(AA) – Azerbaycanlı uzmanlar, Avrupa’nın son günlerdeki Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşıtı tutumunun Türkiye’nin giderek her yönden güçlenmesi ve bağımsız güç olarak aktif politika yürütmesiyle bağlantılı olduğunu düşünüyor.
AA muhabirine konuşan uzmanlar, Türkiye’nin askeri ve ekonomik olarak güç kazanması, bölge ve dünyada daha fazla söz sahibi olması, sınırlarını aşarak İslam dünyasına öncülük etmesinin Batı tarafından hazmedilemediği görüşünü paylaşıyor.
Trend Haber Ajansı Baş Direktör Yardımcısı Arzu Nağıyev, Avrupa’nın son günlerdeki tutumunun Türkiye’nin gelecekte Avrupa Birliği’ne kabul edilmemesi için zemin oluşturmayı amaçladığını belirtti. Avrupa’da giderek güç kazanan milliyetçi siyasi akımların Türk nüfusunu ve diasporasını istemediğini ifade eden Nağıyev, Avrupa’nın Türk-Rus yakınlaşmasından da rahatsız olduğunu savundu.
Nağıyev, “Avrupa, göçmen krizinin çözümü için verdiği sözü tutmadı. Avrupa, PKK ve diğer terör örgütlerine kucak açıyor. Avrupa basını ve bazı siyasetçiler, 16 Nisan’da yapılacak halk oylamasından sonra Türkiye’nin totaliter sisteme geçeceğini öne sürerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibine karşı ağır eleştiri ve iftiralarda bulunuyor. Tabiki bu eleştirilen hiçbir esası yok.” dedi.
“Avrupa, daha fazla etki edebileceği bir Türkiye istiyor”
Azerbaycan Milli Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Natik Miri, AB ve genel olarak Batı dünyasının Türkiye’ye karşı son yıllardaki tutumunun kökünde İslamofobinin yattığını dile getirdi.
Türkiye’nin içeride ve dışarıda terör karşı kararlı adımlar atmaya başlamasından sonra Batı’nın baskılarının artmaya başladığını söyleyen Miri, “Türkiye’deki terör örgütlerini besleyenler Batı ve küresel şebekelerdir. Terör örgütü PKK’nın Almanya’dan lojistik destek alması sır değil. Batı dünyası Türkiye’nin bağımsız güç olarak aktif politika yürütmesini istemiyor.” ifadelerini kullandı.
Avrupa’nın Türkiye’ye karşı tutumunda, halkını etkileyebilen Cumhurbaşkanı Erdoğan faktörünün de büyük yer kapladığını kaydeden Miri, “Türkiye giderek ekonomik ve askeri yönden daha fazla kendi ayakları üzerinde duruyor. Ekonomik ve askeri bağımlılığını azaltan Türkiye, gelecekte daha da güçlü bir Türkiye anlamına geliyor bu da Batı’yı tedirgin ediyor. Ayrıca Türkiye kendi sınırlarını aşarak küresel düzeyde İslam dünyasının bayraktarlığını yapmaya başladı. Türkiye’nin İslam dünyasına öncülük etmesinden de Batı ciddi şekilde tedirgin.” şeklinde konuştu.
Miri, Türkiye’ye göçmenler konusunda verilen sözlerin tutulmadığına ve Türk hükümetinin kendi imkanlarıyla göçmenlere yardımcı olmaya çalıştığına dikkati çekerek, “Avrupa, daha fazla etki edebileceği bir Türkiye istiyor. Cumhurbaşkanlığı sistemine bu nedenle karşı çıkıyorlar. Referandumda ‘evet’ çıkarsa Batı’nın Türk siyasi yönetimine etki olanakları sıfıra yakınlaşacak. Avrupa, Türkiye’deki halkoylaması konusundaki isteklerine ulaşamayacak ve Türkiye daha da güçlenecek” değerlendirmesinde bulundu.
“Avrupa’nın demokratik yüzüne leke düştü”
Prof. Dr. Gabil Hüseyinli de Hollanda’nın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya yönelik skandal tavrını eleştirdi.
Hüseyinli, “Hollanda polisi antidemokratik, hatta vahşilik düzeyine ulaşan bir tavır sergiledi. Türk insanının üzerine atlı polislerin, köpeklerin salınması, Avrupa’nın demokratik yüzüne adeta bir leke düşürdü.” dedi.
