“Avrupa’da İslam karşıtlığı artacak”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

(AA) – Seçimlere giden ya da gitmeye hazırlanan Hollanda, Fransa ve Almanya gibi Avrupa ülkelerinde aşırı sağcı partiler ve adayların İslam veya yabancı karşıtlığı sayesinde oy oranlarının yükselmesi nedeniyle bu tür söylemlerin hem bu ülkelerde hem de başka Avrupa ülkelerinde devam edeceği, hatta artacağı kaydedildi.

Hollanda’daki genel seçimde ırkçı Geert Wilders’in Özgürlükler Partisi’nin önemli oy oranına ulaşacağı tahmin ediliyor. Fransa’da ise 23 Nisan ve 7 Mayıs’ta yapılacak iki turlu cumhurbaşkanlığı seçiminde aşırı sağcı Marine Le Pen’in ikinci tura kalma ihtimalinin yüksek olduğu ifade ediliyor. Almanya’da da aşırı sağcı Almanya için Alternatif partisinin seçimlerde oylarını artırarak meclise gireceği öngörülüyor.

Birçok başka Avrupa ülkesinde de aşırı sağcıların İslam ya da yabancı karşıtlığı sayesinde siyasi arenada öne çıkarak merkez sağ ve sol partilere rakip olduğu veya olabilecek konuma geldiği belirtiliyor.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan uzmanlar, aşırı sağcıların yükselişinde en önemli faktörler arasında seçmenlere yabancı ya da İslam karşıtı “korkutucu söylemlerle” yaklaşmalarının bulunduğunu, bu tutumlarının uzun yıllar devam edeceğini hatta artacağını söyledi.

Avrupa’da radikalleşmeyi önleme yolları üzerine araştırmalar yapan Avrupa Demokrasi Vakfı araştırmacısı Samir Amghar, son yıllarda Avrupa’da Müslümanlara karşı nefretin arttığını, aşırı sağcı partilerin İslam karşıtlığıyla beslendiğini dile getirdi.

Amghar, “Avrupalılar İslam karşıtı sözler duymak istediği için aşırı sağcı partilerin İslam karşıtlığı devam edecek. İslam karşıtı söylemlerle aşırı sağın yükselişi birbiriyle bağlantılı. Aşırı sağın görüşleri, merkez sağ ve sol partilere de yansıyor. Bu da aşırı sağcı partilerin söylemlerini yaygınlaştırmasından kaynaklanıyor.” dedi.

Avrupa’da artan Müslüman nüfusun aşırı sağcıların kullandığı bahanelerden biri olduğunu vurgulayan Amghar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Avrupa’daki Müslümanların nüfusu giderek artıyor. Bu yüzden ileride Müslümanlar demografik olarak daha önemli bir konumda olacaklar. Aşırı sağcılar, ‘Müslümanlar Avrupa’ya İslam’ı empoze edecek ve Avrupa’yı Müslüman toprağı yapacak’ korkusu taşıyor. Hristiyan kimliği aşırı sağcıların ve Avrupalıların ayrılmaz bir parçası olduğu için onlara göre bu yeni bir savaş.”

Aynı görüşü paylaşan Sorbonne Üniversitesi araştırmacısı Nurettin Roland, Suriye krizinden sonra mültecilerin Avrupa’ya gelmesinin Müslüman karşıtlığını canlı tuttuğunu belirterek, “Avrupa’da İslam karşıtı söylemlerin daha da artacağı kesin.” diye konuştu.

Roland, Avrupa ülkelerinde düzenlenen terör saldırılarının Müslümanları dışlamak için bahane edildiğini vurguladı.

Fransa İslam Düşüncesi Akademisi (AFPI) Başkanı Jamel El Hamri, özellikle Müslüman nüfusun fazla olduğu Fransa’da İslam karşıtlığının 30 yıldır aşırı sağcı partilerin yükselmesine sebep olduğunu söyleyerek, “Son 15 yıldır da İslam karşıtlığı aşırı sağın en iyi argümanı oldu.” ifadesini kullandı.

Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinde siyasetçilerin İslam’a ve Müslümanlara saldırmalarının sebeplerini değerlendiren El Hamri, “Siyasetçilerin ülkelerinin iç sorunlarıyla ilgili somut çözümleri yok. Bu yüzden Müslümanlara saldırmak daha kolay geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

El Hamri, ayrıca medyanın aşırı sağın yükselmesinde rolü olduğunu savunarak, bazı televizyon kanallarının sürekli Müslüman karşıtlığı yaptığını kaydetti.

Fransa’daki aşırı sağcı Ulusal Cephe partisi lideri Le Pen ile yardımcısı Florian Philippot’nun siyaset programlarına en fazla davet edilen kişiler olduğunu anımsatan El Hamri, dolasıyla aşırı sağcıların medya aracılığıyla düşüncelerini rahatlıkla aktarabildiğine işaret etti.

“Laiklik araçsallaştırılıyor”

AFPI Başkanı El Hamri, “Avrupa’da ve özellikle Fransa’da sol, merkez sağ ve özellikle aşırı sağcı partiler, Müslüman ve yabancı düşmanlığını meşrulaştırmak için laikliği araçsallaştırıyorlar.” şeklinde konuştu.

Sorbonne Üniversitesi araştırmacısı Roland da Müslümanlara karşı ırkçılık yapmak için siyasetçilerin laikliği kullandığını vurgulayarak, “Fransa’da ve Avrupa’da laiklik, saygı ve özgürlük gibi birçok kavramın içi boşaltıldı. Bu kavramlara medya ve siyasetçiler tarafından konjonktüre göre istenildiği gibi anlam veriliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.