Belçika İslam Federasyonu’nun Limburg bölgesinin Genk şehrinde satın aldığı tarihi binada İslami okul açma girişimi, Belçika basını olmak üzere kamuoyunda çok kötü tepkilere neden oldu.
Belçika basınında çıkan haberler sonrası kötü yorumların yapılmasına tepki gösteren BİF, konuya ilişkin bir basın açıklaması yayınladı.
BİF tarafından yayınlanan basın açıklamasının tam metni:
Pazartesi 17 eylül’de Limburg bölgesel gündemini Genk şehrindeki eski Syntra binasının bir islami okula dönüştürülme haberleri domine etti. Haberlere göre daha çok Milli Görüş olarak tanınan Belçika İslam Federasyonu eski Syntra binasını 2.5 milyona alarak ve Flaman bölgesinin ilk islami okulunu açacak. Bu konu seçim konusu haline getirilmiş olsa da, Belçika İslam Federasyonu konuya açıklık getirmek istiyor.
Haklı olarak şu an Milli Görüş’ün ve BİF’in kim veya ne olduğu merak ediliyor. BİF’in ne olduğunu öğrenmek için bu kurumun geçmişten bugüne gelişimini doğru bir perspektifle değerlendirmek gerekiyor. Milli Görüş Avrupa’daki binlerce işçi göçmenlere dini vecibelerini yerine getirme imkanı sağlamayı hedefleyen ilk camii çatı kuruluşudur. Bu İGMG adlı çatı kuruluş Avrupa çapında birçok ülkede temsilciliği mevcut. Belçika’daki temsilciliğin ismi BİF.
BİF’in günümüzde Belçika çapında 29 şubesi var. CMB ise BİF’in sahibi olduğu bütün binaların idaresini üstlenmekte, tıpkı hristiyanların kilise idaresi gibi. BİF’in herhangi bir siyasi ajandası ve Türkiye’deki siyasi partilerle de bir bağı yok.
Avrupa Milli Görüş farkındalık sahibi ve toplumun her aşamasında katkıda bulunabilecek bireylerin yetiştirmesini hedef edinmiş sosyo-toplumsal odaklı dini bir kurumdur. BİF hem dini dersler, hem toplumsal meseleleri kapsayan ders serileri, liseli öğrencilere yüksek öğretim bilgilendirme toplantıları düzenliyor. BİF’in fundementalist ve batı karşıtı bir kurum olarak lanse edilmesi gerçeği yansıtmamaktır. Aksine, hem BİF hem İGMG itidallığı ilke edinmiştir.
‘Buyrun ben Müslümanım’ ve Açık camii günleri de bu ilkenin ispatlarıdır. BİF günümüzde bütün farklılıklara saygı duyulduğu barışçıl bir toplumu müdafa eden sosyotoplumsal odaklı dini bir kurum haline gelmiştir. Saygı ve topluma dahil olma ve topluma katkıda bulunma kurumumuzun temel taşlarıdır. Bu ilkelere uymak İslamiyet tarafından verilen bir sorumluluktur. BİF çalışmalarına dahil olan her gönüllü bu pozitif hedefi göz önünde
bulundurur. Hem kurumun hem üyelerinin bu derece marjinalleştirilmesi, sosyal topluma kendini adamış olan Belçika’nın müslüman vatandaşlarını haksız ve yalan yere suçlamaktır.
Bir islami okulun açılması konusuna değinecek olursak, henüz netleşmiş bir proje olmamasına rağmen, BİF yinede endişeli vatandaşların sorularına cevap verebilmek adına islami okulun ne demek olduğunu açıklamak istiyor. Belçika’da anayasal hak olan eğitim hürriyeti Belçika’da eğitim bakanlığının şartlarına uyan herkesin okul açma özgürlüğüne sahip olduğu anlamına geliyor. Bu demek oluyor ki dini cemaatler de okul açmakta özgürler, tıpkı katolik ve yahudi cemaatlerin bunu Flaman bölgesinde yıllardır yaptığı gibi. Yani islami okul dediğimizde, Flaman eğitim müfredatının takip edildiği, derslerin flamanca verildiği ve Belçika diplomalarına sahip olup ders verme kriterlerine sahip olan öğretmenlerin ders verdiği bir okuldan bahsediyoruz.
İslami okullardaki ekler tıpkı katolik okullarında var olan iki saatlik din dersleri ve dini semboller taşıma özgürlüğüdür. Her şahıs kendi özgür iradesiyle dini sembol taşıma özgürlüğüne karar verebilme hakkına sahiptir. Yani islami bir okul bölgesel ve belediye kanunlarına tamamen uyan bir okul demektir.
Önemli olan Genk konusunda henüz netleşmiş bir proje olmadığıdır. Şu an ilk adım satış fiyatını denkleştirmek. Medyada ima edildiğinin tam aksine BİF bu finansman için yurt dışından para almıyor. Aksine, bugüne kadar BİF bütün projelerini müslümanların bağışları ile gerçekleştirdi. Eğer satış resmileşirse, BİF geliştirecek olduğu projeyle ilgili şeffaf bir şekilde hem yetkili mecraları hem vatandaşları bilgilendireceğini garanti eder.
Bunların dışında bütün Avrupa’da seçimlere yönelik müslümanları ve mültecileri ele alan konuların popülist söylemlerle seçimlere alet edildiğini görüyoruz. Bu tür söylemler kısa vadede seçimlerde bir kazanç haline gelse de uzun vadede toplumda islamofobiye ve yabancı düşmanlığının kökleşmesine sebebiyet veriyor. Bu bağlamda siyasilerden seçim kazancı uğruna barışçıl huzuru tehlikeye atmamalarını bekliyoruz.
Bu yazı yoluyla BİF bir kez daha bu konunun bu şekilde olumsuz haliyle medyatikleştirilmesi, saygılı ve barışçıl bir toplum için hergün emek sarfeden pek çok masum gönüllü pahasına belediye seçimlerin lehine bir karmaşaya dönüştürüldüğünü vurgulamak istiyor. BİF bu bağlamda bu tartışmadaki her aktörün sorumluluğunu üstlenmesini bekliyor. Gerçeği yansıtmayan ayrıştırıcı söylemler toplumda kin ve kavganın oluşmasına sebebiyet veriyor. BİF mevcut konjoktürün farkında ve konu İslam olduğu zaman toplumsal tartışmanın üzerindeki kara bulutların farkında fakat BİF bir nebze hoşgörü, rasyonalite ve nüans ile dengenin tekrar tahsis edilebileceği kanaatinde. Sonuç itibariyle BİF bu karmaşık hale getirilen konunun değerlendirmesini her vatandaşın kendi açık vicdanına bırakıyor ve herkesin konuya gerekli objektif bakış açısıyla yaklaşacağını ümit ediyor.