Avrupa Birliği’nin (AB) temelini oluşturan Maastricht Anlaşması’nın 29’uncu yıl dönümüne; kıtayı derinden etkileyen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, salgınla mücadele için sınırların kapatılması, aşı tedarikinde yaşanan sorunlar ve İngiltere’nin birlikten kopması damga vurdu.
AB’yi kuran Maastricht Anlaşması, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, Hollanda, Belçika, Portekiz, Yunanistan, Danimarka, İrlanda ve Lüksemburg un yer aldığı 12 Avrupa ülkesi tarafından 7 Şubat 1992 tarihinde imzalandı.
Hollanda’nın Maastricht şehrinde imzalanan anlaşmanın 1 Kasım 1993’te yürürlüğe girmesiyle Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) dönüşüme uğradı ve Avrupa Birliği adını aldı.
Anlaşma, AB’nin ekonomik ve parasal birlik, ortak dışişleri ve güvenlik politikası ile adalet ve iç işlerinde iş birliğini içeren üç temel direğini ortaya çıkaran yeni bir yapı ortaya koydu.
Taraf ülkelerin genel politikalar alanında daha fazla iş birliği ve koordinasyonunu sağlamayı amaçlayan anlaşma, “ulus devletlerden oluşan bir birlik”, “Avrupa vatandaşlığı” ve “ortak ekonomi ve parasal birlikten” oluşan üç ana hedefle ortaya çıktı.
Üye ülkelerin ekonomik ve parasal birliği için bir plan oluşturan anlaşma, bugün Avro Bölgesi adıyla bilinen bağımsız bir Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından yönetilecek avro para biriminin gerekli hazırlıklarının tamamlanmasını da hedefleri arasında sıraladı.
Ünlü “Maastricht kriterleri” belirlendi
Anlaşmayla üye ülkelerin ekonomik ve parasal birliğe katılabilmeleri için gerekli şartlar oluşturuldu. Bu çerçevede ilk şart, “toplulukta en düşük enflasyona sahip üç ülkenin yıllık enflasyon oranları ortalaması ile ilgili üye ülke enflasyon oranı arasındaki farkın 1,5 puanı geçmemesi” olarak belirlendi.
Anlaşmada, “Üye ülke kamu borçlarının gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYİH) oranı yüzde 60’ı geçmemelidir. Üye ülke bütçe açığının GSYH’ye oranı yüzde 3’ü geçmemelidir. Herhangi bir üye ülkede uygulanan uzun vadeli faiz oranları 12 aylık dönem itibarıyla fiyat istikrarı alanında en iyi performans gösteren 3 ülkenin faiz oranını 2 puandan fazla aşmamalıdır. Son 2 yıl itibarıyla üye ülke parası diğer bir üye ülke parası karşısında devalüe edilmiş olmamalıdır.” kriterleri ortaya çıktı.
“Avrupa vatandaşı” kavramı
Maastricht Anlaşması ile “Avrupa vatandaşı” kavramı da belirlendi. Anlaşmayı 29 yıl önce imzalayan 12 üye ülke vatandaşları, Avrupa vatandaşı olarak kabul edildi. Bu kişilerin diğer üye ülkeler arasında özgürce seyahat ve ikamet etmesi ile Avrupa parlamentosu ve yerel seçimlerde oy kullanmaları sağlandı.
Ortak dış politika hedefi
Maastricht Anlaşmasına taraf ülkeler arasında dış politika, güvenlik, adalet ve iç işlerinde iş birliğini sağlayacak politikaların belirlenmesi kararlaştırıldı.
AB üyesi ülkeler ve Birliğin ortaklık kurduğu diğer ülkelerin güvenlik güçleri arasında, uluslararası organize suçlar ve terörizm konusunda iş birliği ve etkili çalışma ortamı sağlamak amacıyla bir Avrupa Polis Teşkilatı (Europol) kurulması kararı da Maastricht Anlaşması ile alındı.
29’uncu yıla buruk giriliyor
Avrupa Birliği, Maastricht Anlaşmasının imzalanmasının 29. yıl dönümüne Kovid-19 etkisi altında buruk biçimde giriyor.
Birleşik Krallık gibi önemli siyasi ve ekonomik güce sahip bir üyesini geçen yıl kaybeden AB, bunun sonuçlarına yoğunlaşamadan kendisini salgının etkisi altında buldu.
Geçen 29 yılda birçok krizi atlatan AB, bu kez dünyada salgından en fazla etkilenen kıta olarak ciddi sınamalarla karşı karşıya kaldı. Salgınla mücadele için AB ruhunun merkezindeki “serbest dolaşımı” sınırlandırmak zorunda kalan Birlik, bir yandan da aşı teminindeki güçlüklerle mücadele ediyor.
AB, üye ülkelerde salgınının yaralarını sarmak için 750 milyar avroluk kurtarma programı çıkarmayı başarsa da aşı temininde ve halkın aşılanmasında İngiltere, Kanada ve ABD gibi diğer gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmakla eleştiriliyor.