BAŞBAKAN 1915 OLAYLARI İLE İLGİLİ KONUŞTU: “GİZLİMİZ, SAKLIMIZ YOK”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

(AA) – Başbakan Binali Yıldırım, Almanya Parlamentosunda oylanacak 1915 olaylarıyla ilgili tasarıya ilişkin, “Ümit ederim ki Alman Parlamentosu, karar vericiler, 3,5 milyon seçmenlerinin sesine kulaklarını tıkamaz. O yüzden böyle bir kararın çıkmasını arzu etmiyoruz. Sağduyu hakim gelir inşallah, böyle bir rahatsız edici karar çıkmaz. Çıkarsa ne olur? Çıkarsa hiçbir şey olmaz. Başka ülkelerde de buna benzer kararlar geçmişte çıktı. Bizim için boş bir şeydir, hükümsüz bir iştir ama yine de çıksın istemiyoruz.” dedi.

Yıldırım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin “Almanya Parlamentosunda oylanacak 1915 olayları ile ilgili tasarıya” ilişkin sorusu üzerine Başbakan Yıldırım, “Bu oylama çok saçma bir oylama. Olmayan, aslı astarı olmayan. 1915’te, 1. Dünya Savaşı şartlarında yaşanmış, her toplumda, her ülkede yaşanabilen sıradan olaylardan biri. Burada Türkiye’ye bir fatura çıkarmaya kalkanlar iyi niyetli değildir, bunu biliyoruz. Biz bu konuda da açık ve seçik bütün dünyaya diyoruz ki bizim gizli saklımız yok, her şey incelensin.

Bizim gizli saklımız yok. Her şey incelensin, bütün ülkelerin geçmişi, tarihi incelensin. Kimin ne taksiratı varsa ortaya çıksın. Ama bunu tarihçiler yapsın. Bunu siyasetin bir aracı haline getirirsek, iç siyasetteki hesaplara alet edersek bu yanlış olur. O yüzden tabii ki Almanya ile aramızdaki ilişkiler zedelenecektir bunda şüphe yok. Biz zedelenmesin istiyoruz. Bu amaçla da Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Merkel’i aradı. Bu konudaki rahatsızlığımızı, endişelerimizi kendisine doğrudan aktardı.” ifadesini kullandı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in kendisini başbakanlığa seçilmesinin ardından telefonla aradığını aktaran Yıldırım, şöyle devam etti:

“Bu vesileyle ben de bu konudaki hassasiyetimizi bütün detaylarıyla aktardım. Almanya’da yaşayan 3,5 milyon Türk, Almanya ile Türkiye arasındaki bağlarımızı güçlendiren en büyük kaynağımızdır, gücümüzdür.

Ümit ederim ki Alman Parlamentosu, karar vericiler, 3,5 milyon seçmenlerinin sesine kulaklarını tıkamaz. O yüzden böyle bir kararın çıkmasını arzu etmiyoruz. Sağduyu hakim gelir inşallah, böyle bir rahatsız edici karar çıkmaz. Çıkarsa ne olur? Çıkarsa hiçbir şey olmaz. Başka ülkelerde de buna benzer kararlar geçmişte çıktı. Bizim için boş bir şeydir, hükümsüz bir iştir ama yine de çıksın istemiyoruz.

Almanya ile Avrupa Birliği ile bizim ilişkilerimiz çok iyi düzeyde. Özellikle son zamanlarda vize muafiyeti, geri kabul anlaşması, yasa dışı göçün önlenmesi konularında ciddi mesafeler aldık. Türkiye şantaj yapan, tehdit yapan planlar geliştiren bir ülke değil. Türkiye, aklında ne varsa onu söyler, iki gündemli bir ülke değil. Biz yaptığımız anlaşmalara sonuna kadar bağlıyız. Avrupa Birliği de verdiği sözlerde aynı şekilde dursun. ‘Bu karar çıkarsa biz de anlaşmaları yok sayarız, şöyle yaparız, böyle yaparız…’ Burası kabile devleti değil, Türkiye Cumhuriyeti. Köklü devlet geleneği olan bir ülkedir.”

“Kalıcı bir çözüm bulunması gerekiyor”

Ziyaretine ilişkin de bilgi veren Yıldırım, başbakanların ilk resmi ziyaretlerini KKTC’ye ardından Azerbaycan’a yaptığını hatırlattı. Bu güzel geleneği sürdürdüklerini dile getiren Başbakan Yıldırım, ziyaretinde ikili ve bölgesel konuların ele alınacağını belirtti.

Yıldırım, ilişkilerde bir sorun olmayan KKTC’ye bakışlarının çok açık ve net olduğunu vurgulayarak, “Özellikle Kıbrıs’ın ihtiyaçları bakımından, Kıbrıslı kardeşlerimizin refahı, geleceği bakımından Türkiye’de ne varsa Kıbrıs’ta da o olacak prensibine göre hareket ediyoruz. Bu konuda da hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz” diye konuştu.

Adada uzun yıllardan beri devam eden bir sorunun olduğuna dikkati çeken Yıldırım, “Bu soruna kalıcı bir çözüm bulunması gerekiyor” dedi.

Başbakan Yıldırım, garantör bir devlet olarak çözümü her zaman önemsediklerini belirterek, şunları kaydetti:

“Bu konuda da yapılması gereken her türlü yapıcı adımı bugüne kadar attık. Ne yazık ki geçmişte verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı ve çözüm noktasında da istenen mesafe katedilmedi. Şu anda devam eden müzakereler var. Müzakerelerin esası ne? İki toplumlu bir devlet. İki toplumlu bir devlet kurduğunuz zaman, burada sorulması gereken soru ne? İki toplum eşit olarak temsil ediliyor mu, adil bir paylaşım var mı, her iki toplumun da hak ve hukuku, güvenliği teminat altına alındı mı? Bu esas üzerinden yapılan görüşmeleri Türkiye olarak sonuna kadar destekleyeceğiz, arkasında olacağız. Ancak şunu da herkes bilmelidir ki KKTC’de yaşayan kardeşlerimize karşı yapılabilecek en ufak bir yanlış Türkiye’ye yapılmış demektir. Bunun da bir not olarak bir yere kaydedilmesinde yarar var.”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.