Bireysel ihtiyaçlar ile bölgesel farklılıklar arasında, konu üzerinde düşünülmesi ve tartışılması gereken bir konu olan maaş konusunu ele alan analiz sitesi Econostrum.info, Belçika’da rahat yaşam sürmek için kazanılması gereken bir maaş üzerine güzel bir analize imza attı.
Gelir düzeyi yaşam konforunu ve tasarruf kabiliyetini doğrudan etkiler ve vergilendirme, altyapı ile yaşam maliyeti gibi faktörler de bunları belirliyor.
Belçika’da ortalama brüt gelir aylık 3.500 Euro civarındadır ancak bu rakam her zaman hanelerin ekonomik gerçekliğini yansıtmamaktadır. Vergiler ve sosyal güvenlik kesintileri düşüldükten sonra net gelir önemli ölçüde azalıyor ve bu durum satın alma gücünü etkiliyor. Bölgelere göre farklılıklar önemli. Brüksel’de yaşayan biri, Valon bölgesinde yaşayan birine göre konuta daha fazla para harcıyor, bu da onun eğlence veya tasarruf için ayırdığı mali marjı azaltıyor.
Rahat kabul edilen eşik aynı zamanda okul ücreti veya kredi gibi maddi sorumluluklara da bağlıdır. Yani 2.500 Euro net geliri olan bekar bir kişi, yüksek harcamaları olan dört kişilik bir aileden daha konforlu bir şekilde yaşayabiliyor. Bölgeden bölgeye farklılık gösteren konut fiyatları da maddi rahatlık hissinde önemli rol oynuyor. Son olarak Belçikalılar, birçok temel ürünün maliyetini artıran enflasyonla da karşı karşıya. Elektrik, ulaşım ve gıda harcamalarının en hassas kalemler arasında yer alması, bazı haneler için zorlukları artırıyor.
Komşu ülkelerde maaş beklentileri ve gerçekler farklılık gösteriyor. Fransa’da ortalama brüt gelir 2 bin 400 Euro civarındayken, Almanya’da bu rakam 3 bin 900 Euro’ya kadar çıkabiliyor. Bu farklılıklar, farklı vergi düzeyleri ve sosyal koruma modelleri ile açıklanmaktadır. Örneğin İskandinavya’da maaşlar yüksek görünüyor ancak kamu hizmetlerine ayrılan pay da yüksek, bu da gelir algısını değiştiriyor.
Avrupa dışında ise bu karşıtlık daha da belirgin. ABD’de “iyi bir maaş” ayda 5.000 Dolar’a kadar çıkabiliyor ancak evrensel sağlık hizmetinin veya ücretsiz kamu eğitiminin olmaması, aileleri gelirlerinin büyük bir kısmını bu temel ihtiyaçlara harcamaya zorluyor. Buna karşılık Japonya gibi bazı Asya ülkelerinde ortalama gelir daha düşük olsa da kamusal altyapıya büyük oranda sübvansiyon sağlanarak bir miktar telafi sağlanıyor. Uluslararası analizler, her ülkenin kendine özgü ekonomik gerçekleri kadar kültürel modellerle de bağlantılı olan beklenti çeşitliliğini vurgulamaktadır.