Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Flaman ve Valon bölgelerinde helal kesimin yasaklanmasına ilişkin Belçika’daki yirmi kadar Yahudi ve Müslüman kişi ve kuruluşun öne sürdüğü argümanları reddetti.
Başvuranlar, din özgürlüğü haklarının ihlal edildiğini ve bu özgürlüğün kullanılmasında ayrımcılık yapıldığını ileri sürmüşlerdir. Zorunlu bayıltmayla birlikte, hayvanları dinlerinin emirlerine uygun olarak kesmenin artık mümkün olmadığını ileri sürmüşlerdi ancak mahkeme bu görüşe katılmadığını bildirdi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu kararına tepki gösteren Belçika İslam Koordinasyon Kurulu, olaya tepkisiz kalmadı ve konuya ilişkin bir basın bildirisi yayınladı.
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kararı Belçika Müslüman toplumunu büyük hayal kırıklığına uğrattı.” sözleriyle başlayan ve karara itiraz edeceğini belirten Belçika İslam Koordinasyon Kurulu’nun basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
Belçika İslam Temsil Kurumu ve Belçika İslam Koordinasyon Kurulu, Strazburg’daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Flaman ve Valonya Bölgelerinin dini usullere göre kesim yasağının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygunluğuna ilişkin bugünkü kararını büyük bir hayal kırıklığıyla öğrenmiştir.
4 Ocak 2023 tarihinde Belçika İslam Temsil Kurumu (Exécutif des Musulmans de Belgique – EMB) ve Belçika İslam Koordinasyon Kurulu, Valonya Bölgelerinin dini usullere göre kesim yasağını karşı Strazburg’daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuştu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İkinci Dairesinin bugün verdiği kararla, dini usullere göre kesim yasağının din özgürlüğüne yönelik bir ihlal teşkil ettiğini ancak bu müdahalenin yeterince orantılı olduğuna hükmetti.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan dini özgürlükler, Müslümanların dini özgürlükleri söz konusu olduğunda yeni yasalar ve mahkeme kararlarıyla sürekli olarak kısıtlanmaktadır. Belçika Müslümanları, maruz kaldıkları bu ötekileştirici ve ayrımcı muamele hissini pekiştiren bu karardan endişe duymakta ve dini özgürlüklerine yönelik bu kısıtlamaların nereye kadar gideceğini merak etmektedirler.
Bu nedenle Belçika’daki ,slami kurumlar bu hassas konudaki davayı son sözü söyleyecek olan Avrupa insan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi’ne taşımaya hazırlanıyor. Mahkeme’nin ikinci Dairesi, Mahkeme’nin ilk kez din özgürlüğü ile hayvan refahı arasında bir denge kurmak zorunda kaldığını kabul etmiş ve bu nedenle Mahkeme’nin dikkatli bir analiz yapmasının gerekli olduğunu da vurgulamıştır. İslami Kuruluşlar, Büyük Dairenin, İkinci Daire tarafından bu dikkatli analizin yapılmadığını ve yasağın Belçika’daki Müslümanlar için meydana getirdiği temel ve pratik hayattaki engelleri hatalı bir şekilde görmezden gelindiğinin farkına varmasını ümit etmektedir.
