(AA) – Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, Avrupa Birliği’nin (AB) son dönemde enerji politikalarında beklenilen başarıyı gösteremediğini belirterek, “Birlik, üyelerinin uzlaşamadığı Kuzey Akım 2 Doğalgaz Boru Hattı Projesi ve Ukrayna ile ilişkiler noktasında siyasi krize dönme ihtimali yüksek problemlerle karşı karşıya. AB’nin enerjisi giderek düşüyor.” dedi.
Akyener, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AB’de beraberliğin sarsıldığını ve birliğin ekonomik gücünün giderek zayıfladığını söyledi.
İngiltere’nin AB’den ayrılma kararıyla küresel ve bölgesel bağlamda bozulan ekonomik politikaların AB’nin işini zorlaştırdığını anlatan Akyener, “Birliğin, bazı üye ülkelerin ekonomik yükünü taşımak zorunda kalması, artan göçmen sayısı ve üye ülkelerde farklılaşan siyasi yaklaşımlar AB’de istikrarın yitirildiğini gösteriyor.” ifadesini kullandı.
Akyener, İngiltere’nin, AB ortak pazarında önemli bir ticari güce sahip olduğunu dile getirerek, ayrılma sürecinin tamamlanmasının ardından AB’de ekonomik olarak yeni arayışların ortaya çıkacağını kaydetti.
Birliğin, üye ülkeler arasında ortak enerji politikaları geliştirmek için ciddi çaba sarf ettiğini dile getiren Akyener, şöyle konuştu:
“AB, son dönemde enerji politikalarında beklenilen başarıyı gösteremiyor. Önümüzdeki dönemde de daha farklı problemlerin ve başarısızlıkların içine sürüklenebilmesi muhtemel. Birlik, üyelerinin uzlaşamadığı Kuzey Akım 2 Doğalgaz Boru Hattı Projesi ve Ukrayna ile ilişkiler noktasında siyasi krize dönme ihtimali yüksek problemlerle karşı karşıya. İngiltere’nin birlikten ayrılma kararı da olumsuz etkisini sürdürüyor. AB’nin enerjisi giderek düşüyor. Birlik içinde büyük devletler kendi önceliklerini düşünmeye devam eden politikalar izlerken, zayıf üyeler ise ciddi mağduriyetler yaşayacak ve birlik ruhu zedelenecek. Enerji verimliliği, karbon emisyonu, enerji nakil sistemlerinin modernleştirilmesi ve temiz enerji kullanımının artırılması gibi konularda alınan kararlar sadece gelişmiş üye ülkelerde uygulanabilecek. Diğer üyelerde ise bu kararlar hayata geçirilemeyecek. Bu tablo içerisinde, dünyadaki en büyük gaz ithalatçısı olan AB’nin öncelikli enerji politikalarından biri olan enerji arzında kaynak çeşitliliğinin sağlanması da olumsuz etkilenecek.”
“Güney Gaz Koridoru Projesi zayıflıyor”
AB’nin kaynak çeşitliliği bakımından en fazla önem verdiği projelerden birinin Güney Gaz Koridoru Projesi olduğunu belirten Akyener, bu projeyle Hazar ülkelerinden getirilecek doğalgazın Türkiye üzerinden AB’ye taşınmasının planlandığını anlattı.
Akyener, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan ve İran doğalgazının yanı sıra Kuzey Irak ve İsrail doğalgazının da AB’ye naklinin değerlendirildiğini ancak sadece Azerbaycan gazının tedarikiyle ilgili somut adımlar atılabildiğini ifade etti.
Türkmen doğalgazının Türkiye ya da İran üzerinden boru hatlarıyla AB’ye nakledilmesinin ekonomik olmayacağına işaret eden Akyener, şöyle devam etti:
“Türkmen gazının AB’ye ulaştığı andaki fiyatı, diğer gaz tedarikçileriyle rekabet edebilecek durumda olmayacak. Bu gerçeğin farkında olan Türkmenistan da gaz arzını önemli ölçüde Çin’e yapıyor ve gönderim kapasitesini artırmayı planlıyor. İran’ın uluslararası piyasalara gaz arzı ise yüksek iç tüketim düşünüldüğünde sanıldığı kadar yüksek değil. Gaz arzı kapasitesinin artırılması yeni yatırımlarla mümkün olacak. İran kapasitesini artırsa dahi öncelikli ve en ekonomik olarak ulaşabileceği piyasalar, Türkiye ve Irak olacak. Kazakistan ise gaz kaynaklarını ve yeni petrol sahalarından üreteceği fazla gazı iç piyasalarında değerlendirdikten sonra AB’ye değil Çin’e satmayı planlıyor. Sonuç olarak, AB’nin önemli enerji stratejilerinden biri olan Güney Gaz Koridoru Projesi zayıflamış ve sadece Şah Denizi 2 gazı ile sınırlı kalmış gibi görünüyor.”
Avrupa İstatistik Ofisi verilerine göre, AB’nin doğalgaz tüketimi artarken, üretimde ise düşüş yaşandı. AB’de geçen yıl doğalgaz tüketimi 2014’e kıyasla yüzde 4,3 artarken, üretim ise yüzde 9,3 azaldı.
Birliğin doğalgazda dışa bağımlılığı geçen yıl bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 2 artışla 69,3’e yükseldi. Ayrıca, 28 üye ülkeden 18’inin doğalgazda dışa bağımlılığı yüzde 90’nın üzerine çıktı.