TÜRK KÖKENLİ İLK BELEDİYE BAŞKANI
Belçika’ya gelişimizin 50. yılını kutlamaya hazırlandığımız şu zamanda Türklerin yoğun olarak yaşadığı Saint Josse Belediyesi’ne Türk kökenli bir siyasetçi Belediye Başkanı oldu ve Belçika’da bir ilke imza attı. Siyasete genç yaşta atılarak daha önce Belçika’da Türk kökenli ilk bakan olma unvanı taşıyan Emir Kır bir şekilde Belçika’da ilk belediye başkanı olan Türk kökenli olma unvanına da sahip oldu.
Tabi bu kolay olmadı. Belçika gibi bir ülkede kolay değildir yabancı uyruklu olup da belediye başkanı olmak. Yabancı uyruklu siyasetçilerin önüne her zaman engeller koyulduğunu herkes bilir. Ancak Emir Kır, bütün engellere rağmen başkanlık koltuğuna oturmaya kesin gözüyle bakılan Jean Demannez’den 900 oy fazla alarak başkanlığı eline geçirdi.
Peki, Emir Kır belediye başkanlığını hak ediyor mu? Bence hak ediyor. Zira hak etmeseydi, eski dönemin belediye başkanına 900 oy fark atmazdı. Seçim öncesi, Emir Kır’ın fark atamayacağı söyleyenler çok oldu. Ama attı işte. Neden attı? Belediye sakinleri ona güvendiği için attı, onu istediği için attı. Belki de artık haksızlıklardan bıktıkları için veya Guy Cudell zamanını özledikleri için onun fark atmasını sağladılar.
***
CENAZELERİMİZİ ARTIK VERİN
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kemal Yurtnaç bundan aşağı yukarı iki ay önce Belçika’ya yaptığı ziyaret esnasında cenazelerin teslim edileceklerini basınla gerçekleştirdiği bir yemekli toplantı esnasında söylemişti. Ancak cenazelerden hala ne ses var ne seda. Halbuki Başkan Yurtnaç, cenazelerin teslim edilmesi hususunda Belçikalı yetkililerle her konuda anlaştıklarını ve cenazelerin Ekim ayında teslim edilebileceğini dile getirmişti. Demek ki ya anlaşma sağlanamamış veyahut anlaşma tek taraflı bozulmuş.
Cinayetin işlendiği tarihten bu yana, aradan geçen zaman dilimi 25. ayını doldurmuş! Dile kolay tam 25 ay! Bir de gelin de Aygün kardeşlerin aile fertlerinin bu 25 ayı nasıl geçirdiklerini görün. Allah kimseye bu acıyı yaşatmasın. Artık bu cenazelerin en kısa zamanda teslim edilmesi için Belçika’da yaşayan Türkler olarak her fırsatta dile getirmemiz lazım. Ben de üzerime düşeni yapıyorum ve buradan haykırıyorum; “CENAZELERİMİZİ ARTIK VERİN”…
***
GELECEK PEK PARLAK DEĞİL
Geçenlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi 22. Dönem Milletvekili Prof. Dr. Remzi Çetin’le birlikte bir gün geçirdim. Eski vekille birlikte gün boyu Brüksel sokaklarında dolaştık ve kendisiyle bol bol gündemle ve siyasetle ilgili meselelere değindik. Derken gün akşam olmuştu ve ayrılık vakti gelmişti. Tam ayrılmadan önce kendisine “Hocam Belçika’yı beğendiniz mi?” diye sorduğumda bana söylediği cevap çok enteresandı ve bir o kadar düşündürücüydü. Eski vekil; “Evet buralar çok güzel ancak buradaki vatandaşlarımız Türkiye’yi ve Türkiye siyasetini Türkiye’deki vatandaşlardan daha fazla takip ediyorlar. Buradaki vatandaşlar elbette Türkiye ile irtibatlarını koparmamaları lazım lakin yaşadıkları ülkenin gündemini ve siyasetini daha iyi takip etmeleri gerekir. Aksi halde gelecek pek parlak değil” dedikten sonra kendisiyle ayrılmıştık.
Misafirimizi savuşturmuştum savuşturmasına ama o da beni de bu analiziyle derin düşüncelere itmişti. Zira Belçika’da yaşayan bizlerin bile farkına varamadığı durumu Türkiye’den sadece bir günlüğüne gelen bir misafirin hemen fark ederek, teşhisi koyması insanı elbette derin düşüncelere itekleyecekti…
Turkiye’den gelen eski vekilin sozlerine ilave olarak, bende size bir tespitimi aktarayim.
Brukselde yasayan bir çok insanimiz,sabah kalktiklarinda istanbul bogaz koprulerinde trafigin yogun oldugunu biliyor, ama midi tunellerinde trafigin yogun oldugundan haberleri yok,maglesef durum pek parlak degil