin büyük bir tanıtım kampanyası için girişimlerde bulunmasını öneren Yüksel: “Şu anda herkesin yürüttüğü kendi kampanyası var, ama çok ve yaygın olmadığı için tek bir sesle güçlü bir mesaj aktarılamıyor. New York, Moskova ve Peking’de bile duyulması gereken bir slogana ihtiyacımız var. Bunun için çeşitli hükümetlerin geniş çaplı bir çalışma başlatması gerekiyor.”