Bu yıl başında Paris’deki terör saldırısı sonrası Avrupa’da tüm okullarda bu haber sınıflarda öğrencilerle değerlendirmeye alındı. Öğretmenler öğrencilere terör saldırısını açıklamaya çalıştılar, çocuklara kendileri bildikleri kadar bakışlarını yansıttılar.
Hemen saldırının ilk haftalarında birçok Müslüman öğrenci okullarda konuştuklarını evlerinde büyüklerine anlattılar. Belçika’nın Anvers şehrinde Bilal isimli Arap asıllı bir çocuğun yaşadığı aynı durum bazı haberlerde yayınlandı. Bilal okuldan eve geldiğinde sınıfta Paris olaylarını konuştuklarını ve öğretmenin suç İslam’ın olduğunu söylediğini ailesine anlattı.
Küçük Bilal’ın tenefüste yaşadıkları ise okulların pedagojik rölü için tam bir hezimetti. Sınıf arkadaşları Bilal’ın Müslüman bir çocuk olduğunu biliyorlardı. Tenefüste sınıf arkadaşları Bilal’ın üstüne yürümüşler, onu sıkıştırıp yuhalamışlar. Çocuklardan biri Bilalı yere itmişti. Sadece 12 yaşında olan Bilal islamafobiyle tanışmış, kendince bir şeyleri anlamış ve olaylara anlam vermiş. Bilal tabiki eve çok üzgün dönmüş, öğretmenim “suç İslam’ın” demiş.
Aradan aylar geçti, hükümet aşırıcılıkla mücadele paketleri açıkladı ve toplumda radikalleşme ile ilgili gençlik diyalogları başlattı. Güvenlik güçleri öğretmenlere radikalleşen öğrencilere dikkat edilmesi gerektiğini ve belki Suriye’de IŞİD gibi terör gruplarına kayan çocuklardan gelen sinyalleri öğrettiler.
Avrupa’nın okullarında bu tür skandallar malesef halen yaşanmakta, derslerde İslam suçlu gösterilmekte. Yine Bilal öğrencimizin yaşadığı Anvers metropolundaki okullarından bir ödev sosyal medyaya düştü. Anvers kentindeki ünlü bir katolik okulunda öğrencilere verilen ödev Müslümanları daha nelerle itham etmekte.
Konu İslam kültüründe kanser hastasına yapılan dışlamalar. İslamın kültür olduğunu öğreten okulun ödevindeki birinci soru “İslam kültüründe kanser ile ilgili konuşmak kolay değildir. Kanser nasıl tanımlanır?”. Ödevden önce islam kültüründe kanser hastalığına bakış anlatılmış bir türlü ve işlenen konu üzerine öğrencilere sorular yöneltiliyor.
İkinci soru da kaşları düşürten cinsten: “İslam topluluklarında kanserli insanlar neden etrafından destek almaz? 3 örnekle açıklayın”. Adeta kanser gibi bir hastalığa yakalanan bir Müslümanın etrafındaki insanlar, ailesi tarafından dışlandıklarını öğretmişler demek çocuklara. Verilebilecek cevap beni gerçekten meraklandırdı.
Dördüncü soru yine öncekiler gibi aşağılayıcı: “İki örnekle doktorların ve bakıcıların islam kültüründe kanserin neden kolay birşey olmadığını anlatın”. Bu sağlık personelleri arasında demek Müslüman yok ki meslektaşlarına kültürünü ve dinini anlatsın bazı farklı bakışlar konusunda bilgilendirmeler versin. Ya da bu bilgilendirmeleri verenler bu şekil veriyor demek.
Beşinci soru İslam’ın sevimsiz bir din olduğunu vurgulamak için sanki, soru bir hikayaye yöneltiyor, bir Müslüman kadının yaşadıklarını açıklıyor: “Goli Abdurrahman (hikayedeki karekter) nasıl utanan bir kadınken misyonu olan kadına gelişti? Üç somut örnek say”. Zannediyorum hikayeyle birlikte Müslüman kadınların hastalıkları dahil her şeyden utandıklarını ve geri kalmış bir birey olarak yaşam sürdürdüklerini ispat etmeye çalışıyorlar. Karekter şimdi misyonlu bir kadın olmuş, yani tam batı bakışıyla örnek bir kadın, demekki kadın örf ve adetlerine baş kaldırmış diğer kadınları da geliştirmeye çalışıyor. Herhalde karekter hikayede başka kadınlara hastalığı konusunda bilgilendirmeler veriyor olmalı ama Avrupa’da buna kültüründen sıyrılmak olarak değerlendirilyor veya en azından bu türlü davranış örnek gösteriliyor. Kültürünü ve dinini terk eden Müslümanlar bu hikayelerle teşvik ediliyor.
Ödevin son sorusu artık Avrupa’da islamafobi olullarda nasıl indoktrine ettiğini ortaya çıkarıyor: “Kuran’da bir eşin tam bir insan olması gerektiği yazıyor. Kanserli kadın için bu nasıl bir sonuç gösterebilir?” Dur hocam sorunun cevabını bildim: “Erkek ikinci bir eş alabilir veya eşini boşayabilir”.
Ben etrafımda kanserli eşine bunu yapan hiçbir Müslüman tanımadım ama, Avrupa’lının İslam’a bakışı maalesef bu. Bunlar, okullarda çocuklara ögrettikleri radikal bilgiler. İslam itici ve gerici bir kültür olarak tanıtılıyor. Avrupa’da okullarda bunlar öğretiliyorsa bir Avrupa İslam’ında demekki çok acil reform ihtiyaçı var. Avrupa’da öğretilen İslam değişsin.
Yücel KAHRAMAN