Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı, “İslamofobi, ırkçılığın yeni ve kabul edilebilir bir biçimi halini aldı.” dedi.
Bayraklı, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) SETA’nın düzenlediği “Avrupa’da Müslüman Karşıtı Irkçılık ile Mücadele” başlıklı panelin moderatörlüğünü yaptı.
Çok sayıda Avrupa ülkesinde aşırı sağcıların iktidarda bulunduğunu anımsatan Bayraklı, mayıs ayında yapılacak AP seçimlerine yönelik anketlerde de aşırı sağcı partilerin oy oranlarının yüzde 20’yi aşmasının beklendiğini ifade etti.
Bayraklı, Avrupa’da aşırı sağ partilerin oy oranlarının bu seviyelere ulaşmasının 10 sene önce akıllara gelmeyeceğine dikkati çekerek, günümüzde bu durumun normalleştiğini anlattı.
Irkçı söylemlerin normalleştirilmemesi gerektiğini vurgulayan Bayraklı, “İslamofobi, ırkçılığın yeni ve kabul edilebilir bir biçimi halini aldı.” diye konuştu.
Bayraklı, “İslamofobi sadece Müslümanların değil bütün Avrupa’nın sorunudur. İslamofobi ile ciddi mücadele etmek gerekir aksi takdirde herkesi etkiler.” ifadelerini kullandı.
Panelin açılış konuşmasını yapan AP milletvekili Wajid Khan da “Politikacılar, tek bir grubu düşman olarak suçlayan popülist ve tehlikeli söylemlerden kaçınmalı.” dedi.
Müslüman Avrupalıların, Avrupa vatandaşı olduğunu belirten Khan, Avrupa’da gerçek yabancıların ırkçılık yapanlar olduğunu söyledi.
Panelde konuşan Salzburg Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden Dr. Farid Hafez, çeşitli ülkelerdeki aşırı sağ grupların ittifak halinde olduklarını, pek çok Avrupa ülkesinde aşırı sağcıların İslamofobi üzerine seçim kampanyaları inşa ederek oylarını arttırdıklarını ve siyaseten güçlü pozisyona geldiklerini anlattı.
Hafez, aşırı sağ düşüncelerin Avrupa’da siyasetin merkezi konumuna geldiğini söyledi.
Leeds Üniversitesi Sosyoloji ve Sosyal Politika Bölümünden Dr. Amina Easat-Daas da kadınların İslamofobi’den daha fazla etkilendiklerini belirtti.
Özellikle Belçika yerel medyasında Müslümanlar hakkında çok sayıda yanıltıcı haber yayınlandığını anlatan Easat-Daas, bu durumun ülkede İslamofobi’yi körüklediğini dile getirdi.
Charles Üniversitesi Sivil Toplum Çalışmaları Bölümünden Dr. Selma Muhic Dizdarevic ise Doğu Avrupa ülkelerinde göçmenlerin ve İslamofobinin ciddi siyasi malzeme haline geldiğini ifade etti. Bu ülkelerde çok sayıda Müslüman olmamasına rağmen İslamofobinin arttığını belirten Dizdarevic, halkta göçmenlerin toplumları ve kültürleri ele geçireceği algısının yaygınlaştığını anlattı.
