Meğersem acılar birleştiriyormuş.
Depremi duyduktan hemen sonra, insan ilk şoku atlatınca “Ne yapmalıyım?” sorusuna cevap arıyor. Hemen Müsiad Başkanı Hayri Apaydin’ı aradım, Sevket Temiz beyle görüştüğünü, “Brüksel Expo 11 sergi salonunu Brüksel Belediye başkanı Philippe Close’nin deprem yardımları merkezi olarak tahsis ettiğini” söyledi. Vakit geçirmeden orada toplandık. Sevket Temiz , Hayri Apaydin ve Eyad Asbl ile bir yol haritası belirledik. Kervana Osman Kurt ve Misiad da dahil oldu. Ertesi sabah besmeleyle kapıyı açıp çağrılara başladık. Duyan birçok dernek oraya gelip işin bir ucundan tutup çalışmalara destek oldu. Yardım çağrıları karşılık buldu, ilk günden itibaren acil yardım malzemeleri ve gönüllüler merkeze akmaya başladı. İnsan olan, merhamet ve vicdan sahibi herkes seferber oldu, tek yürek oldu. İlk günlerde 600-700 arası olan gönüllü sayısı bir iki gün sonra 1000-1200 kişiye çıktı. Ama ne gönüllüler! Dili, dini, siyasi görüşü, hayat anlayışı farklı binlerce gönüllü aynı heyecan ve coşkuyla koşturuyorlardı. Türkü, Belçikalısı, Faslısı, Pakistanlısı, Arnavut’u, Cezayirlisi, Afganlısı, Suriyelisi tek yürek olup, ellerinden gelenin fazlası için gayret ediyordu. Yan yana asla gelmeyecek insanlar tek yürek olup yara sarmaya çalışıyordu. Bu dayanışma, bu heyecan, bu gayret ne güzeldi Allah’ım… Gönüllülere sıcak içecek ve yemek desteği sağlayan, catering hizmeti veren restaurant- snack sahipleri büyük gayretle destek oldular.
Belçika’nın bir çok yerinden gelen yardımlar büyük titizlikle ayrıştırıldı, paletlendi, tırlara yüklendi. Emin olun hiçbir emek boşa gitmedi.
İlk 18 tır yola çıkarken oradaki coşkuyu görmeliydiniz. Korna basan her tır “Yaranızı sarmaya geliyoruz, dayanın, yanınızdayız” diyordu adeta. Orada bulunan herkes hüzünle karışık sevinç gözyaşları döküyordu.
Sonrasında çıkan her tır sevince boğdu herkesi. Brüksel Büyükelçiliği, Brüksel Başkonsolosluğu ve Afad koordineli olarak çıkan her tır deprem illerinde Afad merkezlerine yüklerini boşattı, boşaltmaya devam ediyor. 70’den sonrasını saymadım, 99’a ulaşsın diye duam var.
Brüksel Paleis 11’deki yardım faaliyetlerindeki heyecan, gayret ve bereket gerçekten şahit olan herkesi duygulandırdı, umutlandırdı, cesaretlendirdi.
Gerçekten de Palais 11’de bambaşka bir ruh oluştu. Belçikalı gazeteler, televizyonlar bu ruhu “İnanılmaz, Görülmemiş” olarak aktardılar. İşte tam da bunun altında yatan gerçek ise şuydu: Herkes yüreğiyle, tüm samimiyetiyle oradaydı. Samimiyetin gücünü orda bir kez daha gördüm. Salonda sadece Belçika ve Türk bayrakları vardı. Paketlenen hiçbir koliye bir kurumun ismi-amblemi koyulmadı, tırların önünde logo yoktu, sadece Belçika ve Türk bayrakları vardı.
Nice isimsiz kahramanlar gördüm bu güzelliğin mimarı. Asıl alnı öpülesi onlar; canla başla yardım toplayıp getirenler, ekranlarda resmi görünmeyen gizli gönüllüler, işini gücünü bırakıp Türkiye’ye yardım götüren tırcı kardeşler, her türlü işte seferber olup canla başla koşturan güzel yürekler. Onlar asla unutulmayacak şekilde zihinlere kazındı.
Acımız ne kadar büyük olsa da, Brüksel Palais 11 ruhu, benim içimi ısıttı, yüreğimi ferahlattı.
Brüksel’deki bu unutulmaz birlik, beraberlik, dayanışma tablosuna destek olan herkese sonsuz teşekkürler.
Tüm Belçika’da, Avrupa’da, dünyada yardım için seferber olan herkese sonsuz teşekkürler.
Allah hepsinden razı olsun.
Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Tekin Deniz