50. YILDA EĞİTİM SEVİYEMİZ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Belçika’da varoluşumuzun 50. yıldönümüne az bir süre kaldı. Bazıları bu 50. yıldönümü önemsiz görebilir. Dile kolay tam 50 yıl. 50 yıl önce Belçika’ya ayak basan 20’lik bir delikanlı şu anda 70 yaşında ve torunun çocuğunu kucağına alıyor.

50. yıl derken bunu kutlama veya şenlik yapılacakmış gibi algılayanlar var. Bu tamamen yanlış. 50. yıldan maksat, 50 yıl önce buraya ayak basanları anmak ve hatırlamak. Hatta nereden geldiğimizi ve nereye doğru gittiğimizi unutanlara hatırlatmak. Gerekirse bilmeyenlere öğretmek.

50. yıla ramak kala Türk toplumunu sosyal açıdan yakından ilgilendiren bazı önemli sorunlarımızı masaya yatırmamız lazım. Kendimizi bu sorularla sorguya çekmeliyiz. Bütün olumlu ve olumsuz gelişmeleri sıralamalıyız. Hatalarımızdan ders çıkarmalıyız. Ve bu toplumu nasıl daha iyi seviyelere ulaştırırız diye yeni fikirler üretmeliyiz.

Peki, 50 yılda kat ettiğimiz mesafe olumlu mu? Bu soruyu sokaktan geçen vatandaşlara sorsak, birçoğu mutlaka bu soruya “Evet olumlu” diye cevaplandırır. Çünkü birçoğumuz burada iş, ev ve araba sahibi olduk. Maalesef, birçoğumuzun hayat felsefesinin ilk sırasında ev ve araba sahibi olmak için çalışmak yer alıyor. Ama hayat bununla kısıtlı değil. Hayat felsefemizde sadece ev ve araba sahibi olmak için çalışmak yer almamalı. İyi bir hayat standartları üzerinde durmamız için elbette çalışmalıyız, elbette ev ve araba sahibi olmalıyız. Ama sosyal hayatımızı yakından ilgilendiren diğer önemli unsurları da göz ardı etmemeliyiz.

Çalışmanın, ev ve araba sahibi olmanın yanında, en önemli konuların başında gelen çocuklarımızın eğitim meselesi var. Çocuklarımızın eğitimine ne kadar önem veriyoruz? Çocuklarımızın eğitimi için hangi fedakarlıkları yapıyoruz? Bir toplumun eğitimi demek, o toplumun kalkınması demek.

***

Belçika’ya gelen ilk nesil zaten eğitimsizdi. İkinci nesilden tek tük eğitim görenler oldu. Üçüncü nesilden eğitim görenlerin yine yüzdesi çok düşük seviyelerdeydi. Dördüncü nesilde biraz gelişmeler var ama yüzdeliğe vurduğumuz zaman sonuç yine tatmin edici değil.

Eğitim konusunda ilk neslin büyük hataları mutlaka olmuştur. Çünkü ilk neslin insanları geri dönme umuduyla çocuklarının eğitimlerine pek önem vermedi. Ancak Belçikalı yetkililerin de bu konuda çok büyük zararları oldu. Türklerin ve diğer yabancıların bulunduğu okullar hiçbir zaman önemsenmedi. Açık söylemek gerekiyorsa, ne o tür okullar önemsendi ne de o tür okullarda eğitim gören Türk ve diğer yabancı çocuklar.

50. yıla yaklaştığımız şu günlerde, toplumumuzun genel olarak eğitim seviyesi gerçekten içler acısı. Bu konuda ne Belçikalı yetkililerin ne de Türk kökenli siyasilerin yardımı dokunur. Bu yardım ancak olsa olsa başta bazı önemli Türk dernekleri, Türk okulları olmak üzere, duyarlı ve gönüllü vatandaşların çabalarıyla olur.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.