(AA) – SALİHA ÖZDEMİR – Tiyatro ve sinema sanatçısı Ulvi Alacakaptan, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) başarısız darbe girişimine “tiyatro” diyen sanatçıları kınayarak, “Özellikle yerel yönetimlerin, halkın parasıyla alınmış silahları ona yönelten birinin, tiyatroyu da bir silah olarak ona yöneltmesine engel olması gerekiyor.” dedi.
Alacakaptan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşamı boyunca 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerine şahit olduğunu, ailesinin her darbede hapishaneler, zulümler gördüğünü, bu sebeple darbe sever zihniyetleri hiçbir zaman sevmediğini anlattı.
Alacakaptan, 15 Temmuz’daki başarısız darbe girişimine “tiyatro” denilmesinden rahatsızlık duyduğunu belirterek, şunları söyledi:
“47 yıllık tiyatro yaşamım boyunca, darbe zamanları dışında da ne yazık ki başbakanlardan, bakanlardan ‘Tiyatro yapma, burayı tiyatroya çevirdiniz’ gibi sözleri çok duydum. Tiyatronun aşağılayıcı anlamda kullanılması aslında yabancı lisanlarda da var. Bizim zamanımızda kullanılırdı ama bir darbeye ‘tiyatro’ demek için insanın hayal dünyasını epey genişletmesi gerekiyor. Hatta normal yollarda yetmez galiba, bazı maddelerle desteklemek gerekiyor. Benim hayretimi uyandıran şey tiyatrocuların bunu demesi.”
Daha önce şahit olduğu darbeler sırasında tiyatrocuların kendilerini “Biraz mağdur hissettikleri” için darbeleri hafife almadığı gözlemini paylaşan Alacakaptan, “Kendilerini darbenin başarıya ulaşamamasından mağdur hissediyorlar ki böyle bir açıklamada bulunuyorlar, darbeye ‘tiyatro’ diyorlar. Bu aslında akıldan, izandan yoksunluk. Bırakın sağcılığı, solculuğu, Türkiye’yi sevmeyi, sevmemeyi, bu hakikaten bir cinnet hali.” diye konuştu.
“Darbeyi küçültmek için ‘tiyatro’ deniyor”
Ulvi Alacakaptan, başarısız darbe girişimi sırasında masum insanların öldürüldüğüne, TBMM’nin bombalandığına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın canına kastedildiğine dikkati çekerek, “Böyle bir tiyatro yok, bu tiyatroya da haksızlık oluyor, tiyatroculara da haksızlık oluyor. Ama bir panik halinde darbeyi küçültmek için, kitlelerin gözünden düşürmek için maalesef ‘tiyatro’ deniyor.” dedi.
Alacakaptan, başarısız darbe girişimi sırasında meydanlara çıkmaktan ziyade sosyal medyada sözünü ettiği zihniyetle mücadele ettiğini aktararak, bir tiyatrocu olarak sokaklara henüz çıkmadığını kaydetti.
Başarısız darbe girişimine destek veren ve halkı aşağılayan zihniyetle mücadelenin daha yararlı bir iş olduğuna inandığını belirten Alacakaptan, şunları ifade etti:
“Bir de şöyle bir yanlış anlayış var. Bu konulara girmek belki bu sıcak günlerde doğru değil ama sanatçının sorumluluğu herhangi bir insanın sorumluluğundan, bir doktorun, bir ayakkabıcının sorumluluğundan dini olarak farklı değildir. Sanatçılara bazı şeyler mübah değildir. Fakat ne yazık ki eski Yunan’dan gelen sanatçıların bir nevi putlaştırılmasından ötürü bir ‘sanatçı duruşu’, ‘sanatçı ahlakı’ gibi ayrı şeyler varmış gibi yapılıyor. Biraz da meydana bundan çıkmak istemiyorum çünkü gelip fotoğraf çektirmek isteyenler çıkabiliyor. Orada, bu şekilde bulunmak istemiyorum.”
Alacakaptan, sosyal medyada kendisine “Ne uğraşıyorsun, bunlar laf anlamaz” şeklinde eleştiriler de yapıldığı bilgisini vererek, “Hayır, ben onlara laf anlatmaya çalışmıyorum, saf zihinleri bulandırmasınlar diye onları teşhir etmeye çalışıyorum.” dedi.
“F tipi tiyatrolar her yeri işgal etmişti”
Başarısız darbe girişimine destek olan sanatçılar konusunda yerel yönetimlerin sorumluluğu olduğunu belirten Ulvi Alacakaptan, şöyle konuştu:
“Doğal olarak sıradan insanlar neyin ne olduğunu bilemeyebilirler ama halkın parasını harcayan belediyelerin seçimlerine çok dikkat etmeleri lazım. Bundan bir, iki sene öncesine kadar ben bunca senedir tiyatrocu olmama rağmen sahne bulamıyordum çünkü şimdi paralel yapı ve yahut da ne diye adlandırılırsa adlandırılsın, ben onlara ‘F tipi’ tiyatro diyordum. ‘F tipi’ tiyatrolar her yeri işgal etmiş durumdalardı. Bu durum azalmış olsa da sürüyor. Halkın parasını kullanarak bunlara fırsat vermeye kimsenin hakkı yok. Özellikle yerel yönetimlerin, halkın parasıyla alınmış silahları ona yönelten birinin, tiyatroyu da bir silah olarak ona yöneltmesine engel olması gerekiyor.”
Alacakaptan, mücadelesinin arkasında kendi oyunlarının sahnelenmesi gibi bir kaygısı olmadığının da altını çizerek, “Kitlelerin uyutulması, başka yönlere yönlendirilmesine engel olmak için mücadele ediyorum. İnşallah artık biraz daha uyanık olunur.” diye konuştu.
Son 2 yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Tiyatroları Destekleme Kurulunda olduğunu söyleyen Alacakaptan, bu sene de göreve devam ettiği takdirde “F tipi” tiyatrolara karşı daha özenli davranılması için çaba göstereceğini sözlerine ekledi.