Philips tarafından 1962’de icat edilen kompakt ses kaseti, ses kalitesinin vinil ile rekabet etmeye başladığı 1970’lere kadar pek popüler olmadı. Nitekim kaliteli bir kaset ve uygun bir oynatıcı, vinil plaklar kadar zengin bir ses üretebilir. Kasetlerin yükselişine bu teknolojik ilerlemenin yanı sıra başka faktörler de katkıda bulundu.
Hua Hsu’nun ArtForum’da işaret ettiği gibi, “plak şirketleri tüketicileri en sevdikleri vinilleri kasetler üzerinde yeniden satın almaya zorlamaya başladı”. Bu da formata kültürel bir destek sağladı, ancak bu coşku kasetin doğuştan gelen avantajları olmadan mümkün olamazdı.
Bugün şaşırtıcı görünebilir, ancak kasetlerin ortaya çıkmasından önce müziği duraklatmak, geri sarmak veya ileri sarmak imkansızdı. Bir plak çalarda süreç özellikle karmaşıktı ve kolun manuel olarak hareket ettirilmesini gerektiriyordu. Öte yandan kasetle tek yapmanız gereken bir düğmeye basmaktı.
Kasetlerin büyük popülaritesine katkıda bulunan bir diğer faktör de kayıt yapma yetenekleriydi. Kullanıcılar ilk kez radyodan, vinil plaklardan ve hatta diğer kasetlerden derlemeler yapıp şarkıları kaydedebiliyorlardı.
Son olarak kasetlerin en büyük avantajlarından biri de taşınabilir olmalarıydı. Elinde bir vinil plak tutan herkes, onu otobüste dinlemenin kesinlikle imkansız olduğunu bilir. Ama kaset? Kağıt kapaklı kitaplardan daha kompakttır ve her yere kolayca taşınabilir.
İnsanların en sevdikleri müziği tam bir özgürlük içinde dinlemelerine olanak tanıyan Sony Walkman, 1979’da piyasaya sürüldüğünde bu şekilde büyük bir başarı elde etti. Bu çeşitli avantajlar kasetleri zirveye taşıdı: 1980’lerin ortasında yılda 900 milyon adet satılıyordu. Ne yazık ki bu ihtişamlı dönem kısa sürdü.
Ancak bandı birbirine karışmayan, çatlamayan ve ses kalitesi üstün olan disk formatı, kısa sürede kasetlerin yerini aldı. CD çalar fiyatlarının düşmesiyle birlikte kasetlerin de rafa kalkması ve hediyelik eşya statüsüne düşmesi uzun sürmedi. 1991 yılına gelindiğinde CD satışları kaset satışlarını geride bırakarak bir dönemin sonuna gelindi.
