“Ben Cimri değil tutumluyum…”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Boşanmanın eşiğine gelmiş bir danışanımın şu sözleri beni çok düşündürdü : “Cimri bir insanla yaşamak, denizin ortasında susuz kalmak gibi bir şey. Herşeye sahip gibisin. Ama hiçbir şeyde hevesin kalmıyor. Varlık içinde yokluk hissi…”.
“Peki sizce evin ekonomisini düşünmek, parayı kontrol etmek yanlış mı?” diye yüzeysel bir soru soruyorum. “Tutumlu insan olmak başka, cimri olmak bambaşka” dedi. Sonra derin düşüncelere dalmaya başladım…

Kavram karmaşalarında bugün diyoruz ve konuya el atıyoruz.

Hadi sizinle Cimrilik üzerine biraz düşünelim. En sevmediğim insan tipi ne diye sorarsanız en başa cimriyi koyabilirim. Neden cimrilik? Daha kötü özellikler yok mu? diye sorarsanız, tüm kötülüklerin en başında cimriliğin geldiğini bile söyleyebilirim.

Peki nedir bu Cimrilik? Tüm inanışlarda cimrilik en büyük günahlarda ilk yediye girer. Kelimenin kökeni Farsça’dan gelir ve “soysuz, sefil, dilenci” anlamına gelir. Eli sıkı, pinti, malını paylaşmayan kişi olarak bilinir. Ama benim en sevdiğim tanım hangisi biliyor musunuz? Cimrilik, başkasına verilmesi gereken bir hakkı vermemek veya engel olmaktır… Yani “ne var canım malına biraz düşkünse” demekle kurtulamayız. Cimrilik bir kul hakkıdır, cömertlik ise hakkı olanı insanlara dağıtmaktır.

“Iyi de tutumlu olmayalım mı? Cömert olacağız diye paramıza pulumuza sahip olmayalım mı? Sorun tam da bu zaten. Biz malın sahibi değil, emanetçisiyiz. Mal mülk sahibi olmak bir suç değil, ama bunun bir amaca, tertemiz bir niyete hizmet etmesi lazım… Yoksa Tevbe suresinde bahsedilen, ‘biriktirirken helak olanlardan’ oluruz…

Tutumluluk nedir? Dünya nimetlerini sorumsuzca tüketmeyen, önünü arkasını düşünen insan tutumludur. Örneğin, suyu tasarruflu kullanmasında, yemeği çöpe atmayışında, tüketim kölesi olmayıp sabah akşam yersiz alış veriş yapmayışında, eskiyen eşyaları geri dönüşüm yoluyla kullanmasında, Yaradanın bahşettiği tüm güzellikleri insanca kullanıp başkasına da pay bırakmasında, hatta laflarını ve zamanını boş işlere değil de sevdiklerine harcamasında görürsün. Tutumluluk güzel bir ahlaktır. Kendi hakkına razıdır, başkasına ise cömerttir.

Aslında Tutumlu insan, sahip olduklarının değerini bilen, israf etmeden yaşamayı seçendir. Onun ölçüsü, nefsine değil, aklına ve yüreğine dayanır. Her adımı, geleceğe atılmış bir tohumdur, her biriktirdiği şeyin bir anlamı, bir amacı vardır. O, bir gün daha güzel bir şeyler üretebilmek için küçük fedakarlıklar yapar. Tutumlu, Kainattaki tüm varlıkların hakkını gözetir. Cimri ise sadece kendi hakkının peşindedir.

Cimri insan biriktirdiğini hiç kimseyle paylaşmamak için biriktirir; gözünde, her şey kaybetmekten korktuğu birer zenginlik simgesidir. Ailesiyle dışarı çıkar çıkmaz her adımı hesap etmeye başlar. Bir yemek ısmarlarken, bir yandan durmadan menüdeki fiyatlara bakar. Kendi canı çok tatlıdır ama başkasına yardım etmeye veya hediye vermeye gelince cebinde akrep vardır. Sürekli sözüm ona sevdikleri için neler aldığını, neler harcadığını hatırlatarak minnet duygusu uyandırır. Kaşıkla verip sapıyla gözünü çıkarır. Bu tutumluluk değil bencilliktir. Tutumlu olan bilir ki, gerçek zenginlik, yalnızca sahip olmakla değil, doğru zamanda doğru yere harcamakla gelir. Tutumluluk, sade bir bilgeliğin yansımasıdır; sadece maddi değil, manevi değerlerini de korur insan. Oysa cimrilik, ruhu daraltan bir sıkılıktır; paylaşmaktan korkan ellerle değil, açık bir gönülle yaşamak gerekir. Zenginlik, kalpleri genişletmesi gerekirken, cimrilik insanı kendi içine hapseder, gözlerini dünyaya kör eder. İnsan, sahip olduklarını paylaştıkça zenginleşir oysa; cimri ise her gün biraz daha fakirleşir. Ellerine tutunduğu her bir kuruş, aslında ruhundan çaldığı anların bir hatırlatıcısıdır.

İnsanın eli varlığa sahip olsa bile gönlü yoksulsa, onun zenginliği eksiktir. Cimri, her gün yeni bir zincir örer kendi etrafına, fark etmeden kendisini dünyadan soyutlar. Sadece parasını değil sevgisini de, zamanını da paylaşmayı bilmez. Yürekten gelen her türlü iyiliği, merhameti, bir tebessümü bile kısar. Paylaşmayı bilmeyen bir kalp, yalnızca kendine kapanır ve bu kapanışta en büyük kaybı kendi yaşar.

Oysa yaşamak, paylaşmanın içinde saklıdır. Cimrilik, insanı sadece maddi anlamda değil, manevi anlamda da yoksun bırakır. Kısılmış eller, sönmüş bir ışık gibidir; ne başkalarını aydınlatır ne de kendi karanlığını dağıtır. Bu dünyada ne kadar varlık toplarsa toplasın, cimri insan, gerçekte hiç sahip olamamış olandır.

Tutumlu insan, damla damla biriktirir sevgi ve huzuru; cimri ise damlaları avuçlarında tutmaya çalışırken, aslında onları birer birer kaybeder.

Tutumluluk bir bilgelik, cimrilik ise bir esarettir. Biri, geleceği inşa eder, diğeri geçmişin zincirlerine takılıp kalır. Biri sevgiyi üstel üstel çoğaltır, diğeri ise yalnızlığın ve bencilliğin denklemidir…

Tutumlu cömertlere selam olsun ❤️

Cemile Tetik 💐

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir