Avrupa Konseyinde, Avrupa’nın ayrımcı politikaları konuşuldu

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

(AA) – Avrupa Konseyinde düzenlenen bir konferansta, Avrupa ülkelerinin vatandaşlarına uyguladığı ayrımcı politikalar ve bunun radikalleşmeye etkileri ele alındı.

Merkezi Strazburg’da bulunan Adalet, Eşitlik ve Barış Konseyi (COJEP), Avrupa Konseyi binasında “Avrupa’nın Ayrımcı Politikaları ve Radikalleşmeye Etkileri” başlıklı konferans düzenledi.

Konferansın açılışını yapan AK Parti İstanbul Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türk delegasyonu üyesi Serap Yaşar, 11 Eylül sonrası yükselen din eksenli ayrımcılığın son dönemde Avrupa’da yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve ırkçılık olarak İslamofobi kimliğiyle çok tehlikeli bir boyuta girdiğini bildirdi.

Yaşar, son dönemde Avrupa ülkelerindeki İslam karşıtlığını net bir şekilde yükselişte olduğunu müşahade ettiklerini belirterek, “Avrupa genelinde Müslümanlara, camilere, başörtülü hanımlara fiili saldırılar gerçekleşmektedir.” dedi.

Bu tür saldırıların demokrasi, insan hakları ve çoğulculuğun bayraktarlığını yapan Avrupa ülkelerinde zirve yaptığını vurgulayan Yaşar, “Söz konusu ırkçılık ve ayrımcılığın şüphesiz ki radikalleşme üzerinde de etkisi vardır. Bu etkinin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi ve özellikle gençleri radikalleşmeye götüren bu tür ırkçı ve ayrımcı politikaların ciddi şekilde sorgulanması gerekir.” ifadesini kullandı.

Konferansın konuşmacılarından Sosyolog Samir Amghar, Brüksel’de ve Belçika’da radikalleşme ile ilgili çalışmalarda bulunduğunu ve bu amaçla çok sayıda genç ile görüştüğüne işaret etti. Amghar, “Fransa’da siyasi kültürün bir sonucudur radikalleşme. Fransız halkının yüzde 50’den fazlası aşırı sağ veya aşırı sol, yani kendilerini aşırılık taraftarı olarak ifade ediyor.” dedi.

Amghar, Avrupa ülkelerinde radikalleşmeye götüren nedenlerin araştırılmadığını, sorunun asıl nedenlerini incelemek yerine basit yöntemlerle geçiştirilmeye çalışıldığını kaydetti.

Sosyal bilimler araştırmacısı Wajdi Limam, radikalleşme ve toplumsal sorunlar konusunda çalışmalar yaptığını, sosyal danışmanlık faaliyetinde bulunduğunu aktararak, ırkçı, ayrımcı ve yabancı düşmanı uygulama ve söylemlerinin göçmen veya başka bir kültürden gelen Avrupalı vatandaşlığı aşırı uçlara daha kolay ittiğini söyledi.

Yanlış ve önyargılı uygulamaların Avrupa’daki Müslümanları radikalleşmeye götürdüğüne dikkati çeken Limam, şunları ifade etti:

“Oysa radikalleşen kişilere biraz yakınlık gösterip, diyalog kurmayı denediğinizde onların, başlarına gelen ayrımcı ve hatalı uygulamalara karşılık olarak bu tür bir tepki gösterdiklerini görüyoruz.”

Konferansın moderatörü Şaban Kiper, Avrupa’daki siyasi atmosfer, sosyal politikalar gibi nedenlerin, burada yaşayan göçmen ve Müslüman gençlerin radikalleşmesinde etki ettiğini belirtti.

Kiper, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Özellikle Ortadoğu gibi yerlerde yıllardır süren haksızlıklar, savaşlar, çatışmalar, bu gençlerin hafızasında olumsuz yer ediyor. ‘Nasıl olur da 60 yıldır bir Filistin meselesi çözüme kavuşturulamaz, 10 yıldır bir Irak, 5 yıldır bir Suriye meselesi çözüme kavuşturulamaz’ gibi sorular soruyor gençler kendilerine. Bu soruların cevabını bulamayan gençler kolayca ve tasvip etmediğimiz bir yolu tercih ederek, kontrolsüz bir yola giriyor, bir kaçış yoluna giriyorlar, radikalleşiyor ve tepkilerini bu şekilde ortaya koyuyorlar.”

Konferansta, Avrupa’da yükselen aşırı sağ ve İslam karşıtı söylemin tehlikelerine dikkat çekilerek, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği (AB) gibi uluslararası kuruluşlarda bu tür sorunlara daha fazla yer verilmesi çağrısı yapıldı.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.