İbibik baharın geldiğini müjdeleyen bir kuştur. Kış bitince ortaya çıkar ve ötmeye başlar. Yaylacılar da kış bitip bahar gelince mallarını davarlarını alıp yaylaya çıkarlar, bu yüzden yaylacılar arasında “ibibikler ötünce yaylaya çıkılır” diye bir tabir vardır.Yaylacılık yapan bir köylü de ibibik sesini duyunca göçü, köpeği, malı, davarı alıp yaylanın yolunu tutar, tutar ama üç gün sonra öyle bir tipi ve don yaşanır ki yaylacının koyun ve inekleri soğuktan telef olur. Yaylacı çaresiz eşeğine binip yayladan köyüne inerken bir de ne görsün, bir ibibik soğuktan ölmüş yolda yatıyordur. Yaylacı kafasını sallar ve der ki, be hayvancağız çıktın kendine ettin, öttün bana ettin.
Bu hikayeden yola çıkarak Belçika’da zamansız öten ibibik de hem kendine etti hem de ötmesiyle etrafındaki bir çok parazite, asalağa, tufeyliye zararı dokundu. Bunlardan bazıları telef oldu, bazıları mekan değiştirdi ve bazılarının da telef olması an meselesi… Yazımız meraklısınadır….
BİR AYDIR İŞE GELMEYEN BELÇİKALI
Çalıştığım iş yerinde Belçikalılarla Türkler arasında kim daha akıllı, daha uyanık gibilerinden takılmalar olur. Bu Belçikalılardan biri, yıllar önce bir Türk’ün, Brüksel’den trene binip Gent’e gitmek isterken (büyük ihtimalle dil problemi yüzünden) Genk’e gittiğini anlatıp anlatıp gülüyor ve Türkler hep mi böyle diyerek dalga geçiyordu.
Hatırlanacağı üzere, geçen ay Fransa sınırındaki Erquelinnes kasabasında yaşayan Sabine Moreau (67) adındaki Belçikalı kadının, 100 kilometre mesafedeki Brüksel’e gitmek isterken, kendisini 1.500 kilometre ötedeki Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’de bulması haber konusu olmuştu. Kadıncağız onca yolu, aracındaki GPS cihazına güvenerek gitmiş ve ancak “Zagreb” tabelasını görünce yanlış yolda olduğunun farkına varmıştı… İşte bu haberin duyulmasının ardından, söz konusu Belçikalı arkadaş bir aydır işe gelmiyor. Acaba ciddi bir şeyi mi var! Merak içindeyim.
ÇUKURUN HİKMETİ
Brüksel’de Rue Montayer sokağındaki T.C Büyükelçiliğinin ve Başkonsolosluğunun bulunduğu binaların tam önünde asfalt yolda büyük bir çukur bulunmakta. Bu çukuru Belçikalı yetkililer özellikle burada Türk makamları var diye mi doldurmazlar. Yoksa büyükelçiliğimiz güvenlik maksadıyla bu noktada trafiğin yavaş işlemesini talep ettiğinden mi bu çukur kapatılmamaktadır?