(AA) – Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin dışişleri bakanları, ABD’de başkanlık seçimlerini kazanan Donald Trump döneminde, AB-ABD ilişkilerinin geleceğini ele almak üzere bir araya geldi.
Yeni ABD yönetiminden beklentiler konusunda ortak bir tutum belirlenmesi amacıyla düzenlenen yemekli toplantıda, Fransa, Macaristan ve AB’den ayrılma kararı alan İngiltere, dışişleri bakanı düzeyinde temsil edilmedi.
İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, katılmama kararına “toplantının gereksizliğini” gerekçe gösterdi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault, BM Genel Sekreterliği görevine seçilen Antonio Guterres ile görüşeceği gerekçesiyle Brüksel’e gelmedi. Trump’ın zaferini olumlu bulan tek AB üyesi olan Macaristan ise dışişleri bakanını göndermemeyi tercih etti.
Yaklaşık 3 saat süren toplantının sonunda konuşan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, AB’nin panikte olduğu iddialarına atıfta bulunarak, “Bu bir olağanüstü toplantı değildi, sadece gayriresmi bir yemekti.” dedi.
Tüm üye devletlerin transatlantik ilişkilerin güçlendirilmesine devam etmede mutabık olduğunu kaydeden Mogherini, AB ve ABD’nin partner olduğunu, değerler, ilkeler ve çıkarlar temelinde bunun böyle devam etmesini önemsediklerini dile getirdi.
Kendileri için iklim değişikliği, İran’la varılan nükleer anlaşmanın geleceği ve ticaret konularının da önemli olduğunu kaydeden Mogherini, Washington’u ziyaret etmek, Trump’ın dışişleri bakanlığı görevine getireceği kişiyi de AB Dışilişkiler Konseyine davet etmek istediklerini söyledi.
“Avrupa kendi sorunlarıyla ilgilenmeli”
Belçika Dışişleri Bakanı Didier Reynders, toplantının olağanüstü olduğu veya AB’nin kargaşa yaşadığı iddialarını reddederek, “ABD seçimlerinin tüm dünyada tartışılması ama dışişleri bakanları arasında tartışılmaması garip olurdu.” diye konuştu.
İtalya Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni de “Avrupa’nın önünde sığınmacı krizi ve ekonomik sorunlar gibi çok sayıda şey var. Ancak ABD onlarından biri değil. Avrupa, Atlantik’in diğer tarafında olanlar konusunda endişe etmek yerine kendi sorunlarıyla ilgilenmeli.” değerlendirmesinde bulundu.
Polonya Dışişleri Bakanı Witold Waszczykowsk, AB’nin çok sayıda sorunu olduğunu ancak bunlar arasında ABD’nin yer almadığını belirterek, “Amerikalılar, birini seçti ve o kişi bir melek değil. Ancak aynı zamanda özel bir muamele gerektiren çocuk da değil.” şeklinde konuştu.
Trump, seçim kampanyası sırasında büyük ticaret anlaşmalarına karşı olduğunu söylemişti. Bu nedenle, eğer tamamen iptal edilmezse AB ile ABD arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakerelerinin AB için çok zorlu geçeceği öngörülüyor.
Trump’ın Avrupa ülkelerinin NATO için daha fazla harcama yapmasını istemesi ve Avrupa’nın savunmasını geri plana atması diğer bir endişe konusunu oluşturuyor. Trump döneminde Rusya ve ABD arasındaki ilişkilerin iyileşme ihtimali, Kırım’ın ilhakı yüzünden Rusya’ya ambargo uygulayan AB’yi endişelendiriyor. Ayrıca, İran’la varılan nükleer anlaşmanın geleceği ve iklim değişikliği konularında da AB ve Trump farklı düşünüyor.