“Amoryum, Fetih ve Logo”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Amoryum, Amorium, Amorion, Amuriye adlarıyla anılan ve Roma, ardından da Bizans’ın Anadolu’da en büyük kenti. İlk Tunç Çağı dönemine ait bir örenin üzerinde kurulmuş,  tarih boyunca pek çok devletin ilgisini çekerek saldırısına maruz kalmıştır.

Bizans’ın Anadolu’daki en büyük kenti Amorium (Amuriye), verimli bir ovada kurulmuş, zenginliğinin verdiği ihtişamla dikkatleri üzerine çekmiştir. Hitit ve Frig dönemlerini yaşayan kent; İran, Arap ve Türk ordularının hedefi olmuştur.

Hz.Peygamber, el-Fiten’de yer alan bir hadisinde “İstanbul, onun böbreği ele geçirilinceye kadar feth olunmayacaktır. Ya böbreği neresidir? diye sorulduğunda; o, Amuriye demiştir.’’ (el-Fiten)

Bir başka hadis rivatetinde; “Nikea’dan önce Amorium’u, Konstantinopolis’ten önce Nicea’yı ve Roma’dan önce Konstantinopolis’i fethedeceğiz” demiştir. Ruh’ul Furkan Tefsirinin I. cilt 545. sayfasında “Elbette Konstantiniyye fethedilecek” hadisi tefsiredilirken Arapça “Rüsvaylık” kelimesinin analizinde kastedilenin Konstantiniyye (İstanbul), Rumiye (Roma), Amuriye (Amorium) şehirlerinin fethi olduğu zikredilmiştir.

Halife Muaviye’nin hedefi İstanbul’u almaktı. Ancak İstanbul’u karadan almak için yapılan seferlerde Amuriye’yi ele geçirmeden bu arzuya ulaşılması mümkün gözükmüyordu. Zira Amuriye’nin müstahkem kalesi ve güçlü ordusu en büyük engeli teşkil ediyordu. Muaviye, Amuriye seferinde fethi gerçekleştiremedi, ancak pek çok esir ve ganimet aldı.

Harun Reşit’in küçük oğlu Mutasım’ın annesi Şebib kızı Mâride Türk’tü. Mutasım, Türklerden oluşan bir ordu kurmuştu. Mutasım’ın Ankara ve Amuriye seferi Taberi tarafından ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. (1 Ağustos 838 ) Bu seferde Afşin Bey, önemli görevler üstlenmiştir.

Bu sefer, zaferle sonuçlandı. Kente Arap yerleşmesi olmadığından bir müddet sonra yanan ve yıkılan bölümler tekrar onarıldı.

Daha sonra Emir Afşin Bey (1068) ve Emir Mengücek’in seferleriyle Amuriye kesin olarak fethedildi. Emir Mengücük, Anadolu Selçukluları (1075-1308) ile Bizanslılar arasında geçen Bolybotum (Bolvadin) Savaşında (1116) görev almıştır. Bu savaşta Anadolu Selçuklu Sultanı Müizzeddin Melikşah (Şahinşah) ordusu ile güneydeki dağ yamacına, Emir Mengücek ise kuzeydeki dağ yamacına yerleştiklerinden dolayı Sultan’ın bulunduğu dağa Sultan Dağı, Emir Mengücük’in bulunduğu dağa Emir Dağları denilmiştir.

13. yüzyıl Arap coğrafyacısı Ebu’l Fidaeserinde “Amuriye, büyük bir şehirdir. Güçlü/sağlam bir kaleye sahiptir. Bu kale şehrin içindedir. Halkının büyük çoğunluğu Türkmen’dir. Bağ ve Bostan’ı azdır. Birkaç çeşmesi ve nehri vardır. Adıtarihlerden gelmiştir. Mutasım tarafından kuşatılan şehir burasıdır” diyerek Türk nüfusunun yöreye hâkim olduğunu belirtir.

Amuryum ünlü kişilere ve tarihi olayların önemli bir mekânıdır;

Masallarıyla ünlü Ezop, Amuryumlu’dur. Ezop Masalları, La Fontaine tarafından fabllere çevrilmiştir.

Hz. Peygamber’in ehl-i beytinden olduğunu söylediği Selman-ı Farisi, Amuryumlu bir rahipten dini konularda bilgi almıştır. Rahip kendisine Hz. Muhammed’i işaret etmiş, bunun üzerine Selman-ı Farisi, Medine’ye giderek aradığı gerçeği bulmuş ve Müslüman olmuştur.

Mutasım’ın Amuryum seferinde 42 rahip öldürülmüş, bu olay hâlen Rum Ortodoks Kilisesi tarafından dini törenlerle anılmaktadır. Amuryum, Doğu Kilisesinin kutsal mekânları arandadır.

Battal Gazi Destanı önemli bölümleri Amuryum’la ilgilidir.

Anadolu’yu işgal eden Yunan Küçük Asya Ordusunda görevli Kral’ın oğlu Prens Andrew tarafından yazılan ‘Felakete Doğru’ adlı eserindeki harita Amuryum merkezlidir.

Yunanistan, Rusya, Bulgaristan, Ukrayna, Gürcistan, Romanya, Sırbistan ve Kıbrıs Ortodoks Kiliselerinin bağlı olduğu Doğu Ortodoks Kilisesi İstanbul Başpiskoposu I. Bartholomeos’a bağlıdır. Bartholomeus, tarih olmuş ve cemaati bulunmayan bir antik kent olan Amuryum’a  ‘’Amorion Piskoposu’’ olarak  John Kallos’u atamıştır. Bunun anlamını vatan-millet konularında duyarlı olan her Türk iyi düşünmelidir.

30 yıldır devam eden Amuryum antik kazısının ziyaretçileri arasında tarihini unutmayan iki kesimden bahsedilebilir. Birincisi Ortodoks Rumlar, ikincisi de bunları takip eden vatan-millet sevdalısı Türkler…

Türkçe’de güzel bir deyim vardır: ’Kantarın topunu kaçırmak.’ Antik kent, kazı, inanç turizmi… Hepsi güzel, memleket için âlâ hizmetlerdir. Ancak konunun logoya girmesi, kantarın topunu ayarlayamamak, biraz da aşırıya kaçmak değil midir?

Emirdağ’ın logoda yer alması gereken pek çok özelliği bulunmaktadır. Emirdağ’ın kültürel dengesini bozmak yerine başka etkinlikler düzenlenebilir. Meselâ, Amuryum’un fethi törenlerle kutlanamaz mı? Hz. Peygamber’in müjdesine mazhar olmak anılıp kutlamaya değmez mi?

Yeni logo üzerine yazdığım ilk yazımı şöyle bitirmiştim: ‘Ama ne diyelim ‘’Devletlü’’ öyle istiyorsa öyledir.’

Ahmet Urfalı

Kaynakça:

–İbrahim Sarı, Allah’ın Ordusu Türkler Türkleri Anlatan Ayet ve Hadisler e-book 2017
–Talat Koçak , Arkeolojik Veriler ve Yazılı Kaynaklar Işığında Amorium Kentinin Tarihi (En Eski Çağlardan Bizans Yerleşiminin Sonuna Kadar) Doktora Tezi 2018
–Doç. Dr. Abdullah Duman, Halife Mu’tasım’ınAmorion/AmmûriyeSeferi  Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı 38 2017

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.