“Doktor Alaaddin Yılmaz’ın ismini yaşatmalıyız”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Belçikalı Türkler olarak, gururumuz olan dünyaca ünlü kalp cerrahı Doktor Alaaddin Yılmaz’ın vefatıyla büyük bir üzüntü duyduk. Kapalı kalp ameliyatları konusunda kendi has teknikler geliştiren ve bu alanda dünyada adından söz ettiren Alaaddin Yılmaz, Belçika’daki Türk toplumunun Medar-I İftiharıydı. Onunla gurur duyardık ve övünürdük. Onun ani ölümü, hepimizi derinden üzmüş durumda. Hatta öyle ki, ölümü sadece Türk toplumunu değil. Belçikalılar ve Faslılar olmak üzere diğer toplumları da üzmüştür.

Doktor Alaaddin Yılmaz’la 2017 yılında Hasselt’teki Jessa hastanesinde İHA için güzel bir röportaj yapmıştık. Bu röportaj, 2005 yılında başlayan ve bugüne kadar devam eden gazetecilik serüvenimde benim için en güzellerinden birisiydi çünkü bir yandan, o röportajı yaptığım gün, çok önemli bir insanı tanıma fırsatı elde etmiştim. Diğer yandan ise, o röpotaj Belçika başta olmak üzere Türkiye ve Türklerin azınlıklarını barındıran diğer Avrupa ülkelerinde büyük yankı uyandırmıştı. Günlerce hatta haftalarca, vatandaşlar ve sosyal medyada yer alan gruplar Hürriyet gibi önemli medya kuruluşlarında yayınlanan haberimi paylaşıyorlardı.

O günden sonra Doktor Alaaddin Yılmaz’la bazen kardeşi Sedat Yılmaz vasıtasıyla haberleşiyorduk. Brüksel’de kalp konusunda sıkıntı yaşayan birkaç kişiyi kendisine yönlendirmiştim ve rahmetli o kişilerle gerektiği gibi ilgilenmişti. Bu konuda cidden hakkı ödenmez. Toplumunu seven ve toplumunun insanlarından yardımını hiçbir zaman esirgemezdi. Kesinlikle kendini üstün görüp, diğer insanları küçük gören bir yapıya sahip değildi. Çok mütevazi ve son derece cana yakın bir insandı. Verdiği röportajlarda yaptıklarıyla elbette övünürdü ve bu da onun en doğal hakkıydı. Ancak bunu yaparken, her zaman geldiği yeri belirtir ve bir göçmen işçi çocuğu olarak yaşadığı sıkıntıları da dile getirirdi.

Göçmen bir işçi çocuğu olarak ben de bu ülkede yüksek eğitimimi tamamlama şansını elde etmiştim. Benim okuduğum bölüm elbette Doktor Alaaddin Yılmaz’ın okuduğu bölümün kat kat altındaydı ancak o süreçte yaşadıklarıma bakınca, onun ne demek istediğini gayet iyi anlamıştım. Yabancısı olduğunuz bir ülkede okumak cidden zor. Hele ki, doktorluk gibi bir bölüm olursa. Fakat Alaaddin yılmaz, büyün zorluklara rağmen doktorluğu okumuş ve kalp konusunda uzmanlaşıp, dünyanın en iyileri arasına girmişti. Gerçekten olağanüstü bir başarıydı bu yaptığı.

Ancak gururumuz Doktor Alaaddin Yılmaz, yaklaşık bir yıldır hastaymış ve tedavi görüyormuş. Bu durumun bilinmesini istememiş ve sadece kendi yakın çevresinden başkası bilmiyormuş. Ölüm haberini alınca resmen şok olduk. Bu haber cidden son dönemde aldığım en kötü haber olsa gerek. Bu haber üzerine sadece ben değil, tüm Belçika ağladı. Rahmetli, TRT’ye verdiği bir röportajda, hayalinin bir gün Türkiye’ye dönmek olduğunu söylemişti ve son günlerini Türkiye’de geçirdikten sonra Rabbine kavuştu.

Şimdi bu güzel insanı ve yaptıklarını unutmak ne münkün? Bu güzel insanın isminin yaşatılması lazım. Eğer bu yapılmazsa, toplum olarak bu vefasızlığın bedelini ödeyemeyiz. Bir şekilde ismi bir yerlerde yaşatılmalı. Yaşatılsın ki, yaptıkları gelecek nesillere aktarılsın ve onlara örnek olsun.

Rabbim mekanını cennet eylesin güzel insan…

Cafer Yıldırımer

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir