Çok sevgili genç anneler,
Günlerden bir gün Yaradan (c.c) kucağınıza dünyalar güzeli bir emanet bıraktı. Heyecan ve mutluluğu bir arada yaşıyorsunuz. Artık hayatınıza anlam katacak bir yavrunuz var. Bebeğinizi en mükemmel şekilde büyütmek, onunla en iyi şekilde ilgilenmek istiyorsunuz.
Ancak yorgunsunuz, tedirgin ve endişelisiniz, tecrübesizsiniz. Neyi nasıl yapmanız gerektiğiyle ilgili net bir fikriniz yok. Dört koldan, doktorlardan, ailenizden veya internetten bilgi edinmeye çalışıyorsunuz. Bazen çaresiz hissediyorsunuz kendinizi.
Herşeyden evvel, kendinize güvenin. Her sabah uyandığınızda “Ben artık Anneyim, Rabbim bana bir can emanet ettiyse eğer, bu sorumluluğu kaldırabileceğimi de biliyor, bana güveniyor demekki” deyin kendinize.
Gerilmeyin. Kimsenin de sizi germesine izin vermeyin. Adım adım, yavaş yavaş, hata yapa yapa bebeğinizi tanımayı, ihtiyaçlarını bilmeyi öğreneceksiniz. Her geçen gün yavrunuzla aranızda çok güçlü ve çok özel bir bağ kuracaksınız. Emzirirken ikinizin arasında oluşan o yoğun enerjiyi, o muhabbeti kimse anlayamayacak.
Sizlere bir anne olarak minik tavsiyelerim var. Daima annelik içgüdünüze ve sezgilerinize güvenin. Etrafınızda her kafadan bir ses çıkacak. O seslere çok aldırış etmeyin. Hani bir kulağınızla duyun, süzgeçten geçirin, ilginizi çeken bilgileri alın, gerisine de diğer kulağınızla yol verin gitsin. “Kucak kuşu etme şunu, at yatağına” deyip sürekli anneliğinizi dolaylı veya doğrudan eleştiren, “çocuğu üşütüceksin” diye endişelendiren, panik yaptıran kişilere öyle çok da şey yapmayın. Hele hele “bu çocuk aç mı, niye ağlıyo bu? Sütün mü yetmiyo?” gibi emzirmenize mâni olacak cümleler kuran birileri olursa en yakınınızdaki küreği alın ve ağzının ortasına vurun. Şaka bir yana, enerjiye ve motivasyona en çok ihtiyaç duyduğunuz bu dönemde bu tür kıl kuyruk insanlardan uzak durun. Duramıyorsanız da, gerektiğinde anne kaplan misali pençelerinizi azıcık göstermekten çekinmeyin. Mümkün olduğunca size moral veren, sizi rahatlatan, yargılamayan, size dinlenmenizde ve işlerinizde destek olacak insanlarla birlikte olun.
İyi bir anne olmak için dünyanın kitabını okuyup yutup evde herkese karşı Ali kıran baş kesen olmanıza, inek kulağı, keçi tırnağı gibi olmadık otları içip içip kafayı bozmanıza, “Bebişimin poposu için Hindistan’dan getirttiğim özel kremi sürüyor, ayak parmaklarına da Kenya’nın coco ağaçlarından yapılmış karışımı uyguluyorum” deyip bio yaşam modasına kapılıp manyaklaşmanıza da gerek yok. Bunlar önemlidir veya değildir. Ama önce derin bir nefes alın hele. Ne yapıp edip, bolca dinlenmeye çalışın, kendiniz için birazcık zaman çalın ki enerji depolayısınız. Maneviyatıza önem verin. “Anne duası” ayrıcalığınızı kullanarak dualarınızı eksik etmeyin. Böylece mutlu ve daha çok tahammüllü bir anne olacaksınız.
Çünkü evladınızın en çok ihtiyaç duyduğu şey sizin Sevginiz ve Şefkatinizdir. Bunu da ancak huzurlu, dingin ve selamet bir anne verebilir… Ve unutmayın, dünyanın tüm tecrübeli anneleri ve en profesyonel dadıları bir araya gelse, içlerinden hiçbiri bebeğiniz için sizden daha iyi ve değerli bir anne olamaz… Kendinize iyi bakın. Sonra da yavrunuzla geçirdiğiniz her anın tadını çıkarın. Çok çabuk büyüyor bu pıtırcıklar :)
Sevgi ve dua ile :)
Cemile Tetik,
Psikolog/Aile terapisti